POLİTİKA 

DEDİKODU SİYASETİ – 3 / ECEVİT’E ÖFKE

Yıl 2002. 2001 krizi henüz atlatılmamış, Kemal Derviş’in ekonomik programı koalisyon iktidarında uygulanmaya başlandığı ilk yıl ekonomide toparlanmanın güçlü sinyallerini veriyordu. Enflasyon düşüşteydi, döviz kurları istikrarlı hale gelmiş, dış borçların ödenmesinde güven artışı, borsada da canlanma başlamıştı. Emperyalizmin korkulu rüyası, politikalar sağcı olsa da bunu uygulayan politikacıların kısmen sol kökenli olması dahi onlar için tedirginlik vericidir. Çünkü emperyalist ülkelere karşı sağ politikacılar kadar güven vermezler. 2002 yılında siyasi atmosfer çok bulanık, ihanet fırsatçılık had safhada. Öcalan’ın tutukluluğu sürüyor ve yıllar süren PKK terörü bitmiş, terörsüz bir ortam yaşamın normali halini…

Devamını Oku
PSİKOLOJİ TOPLUM 

BİZLER NASIL ZOMBİLEŞTİK?

“Okumak ve yazmak şu ana kadar bulunmuş en besleyici meditasyon yoludur.” – Kurt Vonnegut Sevgili dostlar, bu yazım biraz uzun oldu ama aslında anlatacak çok daha fazla şey var, bilmenizi isterim. Sıkılmayıp okumanızı tavsiye ederim. Yeni bir şeyler bulacağınızdan eminim. Takıntı, psikiyatride, “yanlış olduğunu bildiğimiz halde kafamızdan atamadığımız, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki fikirler” olarak tanımlanır. Bazı insanlar sabit fikirli, tekdüze ve yıkıcı davranışlardan kendini alıkoyamaz. İnsan ilişkilerine ket vuran yüksek ego ile narsistik kişilik bozukluğu bir arada dayanılmaz ve yıkıcı bir ilişki bozukluğu ile karşınıza…

Devamını Oku
POLİTİKA 

DEDİKODU SİYASETİ – 2 / SİNSİCE YARATILAN ALGI

‘Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda’ kitabını okumak istediğimde Türkiye’nin ilerici aydın bir yazarı olan Ahmet Şık’ın, kitabın birinci bölümünün ilk sayfasının daha başında “1950 yılında yapılan genel seçimde Atatürk’ün tepeden inmeci Batılılaşma hedefinin partisi CHP, yeni kurulmuş Demokrat Parti (DP) karşısında hezimete uğradı” cümlesini görüp kitabı okumayı bırakmıştım. Atatürk’ün çağdaş modern bir ülke yaratmak hedefine karşı böyle bir saldırı midemi bulandırdı. Öncelikle bir aydının vermek istediği mesajını Aydınlanma Devrimi’ne saldırarak başlatıyorsa ondan sonra yazdığı her şey bana şüpheli geliyor. Sinsi negatif propaganda ülkemizde muhalefet için, özellikle de CHP için kullanılıyor…

Devamını Oku
TOPLUM 

VOLEYBOL VE ÖTESİ

Boş, bomboş insanların yeteneklerinde zirveye çıkan insanları aşağılaması sıradanlıktır. Çünkü onun zirveye çıkarken verdiği emeğin, harcadığı enerjinin, yaşamında gösterdiği özverinin değerini anlayacak kapasiteden yoksun olmasıdır. Zekâ seviyesi yaşadığınız şeylerden ders çıkarabildiğiniz ölçüde gelişir. O insanlar hiçbir şey yapmaz, suya sabuna dokunmaz ve insan potansiyelini bilmekten, anlamaktan uzak, çok alt seviyelerde yaşarlar. Ama kibirleri de o ölçüde yüksektir. Çünkü inançlara itaat etmek onlar için tembelliğin, geri kalmışlığın sığınağıdır. Bir vadiden yüksek dağlara baktığınızda dağın en yüksek noktasını gördüğünüzü sanırsınız. Zirve size çok yakınmış gibi gelir ancak tırmanmaya başladığınızda o zirve aslında…

Devamını Oku
POLİTİKA 

DEDİKODU SİYASETİ – 1 / SEÇİMLERİN ARDINDAN

Değerli dostlarım, dedikodu siyaseti medyadan sürekli aktarılan bilgiler değildir. Bir kez konuşulur ya da yazılır, daha sonra gerçeklik algısı yaratılıncaya kadar çok farklı yerlerde kulaktan kulağa anlatılan bir yöntemdir. Farklı yerlerde farklı insanlarca söylenmesi gerçeklik algısını güçlendirir. Bu amaçla hepimizin tanık olduğu dedikodu tarzı negatif propagandalarla ilgili bazı hatırlatmalarla dikkat çektiğim yazı dizisini sizlere sunmayı hedefledim. Kim tarafından nasıl yayıldığı belli olmayan, herkesçe tekrar edilen ve daha çok yalana dayalı kasıtlı söylemlerle rakibini gözden düşürmek amacıyla yayılmaktadır. Bazen de bir tarafın gücünü gerçek dışı büyütmek için yapılır. Bu dedikodulardan bazıları…

Devamını Oku
TOPLUM YAŞAM 

ŞU LİYAKAT MESELESİ

Türkiye’de bir şirkette, siyasette, belediye hizmetlerinde, belki de şu an aklıma gelmeyen pek çok faaliyette iş yapan insanların kariyer faaliyetlerine baktığınızda şunu görürsünüz: Kimi insanlar sorumlu oldukları işin gereğini yerine getirmek ve işini en doğru şekilde yapmaya odaklanırken kimileri kısa yoldan kariyer basamaklarına tırmanmak için üst yöneticilerin kapılarını sürekli aşındırarak yakın ilişkiler sürdürmek için çaba gösterirler. Yakın ilişkiden kastım, bilgi alışverişi değildir. Hiyerarşik mesafeyi azaltmakla ilişkili faaliyetler yürütürler. Basamak atlama telaşındadırlar. İşleriyle ilgili bilgi seviyeleri düşük olmasına rağmen yaptıkları şovlarla sanki konusunda en yetkin kişi onlarmış gibi davranırlar. Yöneticisini sürekli…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

ERKİN KORAY VE MÜZİKTE DEVRİM YILLARI

Bütün dünyada özgürlük rüzgârları eserken Türkiye de bundan kendine düşen payı alıyordu. Dünyada toplumların yaşam döngülerinden bir tanesi, 1960–1970 dönemleriydi. Sol siyasal gelişim egemenlik alanlarını genişletmiş, sınırlar sanki ortadan kalkmışçasına özgürlük savunucuları paranın egemenliğine dayalı sosyal yapılanmasına karşı emeğin gücünü savunan tüm dünyada emekçi ve küresel olarak kapitalizmin yarattığı daha alt kitlelere üniversitelerden yükselen çığlığı duyurmaya çalışıyordu. Çünkü bir üniversite öğrencisi için farkındalık yaratılmıştır ve kapitalizmdeki rolünü sorgulayan bir genç için gücünün yeterliliğini bireysel olarak ölçmek mümkün değildi. Kapitalizmin yarattığı köle olmak ya da efendi olmak seçeneği arasında tercih yapmak…

Devamını Oku
ŞİİR 

SEVEN BİR KADINI OLMALI BİR ADAMIN

Seven bir kadını olmalı bir adamın yolunu gözleyen yaşadığı sıkıntıları unutturacak sevecen ve güven veren huzurla gelmeli evine sevildiğinden emin olmalı sevgiyle kucaklanmalı gülücükler eksik olmamalı yüzünden espriden anlamalı ve neşeyi çoğaltmalı yaşama sarılmasının nedeni o olmalı küçük şeyleri büyütmemeli, kolayca affetmeli büyük hatalara ise gülmeli, hataları birlikte çözmeli.   Yokluğunda özlediği bir kadını olmalı bir adamın bir an önce kavuşmayı beklemeli gün batımı gözünde tütmeli hasreti hayali bile sevgiyle sarmalı insanı sesinde yüreğinde huzur duymalı insan nefesinin sıcaklığını özlemeli gözleri sevgiyle bakmalı ‘Sen başıma gelmiş en değerli şeysin’ der…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

SUS, KİMSEYE ÇAKTIRMA!

Vasat kahramanları vasat ve altı insanlar yaratır. Son yıllarda çevrilen Türk filmleri, duygu yansıtmaktan çok uzak, sürekli şamata, ardı ardına sergiledikleri vasatlığı sanat diye sergileyen, eğlendirmeye odaklı fakat konusu, mesajı, teması olmayan, bol küfürlü, argo konuşmaların yer aldığı filmler, tam da zamanın ruhunu yansıtıyor. Vardığımız zihinsel erim, kalitesi 12 Eylül Darbesi’nden sonra çevrilen ‘seks-komedi’ tarzı filmlerinin seviyesinde, 43 yılda ulaştığımız erim budur. Asıl gösterge, bu filmlerde rol alan insanların entelektüel seviyelerinin hitap ettiği kitlelere uygun olması. Bu filmlerde ya da entrika odaklı dizilerde rol alanların toplumsal sorunlara karşı duyarlılıklarının mevcut…

Devamını Oku
TOPLUM 

BİLİM ÇAĞINDA ‘KURBAN’ RİTÜELİ

14’üncü ve 15’inci yüzyıllar arasında yaşamış olan Aztekler ve Mayalarla ilgili Atatürk’ün görevlendirdiği Meksiko Maslahatgüzarı Tahsin Mayatepek’in 1937 yılında Ulu Önder’e gönderdiği raporunda Orta Doğu’daki İslamiyet öncesi bazı inançların Orta Amerika’daki kalıntılarına ulaşmak amaçlanmıştı. Turan Dursun’un ‘Din Bu’ kitabında bu ilişki detaylı olarak anlatılmıştır. Güneş, ay, yıldız gibi gök tanrılarına inanan Orta Doğu’da sabiiler kavminin inanç sistemi ile benzerlikleri raporlanmıştır. Azteklerdeki ‘Kurban’ geleneğini aşağıda ayrıntılı olarak verdim. Muazzez İlmiye Çığ’ın ‘İbrahim Peygamber’ adlı kitabında anlattığına göre Hz. İbrahim, yaşamı boyunca önce putperestliği, sonra sabiiliği, yani gök tanrı inancını kabul ediyor…

Devamını Oku