POLİTİKA 

ACININ IRKINI OLDURMAYA ÇALIŞIYORLAR

Acının dili olmaz ama ırkı oluyormuş… Dünya bunu gösterdi. Kuvözdeki bebekler bir bir ölüme terk edilirken kimileri gözünü kırpmadan izledi bu soykırımı. Her 6 dakikada bir bebeği dünyanın birçok ülkesi el birliğiyle öldürdü! Ölümlerin durmasını isteyen ülkeler, başta biz samimiyetsiz ilan edildik, işe bak! Masum sabilerden bizim çıkarımız da yok herhangi bir kaybımız da. Ama biz insanız yahu! Ölen çocuğunun kalkmasını bekleyen annenin kederi bizim kederimiz oluyor, bebeklerin haykırışları duvardan duvara çarpıp tam yüreğimizden vuruyor. Dört gün ateşkes ilan edildi… On binlerce masum insan öldükten sonra! Oradaki gaz için insanların…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

‘VE İHTİMAL, SEN YİNE BENİ SEVMEYECEKSİN…’

“Ölüm Allah’ın emri, ayrılık olmasaydı…” 73 yıllık ayrılığa sanki tanıklık etmişim, yaşamışım da kalem tutarken onu görmüşüm gibi… Orhan Veli… Hem çocukluk hem lise çağlarımın en büyük dev şairi… Adı geçtiğinde şiir olur yüreğimde dökülür birer birer satırlar; “Cep delik, cepken delik,/ kol delik, mintan delik,/ yen delik, kaftan delik,/ kevgir misin be kardeşlik!” Melih Cevdet ve Oktay Rifat gibi şanslı olmayı, o zamanda Orhan Veli ile ‘Garip’ akımını yazmayı çok isterdim. Ama ben Orhan Veli’yi çok okudum, çok yazdım, çok anlattım ve çok yaşattım. Bu üç arkadaş bilmeseler de…

Devamını Oku
POLİTİKA 

MABET HAYALİ BİNLERCE İNSANIN KATİLİ OLDU

Ellerini hangi enkaza atsalar ufacık cesetler çıkıyor. Bir babanın beton yığınına dönmüş evinin önünde yitirdiği 4 çocuğuna yakarışı kulakları sağır etmiyorsa kalbiniz kin bağlamış demektir. Bir çocuğun yaşadığının bile farkında olmadan “Beni mezara mı götürüyorsunuz?” sözü göz pınarlarınızı kurutmuyorsa insanlığınız gömülmüş gitmiş demektir. Yazımın ilk cümleleri hep çocuklarla ilgili, fark etmişsinizdir. Çünkü İsrail, mermilerini, silahlarını, füzelerini çocuklara çevirmiş durumda. Adeta çocuklarla savaşıyor. “Eti ne budu ne?” deriz ya el kadar çocukların kanını kurutmaya doymadılar! Bir ay geride kaldı ve hâlâ birçok ülke sessiz! Ama gerçekten insan olan – Hıristiyan da…

Devamını Oku
POLİTİKA 

EN CAN YAKICI KEFEN BEYAZI

Hiçbir çocuğa kefen yakışmazken bombalar yüzlerine imza atar oldu. İmzanın kalemini tutanların tarih, kalemini kıracak! 21’inci yüzyılda ‘insanlık’ naraları atanların içlerindeki barbarlığı ve vahşeti izliyoruz. İzliyoruz diyorum; çünkü müdahale edemiyoruz! Karşımızdaki o kadar arsız, o kadar vicdansız ki tüm dünya ülkelerinin savaşa dâhil olmasını amaçlıyor. Aklınca soytarı yandaşları ile gücüne güç katacak! Gazze’den gelen görüntüleri izledikçe uykularım kaçıyor; uyumaya, yemeye, içmeye elim gitmiyor. Suç işleniyor Gazze’de, çocuklar vahşice öldürülüyor; nasıl uyuyalım? Ufacık bedenler, kalpler korkuyu öğreniyor, kimisi öğrendiği gibi oracıkta ölüp gidiyor. “Çocuk” ve “ölüm” kelimesi asla yan yana gelmemeliyken…

Devamını Oku
POLİTİKA 

HAMAS TERS KÖŞE YAPTI

Bir ülke düşünün ki 8 milyonu biraz geçen nüfusuyla dünyanın ilaç sanayisini yönetiyor, perde arkasında durup en kritik anlarda “Ben buradayım” diyor. İsrail’den bahsediyorum. Çoğumuz İsrail kelimesini duyunca ister istemez yüz ekşitir, bir an önce konunun değişmesini isteriz. Elindeki kan hep yenilenir, temizlemek isteyen de kirlenir! “Mescid-i Aksa kutsalımız” dendikçe damarına basmışçasına insanlar yerde sürüklendi, sabah namazlarına baskınlar yapıldı, kadınların başörtüsü sökülüp atıldı. İnancı ne olursa olsun hiçbir halk böyle bir tutumu hak etmez. İsrail’in özünü bildiğimiz için masum edebiyatı sergilemesi çok inandırıcı gelmiyor açıkçası. İsrail’de de Gazze’de de masum…

Devamını Oku
POLİTİKA 

YÜCE MECLİS’İN MESAİSİ BAŞLIYOR

Milletvekillerini zorlu bir gündem bekliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasıyla birlikte emekliler tetikte, depremzedeler hayat mücadelesinde. Alınacak her karar “Sonunda iyi sonuca ulaştı” dedirtsin. Bu dönemde de muhakkak ki göreceğiz havada uçuşan sandalyeleri, kâğıtları. Bazı ülkelerin meclisleri hararetli geçer; işte, biz de o ülkelerden biriyiz. Günün sonunda dövüşenlerin aynı sofrada yemek yediğine şahitlik etmişliğimiz de olmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi her gün ortalama 25 bin vatandaşı ağırlıyor. Çoğunun da başka başka sıkıntı ve talepleri olsa işte size milyonlarca iş ve görev… 28’inci dönemde vizyon sahibi çok milletvekili var. Umarım, vatandaşın…

Devamını Oku
POLİTİKA 

DÜNYA DEFTERİ KARALI

Son 10 yıl dünya için bir hayli sancılı geçti, geçiyor… Yılları büyük bir defter olarak sayalım; çevirdiğimiz her sayfada –geçen her yılda– sayfa çizik dolu ve kirli… Beyaza bulaşmayan kalmadı! Değiştirdiğimiz her yaprakta elimiz gibi düşüncelerimiz de kirlendi. Düşünce kirliliğiyle baş etmek bir toplumun refahını etkileyebilir mi? Etkilememiş olsa 21’inci yüzyılda bu savaşlar neden? İşin tuhaf yanı da imrenilerek bakılan ülkelerin bu düşünce kirliliğine bağlılığı… Füzeler cazip, masum insanlar fazla gelir olmuş dünyaya… Komedyen lider yanlış yere sırtını dayadığından hayalet ülkeye döndü Ukrayna! Bir ülke tam bağımsızlığını isteyebilir, savunabilir, buraya…

Devamını Oku
TOPLUM 

ÇOCUĞUM, BU YÜK AĞIR…

Çocuk olmak vardı… Sırt çantan omzunda… Dünyanın yükünü çekmeye başlamadığı zamanlar çocukluğudur insanların çoğunun… İstisnai çocukluklar da var. Ufacık yaştan büyümeye başlayan, hem okuyan hem çalışan, aile içindeki kaostan dolayı erkenden olgunlaşan… Böyle çocuklarla sohbet edince ne deriz? “Büyümüş de küçülmüş…” Hayır, efendim, o çocuk büyümeye zorlanmış! Annesinin ve babasının aynası olmaya çoktan başlamış. Ayna kırıksa acıtır, aydınlıksa göz kamaştırır… Tamamen şans… Okul bitiminde, arkadaşı top oynar, o tamirhaneye gider. Arkadaşının ailesi hafta sonu tatili için plan yapar, o biraz daha çalışıp ailesine katkı sunmak ile meşguldür. Hâlâ denize girmemiş…

Devamını Oku
YAŞAM 

BARIŞIN GİZLEDİĞİ

Hep maviyi, hep beyazı hatırlatır bana “barış” kavramı. Mavinin bize hissettirdiği huzur, beyazın yansıttığı olumlamadan olsa gerek. Savaş kelimesi nasıl ki irkiltirse insanı barış da kendine çekiyor misali… Barış demişken… Dünyanın kendiyle barışamaması sorunu, döndüğü müddetçe devam edecek gibi. Dünya nasıl kendiyle barışamaz? İnsan müsaade etmediği müddetçe bu böyle olur. Dünya barışını savunup yardım çığlıkları atan ülkelere ve insanlara kulak tıkanırsa, gözünün içine bakarak “Bana bunu yapma” demeye çalışan hayvana eziyet yapılırsa, toprak ananın can çekişmesine göz yumulursa, barışın savaşı çoktan kaybedilmiş demektir… Sorsanız herkes barıştan yanadır ama kendi yeni…

Devamını Oku
POLİTİKA 

TÜRKİYE’NİN ŞAHLANIŞI 101’İNCİ YILINDA

Ne büyük şeref bu toprakların evladı olmak… Ülke topraklarının geri alındığı gündür 30 Ağustos! Taarruzu büyük hale getiren, şüphesiz, Anadolu insanının inancı ve sahip olduğu vatanı dört gözle kollamasıydı. Gizli ilerleyen taarruzun başlangıç adresi Afyonkarahisar… Şen ol! Başkumandanın zaferi kutlu olsun! 30 Ağustos, Türkiye’nin hiçbir şekilde boyun eğmeyeceğinin perçinlendiği bir tarihtir. Halide Edip Adıvar’ın ‘Türk’ün Ateşle İmtihanı’ kitabında şöyle bir cümle vardır: “Milletimizi kurtarabilecek olan şey, kolaylıkla elde edebilecek bir başarı değildir; ancak manevi kudretimiz, hürriyet aşkımız, hak ve adalete inancımız bizi kurtarabilir.” Dünyada her fert ülkesi için savaştı ama…

Devamını Oku