AH KÂZIM AH!
Kentin varoşlarında bir okulda okuyordu Kâzım. Aksi, tehditkâr, içe kapanık, zor anlayan, zor arkadaşlık kuran bir çocuktu. Neredeyse bütün dersleri kötüydü. Ama aileden gelen gelenek, töre ve inançlara sıkı sıkıya bağlıydı. Çevresinin muhafazakâr olması nedeniyle dindar yetişmişti. Bu sayede kentin ezici sosyal yapısına katılmak zorunda değildi, dindarlığı onun sığınağıydı, çok boyutlu düşünmesine, sosyal risklere girmesine gerek yoktu; çünkü inançları zaten buna izin vermiyordu. Sahip olduğu çevre, ondan beklentilere uygun bir sosyal ortam sunuyordu, ne de olsa inançlar özel alandı ve herkes saygı duymak zorundaydı. İnanç ve idealleri mevcut sosyal zekâsına…
Devamını Oku