SİDİK KOKULU ADAMLAR
Çok insan tanıdım, çok insanla dost oldum, çok insanla seviştim. Tanımadığım insanları iki günde hayatımın merkezine aldım. Onlara sarıldım. Beraber uyursak yaralarımızın iyileşeceğine birbirimizi inandırdık. Sarı duvarları olan, pencereleri hep açık, kapısı hep kilitli, yatağı her zaman dağınık evimde yeni bir güne uyandım. Balkonda saksının içinde can çekişmekte olan domatesin toprağı sıcak havanın ve kavurucu güneşin etkisiyle çatlamış, domates yapraklarını büzmüş, benim onu görmemi bekliyordu. Belki bir bardak su ile hayata dönerdi. Dönmeli miydi, bilmiyorum. Annem öldükten sonra çiçeklerine, domatesine sahip çıkacağıma dair söz vermiştim mezarı başında. Ancak daha önce…
Devamını Oku