POLİTİKA 

ORMANLARIN KORUNMASI DEVLETE AİTTİR!

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ben hukukçu değilim.

Ben, insanların çaresizliğini anlatmaya çalışan bir basın mensubuyum.

İçimiz yana yana izliyoruz ülkenin son günlerdeki halini. Binlerce hektar alan artık yok. Yıllarca verilen emek, çaba bir kıvılcımla yok oldu.

Hukukçu olmadığımı söyledim, evet; ama araştırmayı çok severim. Son zamanlarda ‘Orman Hukuku’nu araştırmak istedim.

1982 Anayasası, Ormancılık Hukuku ile ilgili 169’uncu maddede şöyle diyor:

Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. BÜTÜN ORMANLARIN GÖZETİMİ DEVLETE AİTTİR. DEVLET ORMANLARININ MÜLKİYETİ DEVROLUNAMAZ. DEVLET, ORMANLARI KANUNA GÖRE DEVLETÇE YÖNETİR VE İŞLETİR. Bu ormanlar zaman aşımı ile mülk edilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.

Hukuk kavramları bazen karışık olabilir; ama bence Madde 169, gayet açık bir şekilde ormanların korunmasının kime ait olduğunu gösteriyor.

Devlete aittir!

Ormanlara zarar veren ve yakanlar için ise aftan yararlanılamayacağını da anlatılıyor o maddenin devamında…

Madem devlete ait, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli neden “Benim gördüğüm orman yerlerindeki sorumluluk belediyelerdedir” dedi?

Yangın bölgelerindeki tüm büyükşehir ve ilçe belediyeleri cansiperane çalışırken, uçak filosunun yenilenmemiş ya da gerekli uçakların alınmamış olması yerel yönetimlere fatura olarak kesilmemeli.

Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen’in ve belediyesinin elinden daha fazlası gelmiş olsaydı, çaresizce oturup gözyaşlarına boğulmazdı!

Alevler arttıkça siyasetçilerin tartışmaları da alevleniyor. Orman yangınlarını söndürmede öz eleştiri yapıp ona göre yol izlemeliyiz.

Güzelim memleketim Mersin’in Aydıncık, Silifke ve Gülnar ilçelerinde yangın kontrol altına alındı. Evet, hem Mersin Büyükşehir Belediyesi hem 13 ilçe belediyemiz hem de halkımız tek bir kıvılcım kalmayana kadar uyku uyumadan çalıştı.

Muğla, Antalya, Adana aynı şekilde…

Yerel yönetimlerimiz bu kriz zamanında üzerine düşenden fazlasını yaptı. Yangın söndürme uçak sayısını da siz artırın, bir zahmet!

O güzel teyzelerimin tek bir gözyaşına dayanamıyorum.

Siyaset arasında ezilen bir doğa istemiyorum!

En azından yanan yerler afet bölgesi ilan edildi, şükür. Giden canları geri getirmeyecek. Orman şehitlerimize minnettarız.

Avrupa Birliği de uçak göndermeye başladı. Demezler mi: “Filolarınız dünya manşetindeydi. Yangın ile mi baş edemedi?

Derler!

Yanımızda yer alan ülkelere teşekkürler. Ama unutmayın, ne zaman her şeyimiz tamam ve eksiksiz olursa o zaman övünebiliriz.

Kül olan ormanları ardına alıp nida sıralayarak değil!

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar