YAŞAM 

NİÇİN YAZILIR?

Kimileri için yazmak bir alışkanlıktır: “Yazmadan edemiyorum.” Hatta: “Yazmadan uyuyamıyorum.” Kimileri için yazmak bir tutkudur: “Yazmasam deli olacaktım.” Kimileri için yazmak yaşama anlam aramaktır, kimileri için anlam vermektir. Kimileri için yazmak bir kavgadır: “Benim silahım kalemimdir, buyurun savaşa.” Kimileri için yaşamı, dünyayı, olup bitenleri sarakaya almaktır. Kimileri için ölümle dalga geçmektir. Kimileri tanrıyı yüceltmek için yazar. Kimileri tanrılı ya da tanrısız inançları yazar. Kimileri kendini çağının bir tanığı olarak görür. (Tanık, gördüğünü olduğu gibi, yani doğru olarak söylemekle yükümlüdür – tabii, söz konusu tanık yalancı tanık değilse.) Kimileri haklıyı haksızdan…

Devamını Oku
YAŞAM 

GÖRÜNÜRE DAİR KÜÇÜK BİR TEORİYE DOĞRU ADIMLAR

“Her gün dünyaya ilişkin gövdesiz ve sahte bir imgeler ağı tarafından yeniden onaylanan bir yalnızlık. Ama onların sahteliği bir hata değil. Eğer kâr peşinde koşmak insanlığın kurtuluşunun tek yolu olarak görülürse, gelir mutlak öncelik haline gelirse o zaman var olanın itibar görmemesi, görmezden gelinmesi ve baskı altında tutulması gerekir. Bugün resim yapmak, yaygın bir ihtiyaca cevap veren bir direniş eylemidir ve umutlanmayı teşvik edebilir.” – John BERGER Selam dostlar! Malum, yaz mevsimi, olmayan sosyal hayatımız da sıfırlandı! Ve bu durumda yapılacak en iyi şey edebiyata ve sanata sığınmak oluyor… İyi…

Devamını Oku
YAŞAM 

AĞLATAN ŞARKI

“Eskiden kar yağardı adam boyu./ Kar sendin… Kar bendim… Kar bizdik…/ Eskiden kar yağardı./ Henüz ayrılmamıştık, henüz bölünmemiştik…/ Aynı mahalledeydik…/ Zengini… Fakiri… Esnafı… Bir arada, birliktik…/ Eskiden kar yağardı lapa lapa, kar yağardı bembeyaz./ Çünkü karın beyazlığı yüreğimize vurmuştu./ Karın rahmeti, karın bereketi…/ Adam boyu adamlar da adamlardı o zamanlar…/ Eskiden kar yağardı adam boyu./ Kar sendin… Kar bendim… Kar bizdik…/ Şimdi…/ Eridik… Eridik… Eridik…” Şiir daha uzun, beni duygulandıran kısımlarından alıntı yaptım. Google Amca’dan bakarsınız. Google Amca’nın her dediğine de inanmayın bence! Çünkü şiir, onun da dediği gibi Sabahattin…

Devamını Oku
YAŞAM 

DOĞAYI SEVİYORUM

Doğanın kaynakları tükeniyor! Tüketiyoruz! Doğanın bir parçası olduğumuzu düşünüyorum. Doğanın yok edilişine seyirci kalarak hayatını devam ettirebileceğini düşünmek ne büyük aptallık! Ağaçlar azalıp betonlar hızla çoğalıyor her geçen gün. İnsanların çoğunluğunun bu konudaki şuursuzluğunu, duyarsızlığını aklım almıyor, gelecek nesiller için endişeliyim. Evrende tüm canlılarla bir bütün olduğunun, biri olmadan diğerinin dengesinin bozulacağının nasıl farkında değil insanlık, şaşırıyorum. İnsanlık kendi sonunu kendi getiriyor, hızla yok ediyoruz kaynakları hiç hız kesmeden! Pandemi koşulları durup düşünmemize vesile olur, bir şeyler değişir diye ummuştum ama maalesef değişen bir şey olmadı! Kaldığımız yerden devam. Doğaya…

Devamını Oku
YAŞAM 

BİR TEK İYOTLU HAVA YETERDİ MUTLU OLMAMA

“Bir tek iyotlu hava/ yeterdi mutlu olmama./ Bir tek iyotlu hava,/ bir de masmavi deniz/ yeter de artardı mutlu olmama./ Ne oldu tanrım!/ Ne oldu böyle bana?/ Yoksa öldüm de cesedim mi dolanıyor/ bu dünyada?” 2018’in yazında karalamışım bu şiiri. Ve son şiir olarak düşmüş defterime. Bir defterim var, yıllardır okuduğum şiir kitaplarından çok beğendiklerimi not ettiğim ya da kendi duygularım dile geldiğinde karaladığım – bunlara şiir denilebilir mi bilemem. Oldukça karamsar bir ruh haliyle yazılmış bu son şiir! Öyleydim o zaman; yaşama sevincimi yitirmiştim. Hayatta başınıza gelebilecek en kötü…

Devamını Oku
YAŞAM 

‘YAŞAMAK BELALI BİR HAL ALIRKEN’; İYİ Kİ SANAT VARDI

“Yaşamak belalı bir hal alırken/ acıyla doluyor günlerin sarnıcı” diyor Ahmet Telli. Korona günlerinde edebiyata ve anılara sığındık çoklukla. O günlerde karıştırdığım defterime not düştüğüm bu şiirin ne kadar da günümüzle örtüştüğünü fark ettim. Hüzünlü günlerdi! Ama bir şekilde hayata tutunmalıydık. Kendimiz için değilse bile gelecek nesiller için bunu yapmak zorundaydık! Geçirdiğimiz zorlu dönem benim için diğer insanlar kadar zor olmadı açıkçası Çünkü biz sanatla uğraşan insanlar yalnızlığımızı severiz, yalnızlık bizi besler çoğu zaman. Zaman zaman insanlarla bir arada olmak, seyahat etmek, diğer sanat dallarını takip etmek iyi gelse de…

Devamını Oku
YAŞAM 

UMUT ET VE ÜRET!

Eskiden ‘3S’ kuralım vardı. Uzun yıllar bunlara tutunarak sürdürdüm hayatımı: Sanat, seyahat, spor. Bana iyi gelen, beni ayakta tutan, yaşamımı şekillendiren, olmazsa olmazlarım. Hâlâ da öyle; ne mutlu ki yaşama biçimim haline gelmiş değerler bunlar. İnsanın hayatına kattıklarının önemine inanıyorum! Yemek ve içmek kadar gerekli olduklarını düşünüyorum. Sanat hâlâ vazgeçilmezim. Her şeye rağmen elimden geldiğince icra etmeyi sürdürüyorum sanatımı. Ama sanatı besleyen yine sanattır! İşin o tarafından eksik kaldık. İzleyici kısmından mahrum kaldık maalesef uzun zamandır. Spor hâlâ en güzel alışkanlığım; yine elimden geldiğince sürdürüyorum. Ama o da aksak maalesef.…

Devamını Oku
YAŞAM 

HER ŞEY YOLUNDA MI?

– Yangınlardan önce yazılmış bir yazı… Ne çok sorarız bu soruyu sevdiklerimize… Bir nevi “Nasılsın?” sorusu şeklidir. Her şey yolunda gitmelidir çünkü. İyi olabilmemiz için… Yoldan çıkmamak gerekir belki, neme lazım; bildiğin yoldan şaşma, arkadaş. Başına bir iş gelmesin. Bildiğin yol, en iyi yoldur. Oysa bazen de yoldan çıkmak, bünyeyi şaşırtmak gerekir; dünyayı başka gözle görebilmek için. Yoldan çıkmak, yola çıkmak gerekir; at gözlüklerinden kurtulabilmek için. Bu da ancak başka şehirlerde, başka mekânlarda yeni insanlarla tanışarak mümkün. Bakış açını değiştirmelisin; yeni şeyler söyleyebilmek, yeni ufuklara yelken açabilmek için. Mevlana’nın dediği…

Devamını Oku
YAŞAM 

MAZI’NIN SAHİLLERİNDE BİR FİRARİ

Üç yıl önce gittiğim, Muğla’nın Bodrum’unda bir köy, Mazı… Unutamadığım, tekrar gitmek aşkıyla yanıp tutuştuğum, özlem duyduğum bir köy… Üç yıllık hasretin sonunda yine aynı köyde, yine aynı mekânlardayım. Güzel gönüllü, güzel insanların pansiyonu, bir aile işletmesi ‘İnceyalı’ burası… Sanki ailemle birlikte dedeevinde tatilde gibiyim. Kapitalizm canavarının ağına henüz düşüremediği, insanlığın sağ kalabildiği, denizin, tabiatın yaşamını sürdürebildiği bir kurtarılmış cennet, Mazı. Kaygılarla gelmiştim buraya, korkarak, elim yüreğimde… “Orayı da kaybettik mi acaba?” endişesiyle, yüreğim ağzımda… Çok şükür! Her şey yolunda, her şey aynı düzeninde, hayat devam ediyor. Deniz aynı ritminde…

Devamını Oku
YAŞAM 

BEN HER BAHAR ADANA’YA ÂŞIK OLURUM!

Ben her bahar âşık olurum. Doğup büyüdüğüm büyülü ve portakal çiçeği kokan bu şehre! Başka şehirlerde yaşayan tanıdıklara dostlara, “Baharda gelin Adana’ya” derim her zaman! Ve eklerim: “Aman, yazın gelmeyin!” Zira baharda âşık olduğunuz bu memleketi, yazın sevmeyebilirsiniz. Yaz mevsiminde “güneşe kurşun sıkanlarımız” bile vardır. Ama bu sıcaklık yalnız bu şehirde yaşayanları değil; bir kez yolu kesişmeye görsün, herkesi bağlar kendine. Adana’ya gelen, geri gidemez! Ne hikmetse… Bunun sırrı özellikle baharda büyülü portakal çiçeği kokusunda mıdır, yoksa havaalanında indiğiniz anda başlayan kebap kokusunda mı, bilinmez. Bir hafta ayrı kalsam özlerim…

Devamını Oku