KÜLTÜR-SANAT POLİTİKA 

SANAT VE SANATÇILAR SUSMAMALIDIR

İlk defa 2015 yılının Eylül ayında kaleme almış, daha sonra 2016 yılının Mart ayında Posta gazetesinin GAP bölge ekindeki köşemde yayınlamıştım bu yazımı. O dönemde Türkiye’de yaşanan terör olayları nedeniyle toplumda korku, endişe hâkimdi. Bugün de İsrail’in saldırısı sonrası Gazze’de yaşanan insanlık dramında başta çocuk ve kadınlar olmak üzere benzer kaygı ve üzüntüleri yaşıyoruz. İnsanlık dramına tanıklık ediyoruz. Savaşlarda, terör saldırılarında, olağanüstü dönemlerde sanat ve sanatçılara büyük rol düşmektedir. Bu yazının amacı, sorunların dile getirilmesinde sanatın yaratıcı ve yenilikçi ve etkili gücünü ifade etmek, toplumun moral değerlerini yüksek tutmada sanatın…

Devamını Oku
YAŞAM 

SİESTA HAKKI İSTİYORUM

– Çalışma Saatlerinin Yaz Döneminde Düzenlenmesi İhtiyacı – Klasik Adana yazının ötesine geçen sıcaklar yaşıyoruz. Kavurucu sıcaklar ve yüksek orandaki nem insanları bitkin düşürüyor. Öğle saatlerinde 50 derecelerin üzerinde hissedilen sıcaklıkları görmeye başladık. Artık Adana’da yaşamak, çalışmak, nefes almak, yazmak, okumak, hatta tembelce oturmak bile güçleşti. Adana yazının ne anlama geldiğini anlamak için hayal etmek yeterli gelmiyor, yaşamak gerekiyor. Kavurucu sıcaklar, insanı bitkin düşüren nemli havalar nedeniyle uzmanlar vatandaşların gerekmedikçe saat 11.00–16.00 arasında dışarı çıkmamaları, kanala girip “çimmemeleri” ve “güneşe ateş etmemeleri” konusunda uyarıyor. Doktorlarımızın “Bol su için”, “Güneşin etkili…

Devamını Oku
SPOR TOPLUM 

FUTBOLDA TÜM ZAMANLARIN EN İYİSİ: MESSI

Paulo Coelho’nun deyişiyle, “hayatın tüm duyguları ve büyük anahtarları futbolda gizlidir”, bunu anlamanın yolu ise futbolu izlemekten geçiyor. Sevinç, hayal kırıklığı, kızgınlık, adaletsizlik hissi, gurur, öfke, hayranlık, aşağılanma, bıkkınlık, isyan, kabullenme ve pek çok duygu hali izlenen bir maçta yaşanabiliyor. Futbolun sadece oyun olduğu genelde yenilgiler sonrası teselli ve avunmak için kullanılırken zafer sonrası futbol sadece futbol olmaktan çıkmaktadır. Futbol, 1863’te İngiltere’de ortaya çıktığından beri futbol oyun alanlarının ve arkadaşlarla bir arada yapılan izleme, oynama ve sohbet etkinliklerinin en sevilen sporu olmuştur ve o günden bu yana dünyanın en popüler…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

‘ARTURO UI’NİN ÖNLENEBİLİR TIRMANIŞI

Ekonomik kriz ne kadar büyükse, toplumsal moral o kadar düşük olur. Ekonomik krizin Chicago’yu vurduğu yıllarda karnabahar ticareti durma noktasına gelmiştir. Önde gelen karnabahar tüccarları, işlerin yeniden nasıl canlandırılabileceğini tartışırken manavlar bile yavaş yavaş satışları tekrar canlandırmak için her yolu denemektedir. Tüccarlar, acımasız gangster Arturo Ui’nin karnabahar işine girmesinin engellenmesi gerektiği konusunda hemfikirdirler. Saygın ama yaşlanan politikacı Dogsborough, bir entrikanın yardımıyla şehirden borç almaya ikna edilir. Saygıdeğer politikacı Dogsborough kamu parasıyla onlara yardım ederken kendine sunulan hisseler yardımıyla kendini de zenginleştirmiştir. Skandal patlamak üzeredir ve Dogsborough, yolsuzluğa teslim olur. Yargılanmaktadır…

Devamını Oku
SPOR TOPLUM 

TÜRKİYE’DE FUTBOLUN TARİHÇESİ VE ‘1959 ÖNCESİ ŞAMPİYONLUKLARIN SAYILMASI’ TARTIŞMALARI

Fenerbahçe’nin 1959 yılı öncesindeki şampiyonluklarının geçerli sayılması için Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) önünde duruyor ve bu talebe Galatasaray itiraz ediyor. Bu yazının amacı bütünsel bir anlayışla Türk futbol tarihini incelemek ve bu talebin çıkış noktasını ortaya koymak ve talep konusunda daha sağlıklı analiz ve yorum yapmaktır. Türkiye’de futbol ilk defa 1877’de Alsancak ve Konak çevresinde yaşayan Levanten aileler arasında oynanmıştı. Bu durum, 1898’de İngilizler ile birlikte Selim Sırrı Tarcan’ın da bu oyuna ortak olmasına kadar devam etmiştir. 1890’da İzmir’de yerleşik İngiliz gençler Bornova’da futbol oynarken La Fontaine, Whittall, Giraud Charnaud…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

PASAPORT HAKKINDA HER ŞEY

Son bir yılda gündemimizde “pasaport krizi” diyebileceğimiz bir krizimiz oldu. Pasaport için sabahın erken saatlerinde kuyruklara giren insan görüntülerine tanıklık edildi. Çipli pasaport üretimini yapan ve Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünün Hollanda’daki tedarikçi firma ile “çip krizi” yaşaması sonrası zincirleme gelişen ve krize dönüşen gelişmeler devam ediyor. Bu krizin kurbanlarından biri de ben oldum. Planlı seyahat öncesinde pasaport süresini uzatma başvurumun aylar içerisinde yetişmemesi sonucunda, yıllık izin planlarını iptal etmek durumunda kalan biri olarak bol bol pasaportun anlamı, gerekliliği ve gereksizliği üzerine düşündüm.…

Devamını Oku
TOPLUM 

BOHEM NEDİR, KİME DENİR; SİZ BİR BOHEM MİSİNİZ?

Bohemya, 16’ncı yüzyılda Avrupa’da cam sanatı ve kristal yapımında Venedik’le beraber Avrupa’nın merkezi olmuştur. Bohemya, 19’uncu yüzyılın ilk yarısında cam işçiliğinde ve kristallerde tahtı Venedik’ten tamamı ile almıştır. Dünyanın kristalleri ile tanıdığı bu bölge adını bir akıma 19’uncu yüzyılda vermiştir. 14’üncü yüzyılda ise Moğol istilasından sonra Hindistan’dan kaçan göçebe bir halk, Avrupa’ya ulaşmaya çalıştı. Şimdiki Çek Cumhuriyeti’nde olan Bohemya’ya yerleştiler. Daha sonra, Avrupa geleneklerine uymaya yönelik çeşitli girişimlere rağmen başarılı olamadılar. Bohemyalılar için toplumun sınırlarında çok fazla yaşamakla ve genel geçer kurallara uymamakla suçlandılar. Bu kişiler Bohemya bölgesinde yaşayan “Çingeneler”…

Devamını Oku
YAŞAM 

BİSİKLETLE ÇIKTIĞI DÜNYA TURUNDAYKEN ERZURUM’DA KAYBOLAN FRANK G. LENZ’İN ÖYKÜSÜ

Frank G. Lenz, ABD’de Alman göçmeni olan Adam Reinhart ve Anna Maria (Schritz) Reinhart’ın çocukları olarak Philadelphia Pennsylvania’da 1867 yılında dünyaya geldi. Frank hâlâ bir çocukken babasını kaybetti ve annesi Anna Maria, Pittsburgh’a taşındı. Frank altı yaşındayken annesi başka bir Alman göçmeni olan William Lenz ile evlendi. Frank G. Lenz’in yaşam akışını değiştiren, 17 yaşındayken bisiklet ile tanışması oldu. İlk bisikletini hediye olarak aldıktan sonra, Lenz sürekli ve tutkuyla bisiklete binmeye başladı. Yerel bisiklet kulübü Allegheny Cyclers’a katıldı ve memleketi Pennsylvania’nın yakındaki patikalar ve yollarda sık sık gezilere çıktı. Giderek…

Devamını Oku
TOPLUM 

KÜBA, PURO, SAKAL, ÇAN, MÁRQUEZ, FİDEL CASTRO…

Fidel Castro, ülkesini 1959’dan 2006’ya kadar 47 yıl boyunca yönetti. Kimi ona “diktatör”, kimi de “özgürlük savaşçısı” dedi. 20’nci yüzyılın ikinci yarısında ve 21’inci yüzyılın başında dünyanın en tanınan insanlarından biri oldu. Fidel Castro, İspanya’dan gelen varlıklı bir şeker kamışı çiftçisi olan babası Ángel Castro y Argiz ile Lina Ruz Gonzáles arasındaki evlilik dışı bir ilişki sonucu dünyaya geldi. Fidel ve kardeşleri, ilk eğitimlerini Santiago’daki bir Katolik yatılı okulunda aldılar. Fidel ayrıca Havana’daki Belen Cizvit Koleji’nde okudu. Gittiği Cizvit okulunda, onlar kadar zengin olmadığı için diğer çocuklar tarafından dışlandı. 1943-1944’te…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ŞEHİR HASTANELERİ GERÇEĞİ

Kamu-özel işbirliği modeliyle inşa edilen hastanelerin temel gerekçesi, kamu hizmetlerinin bütçe olanakları çerçevesinde gerçekleştirilmesinde yaşanan zorluklar olarak gösteriliyor. Devletin borçlu yapısı yeni borçlanmaya gitmedeki zorlukları özel sektörü devreye sokup hazine garantisi vererek, yani borcu kefil olarak üstlenerek inşaat firmalarını hastane işletmecisine ve ardından AVM işletmecisine dönüştüren bir modelle karşı karşıyayız. Bir anlamda bu yolla devlet borç miktarını az gösterme ve bütçe kapsamında yapacağı harcamalarını bütçe dışında yaptırma olanağına kavuşuyor. Yeterli finansal kaynağının olmadığını söyleyen hükümet, inşaat firmasına “Sen hastaneyi yap, ben sana araziyi vereceğim” diyerek ilk imtiyazı sağlıyor. Ardından ikinci…

Devamını Oku