POLİTİKA 

SOĞUTMAYALIM

Kötü olan çok şey bazen kuduz bir virüs gibi yayılıyor. Hepimiz bu örgütlü kötülükten, cehaletten, ahlaksızlığın, rezilliğin zirvesine çıkıp da Allah’a sığınanlardan nasibimizi bir şekilde alıyoruz. Korkunç bir altüst oluş içinde adaletsizliğin dört bir yanı sarmasıyla birlikte ahlaki değerleri de yitirdik fazlasıyla. Zihinlerde öyle bir bölündük, cepheleştik ki… Bir yanda bin yalan içinde bir doğruyu söyleyenin o doğrusuna karşı çıkanlar, diğer yanda ise karşı çıkanı neredeyse bir kaşık suda boğmak için fırsat kollayanlar… Şöyle bir savunmalarına bakalım birilerinin. Çocuk yaşta evlilik savunulur mu? “Yolsuzluk; hırsızlık değildir” diye fetva verilir mi?…

Devamını Oku
POLİTİKA 

İŞÇİSİN SEN İŞÇİ KAL!

Steinbeck şöyle demiş: “Sosyalizm köklerini Amerika’da bulamaz. Çünkü fakirler kendilerini sömürülen bir sınıf olarak değil, geçici olarak sıkıntı yaşayan milyonerler olarak görmektedir.” Kitabın ortasından konuşmamış mı? Bizde de öyledir. Gez Anadolu’yu baştanbaşa… Dolaş bucağı yurdu… “Ben işçiyim işçi kalacağım” diyen kimseyi bulamazsın. Herkes geçici süreliğine işçidir. Hele biraz çalışsın… Üç beş sermaye yapsın… Köydeki tarlayı da satsın… Sen o zaman gör bizim İşçi Mamo’yu. Olmaz tabii. * * * 100 İşçi Mamo iş hayatına başlar. Bunlardan 5’i, şansı dönerse, uyarına gelirse, işini bilirse, adamını bulursa, gözünü karartırsa patron olur. 95…

Devamını Oku
POLİTİKA 

“CHP”SİZ VE “EKREM İMAMOĞLU”SUZ MANŞETLERİ YOK

Son aylarda iktidar medyasının ana gündemi, CHP ve CHP’li belediyeler. Tabii en başta da Ekrem İmamoğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul’un ilçe belediyeleri. 19 Mart’tan sonra daha da yoğunlaştı, iktidar gazeteleri, televizyonları, haber siteleri daimi olarak kampanya halinde. Kampanya diyorum çünkü nesnel haberlerden ziyade yargılayan, hüküm veren, kanaat belirten metinler, yazılar, konuşmalar yayımlanıyor. Karşı görüşe asla yer vermeyen, tek yanlı, suçlu göstermeyi hedefleyen bir yayıncılık faaliyeti yürütülüyor. Oturdum, iktidar medyası gazetelerinin nisan ayının ilk 15 günlük yayınlarını taradım. Hürriyet, Milliyet ve Türkiye, daha az ve daha dengeli haberler kullanmış.…

Devamını Oku
POLİTİKA 

“TURPUNAN ŞALGAMINAN!”

Hani bazen sohbet ederken laf dilinizin ucuna gelir de bir türlü söyleyemezsiniz ya. “Neydi o, neydi, neydi ya?” deyip durursunuz da laf bir türlü aklınıza gelmez. Hani bazen biri konuşurken laf tam boğazınıza gelir, kendinizi tutarsınız. Hani bazen içinizde laf birikir, birikir, birikir de o an söylemezsiniz, muhatabınız gittikten sonra iki kelime edersiniz de rahatlarsınız ya… İşte öyle bir şeydi Yozgatlı çiftçinin söyledikleri. “Turpunan şalgamınan devlet idare edilmez” dedi. Bitti. Nokta. * * * Yılladır hepimizin söylemek isteyip de söyleyemediği bu değil miydi? Hepimizin sustuğu… Kimimizin korkundan… Kimimizin “Aman bana…

Devamını Oku
POLİTİKA 

BİR DÖNEMİN SONU

Bundan altı ya da yedi yıl öncesine kadar gazete sayfalarına sığmayacak kadar çok haber akışı olurdu ajanslardan. Şimdi bültenlerle birlikte birkaç tane haber geçiyorlar. Haber dili de kötüleşmiş. İlk başladığım günden bu yana gazetecilik mesleğinden hiç kopmadım ama günlük gazetelere uzak kalmıştım. Sistem değişmiş ve kentin günlük yayın organlarına ücretli haber akışı yapan bazı ajanslarda haber kalitesi adeta paspas olmuş. O mecralarda çalışan basın emekçilerine asla sözüm yok. Sorun; onları gereksiz işlere yönlendiren zihniyette. Yıllardır yere göğe sığdıramadıkları ve bu yıl “Dünya Çocukları” temasıyla düzenlenen 13’üncü Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı,…

Devamını Oku
POLİTİKA 

KAYYUMDAN SATILIK!

Caminin imamı vaaz veriyormuş. Diyormuş ki… “Kadınların, özellikle genç kızların kot pantolon giyinmesi haramdır. Şort giyinmesi haramdır. Saçını açması haramdır…” Arka saflarda mahzun duran biri dayanamamış, bağırmış: “Hocam, senin kız da öyle giyiniyor!” Hoca gülümsemiş: “Ama benim kıza çok yakışıyor yahu…” * * * Öyledir. Başkasına haram olan, bize helaldir. Başkasında eğreti duran, bize tam oturur. Başkasına lüks olan, bize haktır. Başkasına suç, kabahat olan, bize meziyettir. Değişmez, dünyanın kanunu böyle… * Mersin’de Akdeniz Belediyesi’ni 3 yıl kayyum yönetti… 5 yıl da AKP’li devrik başkan Mustafa Gültak yönetti… Etti mi…

Devamını Oku
POLİTİKA 

NE UMUT BİTECEK NE DE SÖYLENECEK SÖZÜMÜZ!

Sabır, şükür, takdir-i ilahi… Hangi birinden başlasak şimdi? En zorlu koşullarda metanetini yitirmemektir sabır. Oysa sabır taşı çatladı çoktan. Tozpembe istatistikler eşliğinde, bir şeylerin düşeceği ya da düştüğü açıklanıyor. Sokakla, çarşı pazarla örtüşmüyor hiçbir veri. Aslında gerçekten de bir düşüş var aslında. İşte o, alım gücümüzdür ya da sofralarımızda bölüştüğümüz ekmeğimizdir. Bir derin yoksulluk içinde düşüş beklenirken eğitimden kopuş başlıyor. Askıda defter ve kitap kâr etmiyor. Ne nas ne faiz ne o ne şu ne gecikmeli etki gibi söylemler değiştiriyor sonucu. Düşünmeden edemiyor insan; her geçen gün biraz daha yoksullaşarak…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

KÖTÜ GÜNLER GERİDE KALDI; ÖNÜMÜZDE DAHA KÖTÜLERİ VAR

20’nci yüzyılı nasıl bilirdiniz? Ya da 20’nci yüzyılın bir güncesini çıkartmak isteseniz neleri sıralardınız? Buluşlar? Teknolojik gelişmeler? Siyasal olaylar? Ünlülerin doğum günleri? Sosyal mücadeleler? Savaşlar? Yaklaştınız… Ama İlyas Tunç (*) daha çarpıcı bir döküm yapmış. Yıl yıl 20’nci yüzyıl boyunca gerçekleşen soykırımları, katliamları sıralamış. Çoğumuzun aklına sadece ikisi, Ermeni ve Yahudi soykırımı ya da Halepçe’yi de katarsak üçü gelirken yüzlerce katliamın, yüzlerce soykırımın yüzyıl boyunca nasıl peş peşe dizildiğini insani öykülerle izliyorsunuz kitabın sayfalarında dolaşırken… Çoğunlukla yaşayanların tanıklıklarıyla; daha ilk satırlardan itibaren: – “Bize zorla kauçuk toplatmak için köyümüze geldiler.…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

İLERİCİ GERİCİLİK – İKTİDAR

Felsefi sistemi idealist düşünceler üzerine inşa eden Platon, maddi olmayan ilkelerin daha sağlam ve asli bir varlığı olduğunu söyleyerek maddi gerçeklerin bu idealizmden türediğini ileri sürer. Devleti de bu idealizm içerisinde kurgusal bir yere konumlandırır. Devlet; toplumdaki en kapsayıcı sosyal kurum olması, iş bölümünün ileri derecede olması ve silahlı gücü tekelinde tutması nedeniyle diğer kurumlardan ayrılır. Bir diğer önemli değişim egemenlik anlayışıyla ilgilidir. İlk Çağ’da devlet düşüncesinin temelinde  (teoloji ile şekillenen) asli unsur olarak tanrılar vardır ve tanrılar her şeyin mutlak sahibidir. Zamanla evrilen devlet düşüncesinde ise bunun yerini millet…

Devamını Oku
POLİTİKA 

HATIRLAMANIN SESSİZ HAKKI

Bir süredir buradayım ama yokum. Görüyorum ama konuşmuyorum. Konuşursam eksik kalacakmışım gibi, susarsam kabuk tutamayacakmış gibi her şey. Bazen sessizlik bir tür korunak… Ama bazen de sessiz kalmak, olan biteni normalleştirmek gibi geliyor insana. Ve bu ülkede hiçbir şey normal değil. Gündem yorucu değil artık – yıkıcı. Çünkü burada gündem, yalnızca güncelin değil; geçmişin, geleceğin ve kolektif travmaların da ağırlığını taşıyor. Her yeni olay bir öncekini ezip geçiyor. Yaslarımız bile yarım kalıyor. Hatırlamak, direnmenin bir yolu… Ama unutturulmak, sistematik bir tercih! Tezer Özlü bir yerde şöyle yazmıştı: “Kendimi hep başka…

Devamını Oku