HABER PSİKOLOJİ 

İYİLEŞEBİLİYOR MUYUZ?

Travma; bireyin veya toplumun başa çıkma kapasitesini aşan, derin izler bırakan olaylar karşısında yaşadığı psikolojik ve duygusal bir durum olarak tanımlanıyor. Bazı travmalar yalnızca bireysel değil, toplumsal düzeyde de etkiler bırakabiliyor. Bu travmalar arasında, ülkemizde defalarca yaşanan ve derin izler bırakan depremler en sarsıcı örneklerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Büyük toplumsal travmalar, yalnızca acı ve kayıplarla değil, aynı zamanda dayanışma ve kolektif iyileşmeyle de anılabilir. Uzmanlar, “Travmaları yalnızca unutmaya çalışarak değil, onları anlamlandırarak, dersler çıkararak ve dayanışmayı artırarak aşabiliriz. Unutulmamalıdır ki bu gibi durumlarda iyileşme bireysel değil, toplumsal bir süreçtir…

Devamını Oku
POLİTİKA PSİKOLOJİ TOPLUM 

ATEŞİN DÜŞTÜĞÜ YER: YAS, UTANÇ VE SOSYAL İYİLEŞME ÜZERİNE

Kartalkaya’daki otel yangınında kaybettiğimiz insanlar, çocuklar, sadece birer isim ya da haber satırı değil; hayallerin, sevgilerin, umutların beden bulmuş halleriydi. Bu büyük felaket, yüreğimizde derin bir yas bırakırken bazı insanların umursamaz tavırları ve hayatlarına hiçbir şey olmamış gibi devam edebilmesi, ar duygusunun ne kadar zedelendiğini gösteriyor. Bu acı, yalnızca ailelerin değil, hepimizin acısıdır. Çünkü ateş, sadece düştüğü yeri değil, vicdanlarımızı da yakar. Ne var ki yangının ardından çevredeki otellerde, çocuklarıyla birlikte eğlenmeye devam eden insanlar vardı. Bu, yalnızca bir duyarsızlık değil, aynı zamanda bir değerler sistemi problemidir. Çocuklar, bu tür…

Devamını Oku
HABER PSİKOLOJİ YAŞAM 

2025’TE BİZE İYİ GELECEK ŞEYLER

Her yeni bir yıl, bazen biz fark etmesek bile hayatımıza taze bir başlangıç yapmak için bizlere fırsatlar sunuyor. Ancak bunun için değişimi istemek ve ona göre davranış modelleri geliştirmek gerekiyor. Bunun ilk adımı ise hayatımızla ilgili gerçekçi hedefler belirleyip bunların uygulanmasında kararlı olmaktan geçiyor. Zihinsel sağlığımıza yatırım yapmanın sadece kendimize değil, çevremizdeki sevdiklerimize de iyi geleceğini söyleyen uzmanlar, küçük değişimlerin büyük farklar yaratabileceğini hatırlatarak yeni yıla psikolojik olarak güçlü ve dengeli bir şekilde başlamak için önerilerde bulunuyor. 2025 İÇİN 10 ÖNERİ Gerçekçi hedefler belirleyin: Zihninizde yeni yıl kararlarını abartılı beklentiler…

Devamını Oku
PSİKOLOJİ 

TAKILMA KÜLTÜRÜ VE MODERN ZORLUKLAR

Takılma kültürü (hook-up culture); özellikle Batı toplumlarında, bireylerin duygusal bir bağlılık olmaksızın fiziksel yakınlık yaşadığı ilişki dinamiklerini tanımlar. Bu durum, bireylerde geçici bir tatmin sağlarken uzun vadede yalnızlık, değersizlik hissi ya da duygusal bağ kuramama gibi sorunlara yol açabilir. Duygusal bağlanma ihtiyacını karşılamayan bu kültür, bireylerde romantik ilişkilerde tatminsizliği artırabilir. Romantik ilişkiler, sadece bugünkü tercihlerimizin değil, çocuklukta ailemizle kurduğumuz bağların ve yaşadığımız toplumun izlerini taşır. John Bowlby’nin dediği gibi, “çocuklukta bizi kimin sevdiği kadar, nasıl sevildiğimiz de yetişkinlikteki bağlanma biçimimizi belirler”. Modern dünyada bireysel özgürlükle bağlılık arasında sıkışmış ilişkiler, yüzeysel…

Devamını Oku
PSİKOLOJİ 

OLGUNLAŞMAMIŞ BİR ANNENİN ÇOCUĞU OLMAK

– KIRILGANLIKTAN NESİLLERARASI YORGUNLUĞA… Bir çocuğun, olgunlaşmamış ve kendi içsel çatışmalarıyla baş edememiş bir annenin gölgesinde büyümesi, yalnızca bireysel bir travma yaratmakla kalmaz; aynı zamanda nesillerarası bir yara zinciri oluşturur. Olgunlaşmamış bir ebeveyn, genellikle kendi çocukluk yaralarını taşır ve bu yaralar farkındalık kazanmadığında kendi çocuğuna da taşınır. John Bowlby’nin bağlanma teorisinde belirttiği gibi, bir çocuğun duygusal güvenliğinin temel taşlarını oluşturan bağlanma figürü, çoğu zaman bu tür ebeveynlerde eksik veya istikrarsızdır. Bu durum, çocuğun dünyayı güvensiz bir yer olarak algılamasına ve yetişkinlikte de devam eden bir içsel boşluk hissine yol açabilir.…

Devamını Oku
PSİKOLOJİ 

KIRILGAN BİR MİRAS: ANNE TRAVMASI ÜZERİNE

Bir annenin gölgesi, yalnızca o odanın içinde bulunduğu anlarda değil, insanın tüm varoluşuna yayılır. Büyümeyen bir annenin çocuğu olmak, hayatı bir türlü yola koyulamayan bir gemide yolculuk yapmak gibidir. Rotası belirsiz, dümeni kırılmış. Anne, bir türlü tamamlanamayan bir roman, hep yarım kalmış bir cümledir. O cümlenin öznesi büyüyemezken yüklemi çocuklarına yüklenen bir yük olur. Olgunlaşmamış bir annenin çocuğu olmak, hem onun çocuğu hem de annesi olmaktır; bir yandan onun eksik parçalarını tamamlamaya çalışırken bir yandan kendi kırıklıklarını fark etmek ama onlara bakmaya cesaret edememek. Anne, bir ergen gibi davranırken çocuk…

Devamını Oku
PSİKOLOJİ TEKNOLOJİ TOPLUM 

PSİKİYATRİST DR. GEMINI BİRBUÇUK, “NARSİST KİŞİLİK BOZUKLUĞU”NU ANLATIYOR

Televizyon kanallarında boy gösteren çok sayıdaki Gülseren Budayıcıoğlu dizisinin etkisi ne kadardır bilmiyorum ama son zamanlarda psikoloji mevzularına merak sardım. Vakit buldukça merak ettiğim psikoloji terimlerini, konularını, vakalarını okumaya gayret ediyorum. Bu çalışmalarımın çok faydasını da gördüğümü söyleyebilirim. Şizofreni, demans gibi çok ciddi hastalıkları ve sorunları bir yana koyacak olursam yıllar içinde alıştığımız, kanıksadığımız ve –bu nedenle olsa gerek– çok da önemsemediğimiz birçok davranış şeklinin aslında psikolojik bir sorun olduğunu fark ettim. Her ne kadar internet ve Google işimi çok kolaylaştırsa da birkaç yıl öncesine kadar bu bilgilere ulaşmak hayli…

Devamını Oku
PSİKOLOJİ TOPLUM 

BİZLER NASIL ZOMBİLEŞTİK?

“Okumak ve yazmak şu ana kadar bulunmuş en besleyici meditasyon yoludur.” – Kurt Vonnegut Sevgili dostlar, bu yazım biraz uzun oldu ama aslında anlatacak çok daha fazla şey var, bilmenizi isterim. Sıkılmayıp okumanızı tavsiye ederim. Yeni bir şeyler bulacağınızdan eminim. Takıntı, psikiyatride, “yanlış olduğunu bildiğimiz halde kafamızdan atamadığımız, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki fikirler” olarak tanımlanır. Bazı insanlar sabit fikirli, tekdüze ve yıkıcı davranışlardan kendini alıkoyamaz. İnsan ilişkilerine ket vuran yüksek ego ile narsistik kişilik bozukluğu bir arada dayanılmaz ve yıkıcı bir ilişki bozukluğu ile karşınıza…

Devamını Oku
HABER PSİKOLOJİ 

KORKUNUN ARKA PLANI

Korku duygusu hakkında açıklamalarda bulunan ve korku ile ilişkili diğer duygudurum bozukluklarına değinen uzmanlar; korkunun, hayatta kalmada önemli bir etkiye sahip olan oldukça güçlü bir duygu olduğunu belirtiyor. “Psikolog Paul Ekman, evrensel olarak insanlığın tüm kültürlerinde deneyimlenen altı temel duygu olduğunu belirtirken bu duyguları; ‘mutluluk’, ‘üzüntü’, ‘iğrenme’, ‘şaşkınlık’, ‘öfke’ ve ‘korku’ duyguları olarak sınıflandırıyor, ilerleyen dönemlerde ise bu sınıflandırmaya ‘heyecan’, ‘mahcubiyet’, ‘utanç’ ve ‘gurur’ gibi duyguları da ekliyor. W.G. Parrot ise sosyal psikoloji bağlamında duyguları incelediği kitabında birincil duygu olarak deneyimlenen korkuya gerginlik ve dehşet gibi ikincil duyguların da eşlik…

Devamını Oku
HABER PSİKOLOJİ 

TATMİNKÂR OLMAMAK SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞINI TETİKLİYOR

Sosyal medya paylaşımlarının bir ihtiyaç haline gelmesiyle ortaya çıkan sorunları ve sosyal medya bağımlılığına karşı neler yapılması gerektiği hakkında bilgi veren uzmanlar, neredeyse özel hayatımızın kalmadığını ve sosyal medya platformlarında her an her bilginin paylaşılmasının psikolojik bir zeminin tetiklenmesine sebep olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, “2021 yılı verileri ile birlikte sosyal medya kullanımının dünya nüfusunun neredeyse yarısını kapsadığı biliniyor. Pandemi dönemi ile birlikte ilgili platformlara karşı yoğun bir talep oluşmaya başladı. Bu durumda da telefonlara gerek kalmadan yazılı, sözlü ve görsel olarak neredeyse tüm görüşmeler ve bilgi paylaşımları yapılabiliyor. Bunun yanı sıra…

Devamını Oku