KÜLTÜR-SANAT 

KANA, ŞEHVETE VE AŞKA GİDEN BİR YOL / VAMPİRİZM

“Vitali, gündüzlerin tüm izlerini sildiği; gecelerin ise onu tüm gizemiyle ve karanlığıyla tam içine aldığı bir adamdı. Bedeni sanki tanrıların ilahi suyuyla karıştırılarak yontulmuş kusursuz bir heykeli andırıyordu. Her zaman dimdik durmasına rağmen bu heykelin başından aşağıya doğru indikçe sadece dikkatle bakan gözlerin tanık olabileceği kıvrımlara sahip olduğunu görebiliyordunuz. Geceden daha kara saçları, yüzünün tam ortasında açılmayı bekleyen küçük bir tomurcuğu andıran burnu ve o bembeyaz yüzü; bir yaşam kadar beyaz ya da bir ölüm kadar beyaz olan o güzel yüzü… Vitali teninin beyazlığını daha da ortaya çıkaracak renkte gömlekler…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

AŞKIN ZEHRİYLE LANETLENMİŞ RUHLAR / ‘UĞULTULU TEPELER’

“Ama bana dokunmana fırsat kalmadan ruhum şu tepeyi tırmanmış olacak. Seni istemiyorum, Edgar. Seni istediğim günler geçti. Kitaplarına dön. Bir avuntun olduğu için mutluyum; çünkü bende neyin varsa hepsini yitirdin.” – Emily Brontë, ‘Uğultulu Tepeler’ Aşk, üç harften oluşan, söylerken kulağa hoş gelen ama duyguda ve anlamda bir o kadar büyük olan… Peki, kaç yüzü vardır aşkın? Çiçeğinde hep bal mı saklıdır yoksa dikenleri zehirli midir? Her aşk, içinde büyüdüğü yüreğe şifa mı olur yoksa bazen o aşk, insanın tüm benliğini ele geçiren illet bir hastalığın bizzat kendisi midir? Ben,…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

‘HARRY POTTER’ EVRENİNİN EN BÜYÜK BİLGESİNİ SONSUZLUĞA UĞURLARKEN…

“Yaşadığı gibi öldü; daima çoğunluğun iyiliği için çalışarak ve son anına kadar, onu ilk tanıdığım günde olduğu gibi, ejderha çiçeği geçiren küçük bir çocuğa elini uzatmaya istekli kalarak…” – Joanne Kathleen Rowling, ‘Harry Potter ve Ölüm Yadigârları’ Hayatı; küçük ama bana güç veren umutları içinde biriktirdiğim bir kumbara olarak görürüm hep. Karanlık, ışığımızı ele geçirmeye çalıştığında, geleceğin içinde sakladığı güzel günlerin gelişine karşı inancımız tükenmeye başladığında, ruhu çürümeye başlamış insanların o katlanılamaz kokuları burnumuza kadar geldiğinde bu umutları kumbaramdan çıkarmaya başlarım ve varoluşumun kurtuluşunun önüne çıkan her zorluğa karşı bu…

Devamını Oku
EDEBİYAT KÜLTÜR-SANAT 

HAZİNELERİNİ KALPLERİNDE TAŞIYAN CESUR BİR HALK / HOBBİTLER

“Bir şey bulmak istiyorsan aramak gibisi yoktur. Aradığında çoğu zaman bir şey bulduğun doğrudur ama bu her zaman peşinde olduğun şey değildir.” – J. R. R. Tolkien, Hobbit Yaşam, içinde sonsuz olasılığın olduğu, her durağında bambaşka mucizelerin saklı durduğu hiç bitmeyen bir yolculuk… Kimimiz bu yolculuğa çok erken yaşta başlıyoruz ve yolumuzun üstündeki her durakta bambaşka versiyonlarımız ile karşılaşıyoruz. Kimimiz ise içimizdeki korkular yüzünden ya da çevremizin ayağımıza ve ruhumuza vurduğu prangalar nedeniyle olduğumuz yerde hapsolmaya mecbur bırakılıyoruz. Oysaki her benlik; ister bugün ister yarın olsun, sonu kendine varacak bir…

Devamını Oku
EDEBİYAT KÜLTÜR-SANAT 

PAGANİZMİN İÇİNDEN DOĞMUŞ BİR EROTİZM / ‘KÜRKLÜ VENÜS’

“Tanrı onu cezalandırdı ve bir kadının ellerine teslim etti…” – Judith Kitabı, 16:7 Varoluşun dayanılmaz sancıları… Hepimiz çoğu zaman kendi varoluşumuzun bedenimize ve ruhumuza ağır gelen yanlarıyla mücadele ediyoruz. Bazen kendimizi bütünün uyumlu bir parçası gibi hissediyor bazense ayrıksılığın ve aidiyetsizliğin coğrafyalarında gezinip duruyoruz. Fikirlerimi, ilhamlarımı, cümlelerimi nadasa bırakmak istediğim bir koza döneminden geçerken insanın yaşamdaki kök salma çabası üzerine uzunca süre düşünebilme fırsatım oldu. Yaşarken belki kendi renklerimi, kendi insanlarımı bulabilirim umuduyla sürekli üreten ama yaptığı eserlerin kıymeti çok sonra anlaşılan Van Gogh’u düşündüm. Her gün hiç usanmadan kendine…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

‘HARRY POTTER’ KİTAPLARI DİZİ OLUYOR

“Birçok insan hâlâ Hogwarts mektubunun gelmediğini söylüyor. Hayır, Hogwarts’a gittin. Hep birlikte oradaydık. Tabi bunların hepsi kafanın içinde oldu ama bu neden gerçek olmadığı anlamına gelsin ki?” – Joanne Kathleen Rowling Kendi bunaltıcı dünyamızdan kaçmak yahut farklı esen bir rüzgârla nefes almak istediğimiz anlarda misafirleri olduğumuz dizi ve film evrenleri çok uzun zamandır hikâye ve özgün senaryo sıkıntısı çekmekte. İzlediğimiz her yeni yapım; ya başka bir yapımın izini taşımakta ya da bilindik bir hikâyenin farklı bir dildeki haliyle karşımıza çıkmakta. Ben, bu yeni ve keşfedilmemiş hikâye yokluğunu insanların donmuş ve…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

HER SEVGİ MUCİZESİNİ DE BERABERİNDE GETİRİR / ‘OUTLANDER’

“Kalbim seni ilk gördüğüm andan beri sana ait; ruhumu ve kalbimi senin ellerine teslim ettim, onların orada güvende olduklarını biliyorum.” – Diana Gabaldon, ‘Yabancı’ Bazı zamanlar olur ki kendimizi kısır bir döngünün içinde sıkışıp kalmış gibi hissederiz, yeni bir güne uyanırız ama gün gözümüze de kalbimize de yeni bir gün gibi görünmez. Hayatımızda birçok insan vardır ama hepsi de bize çok uzak, çok yabancıdır. Sonra bir an gelir ve o an bize büyük bir kırılma noktası yaratır. Bu kırılma; bir insandan da gelebilir bize, bir hikâyeden de, hatta bakıp kaldığımız…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT TOPLUM 

‘YAPTIĞIM HER ŞEY KENDİ SEÇİMİMDİ’ / ANNE BOLEYN

“Ah, trajediler kraliçesi,/ kalbin kırıkken de gülümseyebilirsin/ çünkü sen bir kadınsın.” – Philippa Gregory, ‘Boleyn Kızı’ Bazı fikirler ve kalıplar bazı değiştirilemez ve dönüştürülemez zihinlere öyle sert bir şekilde kazınmıştır ki onları hiçbir fikirsel reformla ya da kültürel rönesans ile olmaları gereken noktaya asla getiremeyiz… Kadınlar; her çağda her dönemde onları geride durmaya zorlayacak, ruhlarını ve fikirlerini kalıplara sokacak, hatta yok etmeye çalışacak zihniyetlerin bitip tükenmez eziyetlerine katlanmak zorunda kalmışlardır. Kimisi bu zihniyetlerin pençelerinden gelen bir ölüme teslim etmiştir kendini, kimisi ise hiçbir zihniyete boyun eğmeden kendini ve benliğini değiştirmeden…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

BU DÜNYADA İSTEDİĞİM TEK ŞEY AŞKTI / ‘KEMİKLER VE HER ŞEY’

“Duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa kendimi parçalayacak değilim elbette ama önümde duvar var diye de boyun eğmeyi kabullenemem.” – Fyodor Dostoyevski, ‘Yer Altından Notlar’ Kendimizle yüzleşmenin o derin ve sancılarla dolu korkusu… Bu korkunun üstüne gidebilmek, korkuların bertaraf edildiği yerde kendimizi, kendi benliğini bulabilmek çok azımızın başarabildiği, hatta cesaret edebildiği bir duygudur. Çünkü çoğumuz; karanlıklarımızla, siyahlarımızla, yer altında sakladıklarımızla ya da yaşamımızın tavan arasına saklayıp sıkı sıkı kilitlediklerimizle, en şeffaf halimizle yüzleşmek yerine onları yok saymayı yeğleriz… 2023 yılını karşıladığımız geceden bir gece önce ‘Kemikler ve Her Şey’ filmini izledim, film…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

ÇARŞAMBA GÜNÜ DOĞANLAR DERTLİ OLURLAR! / ‘WEDNESDAY’

“Sevilmek mi istersin? Sakın sapma/ Şu anda gittiğin yoldan ayrılma!/ Şimdi neysen olduğun gibi ol da/ Olmadığın hiçbir şeye kapılma!” – Edgar Allan Poe, Şiirler Farklı ağaçların meyveleri tatlıdır ama kimse onların tadına bakmak istemez; çünkü farklı olana büyük bir ön yargı ile yaklaşılır ve bu ön yargılar silsilesi kulaktan kulağa, kalpten kalbe, yaşamdan yaşama büyüyerek, sapkınlaşarak, karanlıklaşarak yayılır… Görünenin ve bilinenin daha da ötesindekini görmek, kimsenin fark etmediği detayların içinde yüzmek, gerçek dünyanın en sıra dışı ve bir o kadar da olağan yansıması olan fantastik evrenlerde, ütopyalarda yaşamak, o…

Devamını Oku