TURGUT’LA SELİM’İ BEKLİYORUM
Sakin bir gün… Adana’nın o insanı deli eden karmaşasından sonra oldukça sakin bir gün geçiriyorum. Pencerenin dışında masmavi, bulutsuz bir gökyüzü uzanıyor. Ara sıra bir arabanın klaksonu odamda yankılanıyor. Aşağıdan Yves Montand’ın sesi geliyor. Alt komşum Madam Clair, Montand tutkunu. Bütün gün onu dinliyor. Montand şu an çok sevdiğim şarkısını söylüyor: ‘Les Feuilles Mortes…’ Selim’le Turgut’u bekliyorum. Onlar iki güvercin. Penceremin sürekli konukları… Oğuz Atay’ın ‘Tutunamayanlar’ romanındaki iki kahramanın adlarını verdim onlara. Hayret, bugün biraz geç kaldılar. Selim’le Turgut’a yemlerini verip onlarla biraz konuştuktan sonra bisikletime atladığım gibi yollara düşüyorum.…
Devamını Oku