POLİTİKA 

SEN SUSARSAN

“Boşuna çırpınma, gökyüzü: Yurdum kadar ağlayamazsın…” – Yılmaz Odabaşı Her gün yeni bir acıya uyanıyor yangınları hiç sönmeyen bir ülke… Her geçen gün dünü aratırken bizim payımıza iyi dilekler, baş sağlığı mesajları, takdir-i ilahi söylemleri gibi sorumluluğun ve hesap sormanın olmadığı içi boşaltılmış ne varsa o düşüyor işte… Derin bir yoksulluğun kol gezdiği yorgun şehirlerde birileri beka meselesini konuşurken, birileri önlenebilir nedenlere rağmen can verirken ölümleri, gözümüzün önünde eriyip giden yaşamları sonu hüsranla biten bir film gibi izliyoruz şimdi. Soframızdaki ekmeğimiz küçülürken, memleketin öz çocukları sabah okula giderken bir kuru…

Devamını Oku
POLİTİKA 

BİLİRKİŞİ

Anadolu türküleri bazen, muhatabına gizli mesajlar verir. Örneğin, “Bastım da kırıldı iğdenin dalı/ kötüye düşenin nic’olur hali…” Burada muhtemelen yasak aşk yaşayan bir çiftin birbirine nağme göndermesi söz konusu… Peki, neden iğde dalı? Neden kiraz dalı, erik dalı, elma dalı değil de iğde dalı? Sonuçta hangi meyvenin ismini oraya yazarsanız yazın hece ve redif tutacak. Öyleyse niye iğde? * * * İğde ağacı, türkümüzün geçtiği İç Anadolu’da sıkça görülen bir ağaç. Yemiş de verir. Fakat çok boylu bir ağaç değildir. Yani meyvesini toplamak için gövdesine çıkmanız gerekmez. Şu halde türkümüzü…

Devamını Oku
POLİTİKA PSİKOLOJİ TOPLUM 

ATEŞİN DÜŞTÜĞÜ YER: YAS, UTANÇ VE SOSYAL İYİLEŞME ÜZERİNE

Kartalkaya’daki otel yangınında kaybettiğimiz insanlar, çocuklar, sadece birer isim ya da haber satırı değil; hayallerin, sevgilerin, umutların beden bulmuş halleriydi. Bu büyük felaket, yüreğimizde derin bir yas bırakırken bazı insanların umursamaz tavırları ve hayatlarına hiçbir şey olmamış gibi devam edebilmesi, ar duygusunun ne kadar zedelendiğini gösteriyor. Bu acı, yalnızca ailelerin değil, hepimizin acısıdır. Çünkü ateş, sadece düştüğü yeri değil, vicdanlarımızı da yakar. Ne var ki yangının ardından çevredeki otellerde, çocuklarıyla birlikte eğlenmeye devam eden insanlar vardı. Bu, yalnızca bir duyarsızlık değil, aynı zamanda bir değerler sistemi problemidir. Çocuklar, bu tür…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

MEDYAMIZ YANGIN HABERLERİNDE BİLE KUTUPLAŞTI

Sabahın ilk saatlerinde Kartalkaya’da yanan Grand Kartal Otel’in önünden canlı yayın yapan muhabirlerin yüzleri ile sözleri birbirini tutmuyordu. “10 ölü, 32 yaralı” olduğunu söylüyorlardı ama yüzleri, durumun daha vahim olduğunu anlatıyordu. Saatlerce öyle devam ettiler yayına, “Bolu’da yangın faciası: 10 ölü, 32 yaralı” altyazısı saatlerce ekranlarda kaldı. Haber kanallarının yöneticileri ve muhabirler sorumluluklarının farkındaydı. Ölenlerin sayısını ve özellikle de isimlerini resmi açıklama ve doğrulanmış bilgi olmadan haberleştirmenin riskini almıyor; insanların acısına saygı gösteriyor, daha da üzmekten kaçınıyorlardı. Hatta öğleden sonraya kadar otelin adını bile vermediler yayınlarında. Sözcü yazarı Nedim Türkmen’in,…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

NE UCUZ?

Mazot pahalı… Elektrik pahalı… Doğalgaz pahalı… Su pahalı… Et pahalı, ekmek pahalı, bal pahalı, börek pahalı, süt pahalı, yoğurt pahalı, yumurta pahalı, zeytin pahalı, peynir pahalı… * Yeter mi? Yetmez ama evet, say baba! * Kiralık ev pahalı… Satılık ev pahalı… Sıfır araba pahalı… İkinci el araba pahalı… Televizyon pahalı, telefon pahalı, fırın pahalı, buzdolabı pahalı, klima pahalı, süpürge pahalı, çamaşır makinesi pahalı, bulaşık makinesi pahalı, ütü pahalı, ütü masası bile pahalı, çamaşır askılığı bile pahalı, çamaşır ipi, çamaşır sepeti, naylon leğen bile pahalı… * Yeter mi? Yetmez ama evet,…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

YAKAN SOĞUK, VALİZİ KÜL ETTİ

Karların arasında alev alev yanan bir otel… Birbirine bağlanıp yaşama tutunulan çarşafın beyazından eser yok, griye çalıyor. Tatiller, bayramlar, özel günler cana mal olmak zorunda mı? Milli yasımızın bu seferki durağı Bolu… Kartalkaya, kara bürünmüş olsa da alevleri söndürmeye yetmedi. 78 canı koparıp aldı bizden… Sırf o kar tatiline gitmek için can atan onlarca çocuğumuzun hayatı yarım kaldı ya da anne babası olmadan artık hayat onlar için eksik devam edecek. Tatile kan değil, kül bulaştı! Gelen yayın yasağından dolayı bazı sorular yanıtsız kalsa da cevabı net olan tek bir soru…

Devamını Oku
POLİTİKA 

‘HÜZÜNLÜ BULUTLAR’ YOLDAŞIMIZ, ‘KIRIK GÖZLÜKLER’ HEP HATIRAMIZ…

Yine ocak ayı hüzünleri hep bizimle, ocakta demlenen çayın fokurtusu yıllar önce yitirdiğimiz gazeteci, yazar ve aydınların bıraktığı derin üzüntüleri hatırlatıyor. O hüzünlü türkü; ‘Uğur Mumcu’ların, ‘Hrant Dink’lerin bu toplumdan koparılışlarına bir gözyaşı niteliği taşıyor: “Uğurlar olsun, uğurlar olsun/ hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun/ bir keskin kalem, bir kırık gözlük/ yürekli yiğitlere hatıran olsun…” Hüzünler hüznü yağmur damlaları yanaklarımızdan dökülürken kırıklar kırığı o son bakışlar bize neleri neleri çağrıştırıyor? * * * Bir pazar sabahı, kar altında Ankara, zemheri ayazı, zalimler pusuda ve Uğur Mumcu’nun bedeni paramparça… Aydınlık, laik, demokratik bir…

Devamını Oku
POLİTİKA 

GİDİŞAT

Güzel ilişkiler, anlaşmak, farklılıklara saygı duymak, değerlerdeki ortaklıkları seçmek, barışçıl düzen kurmak zorlaştırılıyor, çirkin ilişkilerle farklılıklardan kötülükmüş gibi bahsederek, değerlerde var olan ortaklıkları görmezden gelerek, barış yerine savaşı seçerek zorlaştırılıyor. Çirkin ilişkiler seçiliyor daha çok, daha çok anlaşmazlıklara odaklanılıyor, farklı olmaya bırakın saygı duymayı, farklı olan zombileştiriliyor. İyi değerlerde ortaklaşma, görmezden geliniyor, düzenin barışçıl olanı değil savaşçıl olanı tercih ediliyor ve her geçen yıl dünyanın herkes için yaşanılası güzel bir yer olması imkânsızlaşıyor. Savaşı seçmek, illaki eline silah alıp cepheye gitmek, askerleşmek, militanlaşmaktan geçmiyor, bulunduğumuz yerde olmaktan da geçiyor. Bencil…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT POLİTİKA 

TOPLUMSAL MANİFESTO VE MÜZİK

“Müzik herkesindir.” [1] Toplumsal hafıza müziğin notlarında saklı; o bir ışıktır ve dünya da onunla aydınlanır. Tam da bunun için “Ağır ağır ölürler; okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar” diye uyarır Pablo Neruda herkesi… Kolay mı? Giambattista Vico’nun “İnsanlar, en kederli ve en sevinçli olanlarda gözlemlediğimiz üzere büyük tutkularını şarkı yoluyla ifade ederler” ya da Arthur Schopenhauer’ın “Bir Beethoven senfonisini doğru ruh halindeyken dinlediğinizde yalnızca duygusal açıdan uyarılmazsınız: Gerçekliği olduğu haliyle bir an için görürsünüz” ifadelerindeki üzere sanatta ortak olanı bulmak, bireysel olanı bulmaktan daha zordur ve daha önemlidir. Müzik…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

FETİH ÇILGINLIĞI SARDI MEDYAYI

Galiba yaygın medya; âlemi kör, sağır sanıyor ve hep beraber “ahali kandırmaca” oyunu oynuyorlar. Türkiye’nin, HTŞ ve Suriye Milli Ordusu’nun saldırılarında hiç payı yokmuş, onlar tamamen bağımsız hareket ediyorlarmış gibi anlattılar Suriye’de iç savaşın alevlenmesini. Fakat öte yandan haritadaki değişimi ve Halep kalesine Türk bayrağı asılmasını ülkemiz adına kazanç saydılar. Soğukkanlılığını yitirmiş ve –Mehmet Ali Güller’in deyimiyle– “fetih çılgınlığına” kapılmış bir gazetecilik yürüttüler. 12 yıl önce Türkiye’nin, Suriye’deki iç savaşa müdahil olmasını sorgusuz sualsiz destekleyen medya gücü, yine çizmelerini kuşandı. Akşam gazetesi, Mehter marşıyla Halep’e yürümeye başladı bile. “Mehter marşıyla…

Devamını Oku