YAŞAM 

ARINMANIN KURTULUŞU

Arınma… Söyleyişi bile ayrı bir kurtuluş gibi gelir insana. Her mevsim geçişlerinde insan ruhunda arınma başlar. Mevsimlerin de çok etkisi vardır. Hazana doğru aralandı kapılar… Hazan mevsimi diye insanın her zaman durgun olmasından bahsetmiyorum. Bu hazan bile arındırır insandaki olumsuzları… Çetin kış öncesi en sessiz günlerini yaşar kendi içinde. Farklı bir muhasebe zamanıdır… Yeni kurtuluşlar ve kutlamalar olsun ister insan. Arınmanın ta kendisidir… Nelerden arınmak ister? Arınmak temizlenmek ile eş değer olduğu için “kendisini kötü hissettiren her şey ve herkesten” diyebiliriz. Sana kendini kötü hissettiren birinden arınamamak? Sebebi nedir? Bağımlılık?…

Devamını Oku
TOPLUM 

SU STRESİ İLE YAŞAMAK

Suyun stresi olur mu? Okuyunca tuhaf geliyor belki ama Türkiye su stresi yaşayan bir ülke… Yapılan araştırmalar ve yayımlanan raporlara göre ülkemiz bilinenin aksine su zengini değilmiş. Her şeyi bilinçli kullanmak gerekir. Özellikle temel ihtiyaçları… “Su bu, tükenmez” dediğimiz yerde başlıyor tüm sıkıntılar silsilesi. Saatlerce musluğu akıtmanın bedelini ülke olarak 10 yıl sonra ödemek durumunda kalabiliriz. Bir damlasının bile nefes kadar gerekli olduğunu iş işten geçtikten sonra anlayacağız. Bol zannediyoruz da, değil. Dünya üzerindeki mevcut tatlı su kaynakları ne zaman ihtiyaçları karşılamayacak noktaya gelir, işte o zaman su kıtlığı yüzünü…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

USTA, USTALARA SELAM SÖYLE!

Kapandı perdeler ve sona erdi ‘Ferhangi Şeyler’… Ülkeye tiyatro dalında yeni pencereler açtı, ilklere imza attı, her kalbe bir repliğini bıraktı ve veda etti usta tiyatrocu Ferhan Şensoy. Tiyatroyu sevdiren o kadar önemli isimler var ki… İyi ki hayatımıza dokundular. Tiyatroyu sinemadan daha çok sevenlerdenim ben. O samimiyet, o içtenlik sinemada yok ve bence olmayacak da… İkinci perdenin başlaması için ara molada bile koltuğunu bırakmayan kesime selam olsun! Ölüm haberini görünce “Vay be, Ferhan Abi de artık yok!” dedirtti hayat. Ortaoyuncular’ın kurucusu, iyi ki bu ülkeye katkı sundun. Öğrendiğim kadarıyla…

Devamını Oku
TOPLUM 

ŞİDDETİNİZ SEVGİNİZİ TÜKETTİ

“Şiddet ile hedefine ulaşılan zafer anlık olduğu için yenilgiye eşittir” der Mahatma Gandhi. Toplumun belirli kesimleri yenilgi saydığı yanlışı kabullenip düzeltmek istemediği için artmıyor mu şiddetin boyutu? Bir cana kıydığında zafer elde ettiğine, kendine muhtaç bıraktığında üstün kişi olduğuna inanıyor. Ahlak anlayışını iyileştirebilse gazetelerin üçüncü sayfasına manşet olmayacaktı. Müebbet hapis yemeyecek, uzaklaştırma almayacak, cezaevinde yaşattığının aynısını yaşamayacaktı! İnsanın olduğu her yerde türü fark etmeksizin şiddetin dozu artıyor. Doktora, avukata, kadına, çocuğa, hayvana fiziksel şiddet, yeri geliyor devletin memuruna sözlü şiddet… Evde koca, eşine; kadın, kocasına ekonomik şiddet uyguluyor. Aynı evi…

Devamını Oku
POLİTİKA 

YEŞİL VATAN SAVUNUCULARI KADRO BEKLİYOR

Bir ağacın gövdesine sımsıkı sarıldığında güvende hisseder ya insan kendini, ağaç da ona özenli bakılırsa koruyabilir verdiği gölgeyi. Miski amber ile baş başa kalmayı isteriz. Bu doğanın, ormanların korunması, mis gibi kokması için ona bakanların da şartlarının iyileştirilmesi gerekir. Orman işçilerimiz… Yangın yerlerinde mücadele ederken zehirlendi, bir saat sonra yeniden göreve döndü. Ekipmanı yetersizdi; buna rağmen 7/24 esası ile çalıştı. Onun da ciğeri yandı. Tıpkı pandeminin başında sağlık çalışanlarımızın ne denli kıymetli olduğunu yeni idrak ettiysek, günlerce süren orman yangınlarında da yeşil vatan savunucularının ülke için önemi ile yine yeni…

Devamını Oku
YAŞAM 

GÖK, YÜZÜMÜZÜ GÖRMEK İSTER

Gökyüzüne boş mu bakarsın, yoksa yüzün hep göğe mi dönüktür? Sonsuz bir maviliğin yerine siyaha çalan bir lacivert geçer zaman dilimine. Kimi maviye hapseder sırrını, kimi güneş gibi yakmasını ister acılarını. Son kez yansın da kül olsun diye… Tek bir tanecik kalmasın diye… Gündemin karmaşası yeterince ruhu bunaltmışken insan kendi gündemine dönmek ister bazen. Evet, yaşanan her afet çoğumuzu yıkıyor, yakıyor, çoğumuza gözyaşı akıtıyor. Hatta sabahlara kadar yatırmıyor. O kadar can sıkıcı hadiseler oluyor ki insan kendi kederini rafa kaldırıyor. Ya da bu can sıkıntısı ile baş etmek için, kendi…

Devamını Oku
TOPLUM 

HES DEĞİL DOĞA MAĞDUR!

“Daha fazla ne görebiliriz?” dediğimizin hemen ertesi günü felakete uyandığımız bir dönemdeyiz… Yangınlar oksijenimizi kül etti, bunun acı dumanı hâlâ tütüyorken yüreğimizde, doğa yine had bildiriyor kendisini güçsüz görenlere. Öve öve bitirilmeyen Batı Karadeniz sel sularına teslim. Saniyelerle sekiz katlı binayı yerle bir ederek suyun gücünü kanıtladı doğa bize. Binaların molozlarını yağmur suyu hapsetti kendine. Ülkenin en fazla yağış alan coğrafyası Karadeniz Bölgesi’dir, biliriz. Bunu biliyoruz da neden imar-iskân politikalarımızda düzenlemeye gitmiyoruz? Israrla… Yaşanan sel afeti sonucu kısa adıyla HES, yani hidroelektrik enerji santrali mağdur ama… Öyle mi? Çevreciler yıllardır…

Devamını Oku
TOPLUM 

ÖLÜME SÜRÜŞ!

Yerlere saçıldı valizler… Tek tek düşerken bedenler yere, geride demir yığını kaldı otobüslerde. Her yer savaş alanı gibiydi. Art arda gelen otobüs kazası haberleri işin ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. “Yorgun bir şoförü tekrardan yola göndermek” iddiası korkunç! Olayın üzerinden günler geçmiş olmasına rağmen kapanmaması gereken bir mesele ve ölüme davetiye! 29’un üzerinde vatandaşımız geçtiğimiz hafta yaşanan kazalar ile o davetiyeyi edinip hayata veda etti. Her yıl yaşanan trafik kazaları ve ölü sayısının fazla olması, eksiklerin giderilmediğini ortaya koyuyor. Firmaların tutumlarının yanlış olduğunu iddia edenler kadar, şoförleri zan…

Devamını Oku
TOPLUM 

GÜL ENDAMI İLE GÜLEN AZRA ARTIK YOK!

Gül gibi nazik, güzel gülüşlü Gülendam… İsminin anlamının hakkını ana haber bültenlerinde yayınlanan fotoğrafın ile taşıdığını gördük 83 milyon olarak… Bir eksildik, Gülendam… Binlerce kadın gibi senin de gidişin hepimizin kalbinden kan akıttı. Azra Gülendam Haytaoğlu… Gazetecilik bölümü okuyup katledilen kadınların sesi olacaktı her bir cümlesi ile. Yaşasaydı gülüşüyle insanların kalbine bir deklanşör basacaktı… Eminim ki sen de defalarca kadın cinayetleri haberlerini okudun, inceledin. Bölümünü okuduğun için o tarz haberleri yaparken ailelerin minimum şekilde üzülmesi için nasıl bir yazı taktiği kullanman gerektiğini öğreniyordun. Ailene kim öğretecek peki şimdi sensizliği? Taktik,…

Devamını Oku
POLİTİKA 

ORMANLARIN KORUNMASI DEVLETE AİTTİR!

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ben hukukçu değilim. Ben, insanların çaresizliğini anlatmaya çalışan bir basın mensubuyum. İçimiz yana yana izliyoruz ülkenin son günlerdeki halini. Binlerce hektar alan artık yok. Yıllarca verilen emek, çaba bir kıvılcımla yok oldu. Hukukçu olmadığımı söyledim, evet; ama araştırmayı çok severim. Son zamanlarda ‘Orman Hukuku’nu araştırmak istedim. 1982 Anayasası, Ormancılık Hukuku ile ilgili 169’uncu maddede şöyle diyor: “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. BÜTÜN ORMANLARIN GÖZETİMİ DEVLETE…

Devamını Oku