TOPLUM 

ÖĞRENMENİN SABRI

“İnsanların niyeti, içi, yüzünden belli olur” derler… “İçinin kiri yüzüne yansımış” derler… Öğretmen merhameti taşımayan Ali Rıza Yücel, 14 Aralık’tan beri ülkenin, meslektaşlarına bakış açısını değiştirmesine sebep oldu. Gözlerimi kısa kısa izledim! “Kendimde değildim, olay nedeniyle çok üzgünüm” gibi binlerce suçlunun aynı savunmasını yapmış. Şiddetin aynılığı, savunmada da devam ediyor! Hap kullanıyormuş da, o gün almayı unutmuş da, bir-iki tokat zannetmiş ama çok fazlaymış da… İfadenin böylesi! Başka ne tür bir yalana sığınabilirdi ki? Mağduru oynayacak ki takamadığı kravatın ceza indirimi düşsün. Annesi ve babasının saçının teline zarar gelmesin diye…

Devamını Oku
TOPLUM 

DÜŞÜNDÜRÜCÜ DÜŞÜŞ

“Dalgalandım da duruldum/ koşturdum peşimden de yordum/ binlerce vatandaşa pes dedirttim de en son kurdan vuruldum…” DOLAR! Tarihinin zirve yükselişi ile herkesi diken üstünde bekletirken bazıları için birden düşüşü rahatsızlık yarattı. Bu düşüş lütfen tuvalet kâğıdı fiyatına da yansısın bir an önce! Maksimum 30-40 lira olan tuvalet kâğıdı 150 lirayı geçmiş durumda! Bunları kaleme almak ne pis ne ayıp! Asıl ayıp, fırsatçıların! Asıl utanması gerekenler, bu ekonomik dalgalanmaları kendi lehine çeviren kötüler! Yılın bitmesine günler kala ekonomik olarak bir soluklanmamız gerekiyordu… Zam üstüne zam! Akaryakıt, ekmek, kiralar, taşıtlar… İnsanın normal…

Devamını Oku
TOPLUM YAŞAM 

GİDERKEN BİLE BİRLEŞTİRDİN

Babayiğit bir kadın… Babadan daha baba, yiğit kadar da yürekli. Mersin’in Lina Abla’sı. Bu satırları yazacağım zamanın biraz daha geç olmasını isterdim. Seninle tanıştığımız gün, gözümün önüne gelip durdu naaşına bakarken… – Adın ne senin? – Melodi benim ismim, Lina Abla. – Ne güzel ismin varmış senin, insanın ismini söyleyip durası geliyor… Biz böyle tanışmıştık Lina Abla ile. Mezarlıkta, bir yayın öncesi… Çoğu Mersinli tanıyor, ben bir kez daha anlatacağım satırlarımda. Mersin’de 23 yıldır dinlerarası buluşmayı sağlayan bir öncüydü Lina Nasif. Dinlerin ayrıştırmadığını, aksine tek bir yürekte toplandığını savunan biriydi……

Devamını Oku
TOPLUM 

SAVUNMASIZLARIN SESİ

Sen canın acıdığında canım acıyor diyebilir, yazabilir, hatta bağırabilirsin bile. Canını acıtana karşılık dahi verebilirsin. Acıktığın zaman gidip karnını doyurmayı bilir, açlığını ifade edebilirsin. İfade edebilir insan kendini… Acısını, ihtiyacını, öfkesini, mutluluğunu, yaşamda kalabilmek için neyi anlatması gerekiyorsa… Yazarak, konuşarak, sarılarak, el uzatarak yapabilir. Peki, kim acıkır da söyleyemez? Kim hasta olur da, o hastaneden bu hastaneye gidip de doktor seçimi yapamaz? Hayvan dostlarımız… Değil mi? Ufacık patilerinin sıcaklığı yüzünüze değdiğinde yüzünüzdeki çocuksu gülümse geldi aklınıza şimdi… Masumluğun en canlı örnekleri onlar iken, her türlü vahşeti gördüler insan elinden. Yolda…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

UÇURUM FİYATLAR

Eskilerin anlattığı ekmek kuyruklarını yaşıyor olmak garip olduğu kadar da ürkütücü. Hani dönem dizilerinde anlatılırdı da izlerken “Vay be, geçmiş nasıl da zormuş” dediğimiz cümlelerimizin yerini “Geçmişe mi dönüyoruz?” gerçekliği alıyor. Bir de karne varmış, değil mi? Ben bilmem ama büyüklerimin yaşamış olduğu tecrübelerini anlatmalarından kulak aşinalığım var. Karne ile ekmek, karne ile yağ, karne ile tüp… İkinci Dünya Savaşı’na denk gelen 1942-1946 yılları arasında fiyatların dengesizce yükselmesinden dolayı karne ile dağıtılmış temel ihtiyaç olan ekmek! O kadar da geçmişe gitmeyiz, sanıyorum… Oluşan kuyruklar için “Kurgu” diyen bir kesim de…

Devamını Oku
TOPLUM 

YASAĞIN AYAZI

Kirlenmemeliydi o dağların etekleri… Göçenlerin bastığı toprak, ufacık bir bedeni bizden koparıp almamalıydı… Birilerinin mezar kazmasına izin vermemeliydi vicdanlar… 3 yaşındaki bir çocuğu milyonlar hiç ölü bulunmayacak gibi günlerce umutla beklemişti. O yüzündeki tebessümü bize her geçen gün umut olmuştu. Ama Müslüme’nin kara haberi hepimizin yüreğini dondurdu. Bakın yaktı demiyorum, dondurdu diyorum; çünkü olayın içyüzü karmakarışık ve kan dondurucu. “Kendini bilmezlerin yaptığı pislikleri, yanlışları hep masum çocuklar çekmek zorunda mı?” dedirtti bize bu olay. İstismar, taciz, tecavüz, cinayet… Bu hadiseler içinde bulunduğumuz çağa dost, insanlığa dehşet… Söz konusu cana kıyılan,…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

AZAMİYE ULAŞABİLMEK ÜMİDİ İLE…

“Olsa bir dert, olmasa bin dert” diyeceğim de sadece olmaması insanların zoruna gider. Olmayışı ile yuvaları yıkıyor. Olmayışı ile hayatları söndürüyor. Olmayışı ile kepenk kapattırıyor. Olmayışı ile huzur bırakmıyor. Elde edebilmek için ömrünü adıyor, saatlerce koşturuyorsun. Bir bakıma hafta içi her gün tükeniyorsun. Olduğu, hem de çok olduğu zaman ne sorun kalıyor ne de öfke nöbetleri… İş, olmayışında! Çekilen kahır, edilen sitem hak edilenin alınamayışında. Neyi tarif ettiğimi anlamışsınızdır. Dört harfli temel bir ihtiyaç… Para… Para… Para… Orhan Veli’nin ‘Bedava’ şiiri gelir aklıma: “Bedava yaşıyoruz, bedava/ hava bedava, bulut bedava/…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

FERYATLAR HER DEFASINDA TOPRAĞA GÖMÜLÜYOR

Hiçbir feryat fayda etmiyor kadınların kanının akıtılmasını durdurmaya! Yolun ortasında kendince yürürken yaşamının vahşice son bulacağını bilsen ecele koşar mısın? Ecele koşmak mı? Hayattan koparılmak mı? Böyle alçakça savunma olamaz! “Filmden gördüm, etkilendim, birini öldürmem gerekiyordu. Rastgele samuray kılıcımı savurdum. Bunu bir erkeğe yapamazdım. Kadın savunmasız olduğu için ona yöneldim.” Kadının savunmasız olduğunu iddia edip kalleşçe defalarca savurdu kılıcını! Bu şahsın akli dengesi yerinde değilse neden o sitede bir başına kalıyor? Avukat olan annesi bu caniyi savunacağını söylüyor. Hangi yüzle? Hangi gönülle? Hangi vicdanla? Eli kanlı katili savunurken Başak Cengiz’in…

Devamını Oku
TOPLUM 

İŞ BİTTİĞİNE GÖRE TÜM DEVAMLAR ÇÖP

Yaşamı zor olanın ne düşünme süresi azalır ne de evdeki hesabı çarşıya uydurulabilir. Ne kadar iyileştirmeye çalışırsa çalışsın kendini, bir noktada yeniden film kopuyor. İnsan bazen yaşadığı her şeyin rüya olmasını istiyor ama gerçekler görmezden gelinmeyecek kadar bedel ödetici. Hepimizin ödediği bedeller ayrı… Hepimizin bedel sonucu toparlanma dönemi farklı… Yaşadığınız ülkede, şehirde bir bedel ödemeden kazanç elde edemiyorsanız, nasıl bir çıkmazda olduğunuzu oturup bir yeniden düşünün derim. Karşılıksız iş yapan insanların sayısı artık o kadar az ki… Herhangi bir bedel istemez, çıkarsız yapar iyiliğini. “Ne olacak ki, senin varlığın yeter”…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN, TÜRKİYE’M!

Koşa koşa giderdik okula en güzel, tertemiz üniformalarımızla… Ellerimizde bayraklar, süsler poşetini sallaya sallaya girerdik sınıfa… “Öğretmenim, sınıfı ne zaman süsleyeceğiz?” sorusunun yanıtını bildiğimiz halde sorardık. Amaç, dersten vs. kaytarmak değildi, elbette ki… O sevinci doyasıya yaşamak ve kahkahalar ile karşılamak Cumhuriyet’i… Pencereye yapıştırırken şanlı bayrağımızı bir an önce yarın olsun isterdik. İş, tek sınıf süslemesi ile de bitmiyordu. Sunum… Evet, bu görev de benim olmalıydı. Böylesi önemli bir günde arkadaşlarıma, öğretmenlerime ben hitap etmeliydim. Genelde de ben olurdum… Öyle özenle hazırlardım ki sunum yazılarımı… Okulun kürsüsündeki o heyecan asla…

Devamını Oku