POLİTİKA TOPLUM 

DEMOKRASİ TİYATROSU

Bir güç elde etmenin en etkin yöntemi size ve söylemlerinize sürekli karşı çıkan ve sürekli muhalefet eden bir grubun olmasıdır. Bu durumda taraflar arasında rekabet ve düşmanlık, mantığın önüne geçer. Gruplar savunduğu fikirlerden çok, taraftarı olduğu grubun galibiyeti veya mağlubiyeti üzerine odaklanır. Böylelikle en aptalca, normal insan zekâsının çok altında fikirler bile kabul görür. Bu nedenle düşünce ve inancın rakipleriyle çatışması devamlılığının vazgeçilmez yoludur. Bir ülkeyi yönetmek ya da yönetmeye aday olmak elbette kişisel olarak gurur vericidir. Ancak egonun yükselmesine, narsistik etkilere de neden olabilir. Oligarşik, monarşik, teokratik veya faşist…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ARABESK İŞİ KAHRAMANLIK

“Ülkemiz çok stratejik bir konumda, bu yüzden düşmanlarımızın ülkemizde gözü var.” Bu sözü yıllarca duyduk, hâlâ da duyuyoruz. Medyada, açıkoturumlarda, konferanslarda, siyasilerin toplantılarında duymaktan bıktık. Aynı şeyi İranlılardan da duyunca gülmüştüm. Konuşmanın bütününün verdiği mesaj nedeniyle bunu söyleyiş gerekçeleri oldukça açıktı. Mesaj; “Vatanınıza sahip çıkın” değil, sadece düşmana dikkat çekmekti ve bunun üzerinden mağduriyet propagandası yapmaktan ibaretti. Stratejik olarak ülkemizin önemli olması doğrudur. Oysa ülkemiz için asıl önemli olan, iklim ve doğa koşulları olarak yaşamaya elverişlilik açısından çok değerli olmasıdır. “Stratejik önem” uyarısı vatanseverlik gibi algılansa da sürekli bir düşman…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

CEHALETİN GALEYANA GELİŞİ: ‘MADIMAK’

“2 Temmuz”, 1993 yılında meydana gelen Madımak Oteli Katliamı’nın yıldönümüdür. O gün, Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ne katılmak için Sivas’a giden 33’ü aydın ve sanatçılar, 2’si otel görevlisi ve 2’si saldırgan olmak üzere 37 kişi, otelin yakılması sonucu hayatını kaybetti. Katliamdan iki gün önce kentte bir bildiri dağıtılmıştı. Bildiride Aziz Nesin’in o sırada başyazarı olduğu Aydınlık gazetesinde tefrika ettiği Salman Rüşdi’nin ‘Şeytan Ayetleri’ kitabından bahsedilmiş, Nesin hedef gösterilmişti. Bildiride dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’in şenliklere ev sahipliği yapması eleştirilmiş, Nesin için “Şehirde adeta Müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir” ifadesi kullanılmıştı. 2 Temmuz…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

TİRANLIK

“Otoriterliğin sahip olduğu gücün büyük bir kısmı özgür irade ile verilir. Bu gibi zamanlarda bireyler baskıcı bir hükümetin daha neler isteyebileceğine odaklanır ve bunları kendilerinden daha talep edilmeden yerine getirirler. Bu duruma uyum sağlayan vatandaş iktidara neler yapabileceğini öğretir.” – Timothy D. Synder, ‘Tiranlık Üzerine’ Büyük ve güçlü makam sahibi olmak için zeki olmak gerektiğini düşünmek bireylerin en büyük yanılgısıdır. Hayranlık duyulan güce sahip, haremindeki kadınların, hizmetkârlarının hayatını mahveden, yönettiği halkın ihtiyaçlarını görmezden gelen padişahın aslında son derece cahil, görgüsüz bir zavallı olduğunu ancak ona en yakın kişi olan haremağasının…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

‘BİR GÜN TAMAMEN KANUNİ YOLLARLA İKTİDARA GELECEĞİM’

1914’teki Birinci Dünya Savaşı ile 1933’te Adolf Hitler’in iktidara gelişi arasındaki süreçte Almanya’da yaşanan sosyolojik değişim, siyasi zafiyetler, Hitler’i iktidara taşıyan muhalif partilerin hataları, ihanetleri ve toplumsal durumu anlatan bir kitaptan bahsedeceğim. Kitap ‘Bir Alman’ın Hikâyesi’. Yazarı Sebastian Haffner. Okurken ırkçılık konusunda dehşete düşeceğiniz bir nefret duygusu korkutacak sizi. Hitler’in ‘Kavgam’ kitabını okuduktan sonra, onun topluma yaşattıklarını da okumak çok daha anlamlı hale geliyor. “Şovenizm” ile ilgili yazımdaki tahlilleri yaparken insanların utanç duymaları gereken kibir nedeniyle, insanı tarif ederken söylenen “Zeki yaratıktır” yerine “Sürü psikolojisine kapılıp vahşi dürtüleriyle yaşayan kibirli…

Devamını Oku
POLİTİKA 

GEZİ DİRENİŞİ

Gezi Direnişi, toplumsal duyarlılık konusunda halkımızın medeni dünyadaki kötü imajının aksine gurur kaynağı olmuştur. Zira bu direniş; “insani duyarlılık” değeri taşıyordu ve entelektüel insanların devrimci ruhlu ve baskıya karşı çıkışını yansıtan bir eylem olmuştu. 20’nci yüzyılın başından 21’inci yüzyılda 2013 yılına kadar gerçekleşmeyen böylesine toplumsal bir tepki, ülkeyi yönetenler açısından korkutucu bir eylemdi. Yüzyıl boyunca utanç dolu mezhepçi, ırkçı, feodal ve askeri darbelere sahne olmuş ülkemizde emperyalizme karşı verilen destansı mücadele ve başarıdan sonra en önemli direniştir. Gezi Direnişi, toplumumuzun insani ölçütlerden en önemli kıstas olan doğaya saygı, kendi yaşamsal…

Devamını Oku
FELSEFE TOPLUM 

ŞOVENİZM ÜZERİNE

Adolf Hitler’in ‘Kavgam’ adlı kitabını okurken Alman ırkına dair şovenizminin Tevrat’taki ırkçılığa çok benzediğini fark ettim. Tevrat’ta tanrı adına yapılan katliamların gerekçesi, onun nezdinde ayrıcalıklı ve üstün nitelikli İsrailoğulları halkının egemenliğini sağlamaktı. Aynı bakış, Hitler’in de yaşamsal amacı olmuştu. Ancak Hitler, Tanrı Yaheva’nın üstün saydığı halkı olan Yahudileri alabildiğine aşağılayarak sanki Tanrı Yaheva’dan intikam alıyordu. Onları Alman ırkının yozlaşmasının sorumlusu olarak gösteriyordu. Öyle ki, “üstün bir gen olan Alman ırkı ile aşağılık bir gen olan Yahudilerin birleşmesinin üstünlük vasfı olan Alman milletinin başarısızlığına yol açtığını” belirtmekteydi. Ona göre ırk olarak…

Devamını Oku
FELSEFE 

BUGÜNÜMÜZÜN DERİN GEÇMİŞİ (4)

Barışsever olduğu iddia edilen dinlerin temel kaynağı olduğu söylenen Tevrat, zalim bir kralın diktatoryal hırsını anlatan bir kitap niteliğindedir. Bu kitap içindeki olaylar, yaşandığı belirtilen tarihten yüzyıllar sonra yazılmıştır. Yazı dizimin 3’üncüsünde verdiğim örneklerin yanı sıra aşağıdaki yok etme biçimi, Hitler’in Yahudileri katledişine esin kaynağı olmuştur. BAAL’A TAPANLARIN ÖLDÜRÜLMESİ Yehu, bütün halkı toplayarak, “Ahav Baal’a az kulluk etti, ben daha çok edeceğim” dedi: “Baal’ın bütün peygamberlerini, kâhinlerini, ona tapan herkesi çağırın. Hiçbiri gelmemezlik etmesin. Çünkü Baal’a büyük bir kurban sunacağım. Kim gelmezse öldürülecek.” Gerçekte Yehu, Baal’a tapanları yok etmek için…

Devamını Oku
POLİTİKA 

GEÇMİŞİMİZİN O ‘1 MAYIS’I

“Bugünümüzün Derin Geçmişi” yazı dizimin son kısmı olan dördüncüsünü yayımlamadan önce, gündemi 1 Mayıs İşçi Bayramı’ndan koparmamak için sıcak olarak takip ettiğim o yılları yazmak istedim. Her “1 Mayıs”, ülkemizde toplumsal bir heyecan yaratan, zihinlerin Taksim’e odaklandığı çok anlamlı bir gündür. İşçi bayramının ötesinde sendikal mücadelede bir kilometre taşıdır. Yıl 1977… İki kutuplu bir dünyada diğer üçüncü dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye de bu kutupların savaş arenasıydı. Emperyalist dünyanın vazgeçilmez taktiği, suyu bulandırıp toplumun gerçek düşmanını görmesini engelleyerek efsanevi bir düşman yaratmaktı. Bu düşman komünizmdi. Her solcu bir komünistti ve…

Devamını Oku
FELSEFE 

BUGÜNÜMÜZÜN DERİN GEÇMİŞİ (3)

Aşağıdaki hikâyeler Tevrat’tan alınmıştır. Tevrat’ta benzer yüzlerce olay vardır. En ilginç olanı, bütün bu katliamların tanrı Rab Yaheva tarafından ödüllendirilmesidir. Mısır’dan çıkarak Şeria Bölgesi’ne göç eden Yahudiler yol boyunca yine tanrının emriyle 10 binlerce insanı katlettiklerini yazmaktadır. Aynı tanrı ‘Mısır’dan Çıkış’ kitabındaki ‘10 Emir’de “Öldürmeyeceksin” diye emir veriyor. Aslında bu emirde Rab Yaheva kendi halkının birbirini öldürmemesini kastediyor. Fakat rakip Tanrı Baal’a tapanlarda aynı halktı ve Rab Yaheva’nın “Öldürmeyeceksin” emrine rağmen yine tanrının emriyle katledildiler. Yani İslamiyet’teki irtidatın, yani dinden çıkmanın ölümle cezalandırılması gibi İsrailoğulları’nın da tanrı Rab Yaheva’nın emriyle…

Devamını Oku