KÖPEKLER VE AŞKLAR
Beni buraya getirdiklerinde öyle korkmuş ve üşümüştüm ki hayatımın bir daha hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağını biliyordum. Dağların arasında ufacık bir köy, birkaç çiftlik, birkaç ağaç, bolca koyun ve inek… İleride bir göl olduğundan dahi haberim yoktu. Anneme veda edemeden beni kucağından alıp gecenin bir vakti beni ıslak kulübeye bıraktılar. Titriyordum. Tüylerim diken diken olmuştu. Ev sahibinin oğlu merakla beni görmeye çalışıyor, babası saatin geç olduğunu, ertesi gün istediği kadar benimle oynayabileceğini ona söylüyordu. El kadardım, gece nasıl bitecekti, bilmiyordum. Elleri kocaman, sırtı geniş ve inek pisliği kokan sahibim boynuma…
Devamını Oku