NOSTALJİ 

‘ÇOCUKLAR İÇİN…’ / UĞUR MUMCU

Bugün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Sizin bayramınız çocuklar. Geleceğe umutla bakın. Eğlenin, gülün, koşun bugün. Sevimli çığlıklarınızla koşmaca oynayın. İp atlayın. Bundan sonra hep birlikte güzel günler göreceğiz, umutlu günler, tasasız acısız günler göreceğiz. Doğar doğmaz bakımsızlıktan ölmeyecek kardeşleriniz. Sokaklarda paramparça paçavralar içinde dilenmeyecek, beş-on kuruş için avuç açmayacaksınız çocuklar. Üzerinizde bir yırtık gömlekle dondurucu buzlar üzerinde dolaşmayacaksınız. Güzel ayakkabılarınız, cici elbiseleriniz, sıcacık evleriniz olacak çocuklar. Hasta olduğunuz zaman size bakacak doktorlar bulunacak çocuklar. Babanızın doktora, ilaca verecek parası olacak. Doktorsuzluktan, ilaçsızlıktan ölmeyeceksiniz çocuklar. Babanızın annenizin gözyaşlarıyla…

Devamını Oku
EDEBİYAT NOSTALJİ 

‘YAZMAK DENEN CEHENNEM’ / İLHAN BERK

Yazmayı cehennem olarak alan başka yazarlar var mıdır, bilmiyorum. Malraux yazmanın kahrediciliğine değinerek ressamların mutlu, yazarlarınsa mutsuz kişiler olduğunu söyler. Örnek olarak da Matisse ile Picasso’yu gösterir. Henry Miller de resim yapmayı “yeniden sevmek” diye tanımlar. Kısacası, ikisi de yazmayı, resmin yanında kahredici bulurlar. Nedenlerini pek açıklamazlar; ama yazmak ediminin ne bela bir şey olduğunda birleşirler. Ben yazmak olayını cehennem olarak görenlerdenim. Bana bu düşünceyi verense, yazmanın zorluğu, güçlüğü, kahrediciliği değildir. Bunu söylerken ne sözcüklerin, ne dizelerin saçtığı cehennemi, ne de beyaz bir kâğıdın yaptığı baskıyı, sıkıntıyı yadsıyorum. Az şey…

Devamını Oku
NOSTALJİ TOPLUM 

‘İKİNCİ SINIF VATANDAŞ’ / İLHAMİ SOYSAL

Çok söyleyip çok yazmışızdır ya, yine tekrarlayalım: Türkiye’de sınıflar gerçeği var, sınıflararası uçurumun korkunçluğu gerçekliği var, bunların yanı başında bir de Türkiye’de sınıf ayrılıklarının ötesinde kast düzeni gibi bir düzen var. Belki deyiş yanlış… Zira kast, insanoğlunun hangi sınıfta doğmuşsa asla sınıfını değiştirmeyerek aynı sınıfta ölmesi gibi ayrıcalığı olmayan bir düzen… Köle doğan, köle olarak yaşar ve öyle ölür, asil olan da asil… Parya paryadır, singh de singh. Paryanın singh, singhin de parya olması söz konusu olamaz. Bizdeki düzen ise daha başka bir düzen… Benzetilse benzetilse, bizdeki bu düzen Hindistan’ın…

Devamını Oku