YAŞAM 

İÇİMDE KIRMIZI BALONLAR PATLIYOR

Kâğıdı kalemi elime almam gerektiğini bildiğim halde bunu uzun zamandır erteliyorum. Radyodan gelen müziği duymasam yine yazmayacaktım. Cızırtılı bir kanaldan klasik müzik tarzında bir melodi… Duyduğum ilk andan itibaren duygularım kabarıyor. Akıl ve mantık işlevini yitiriyor, duygular, sadece duygular dile gelmek istiyor. Ya tembelliğimden ya da mutsuzluğumdan duygularımı yine ertelemek istiyorum ama hayır böyle olmayacak, bunun da farkındayım. Yazmalı ve rahatlamalıyım.

Eternity and a Day’…

Müziğin bana hissettirdiği karışık ruh durumlarının hangisinden başlamalıyım? Müzikle beraber bir apartmanın merdivenlerinde buluyorum kendimi, elektrikler kesik, asansör çalışmıyor. Üçüncü kata çıkıyorum, telefonun ışığı basamakları aydınlatıyor. Arkamdan birilerinin gelebileceğini düşünerek sürekli arkamı kolluyorum. Komşunun dairesinin önüne çıkardığı, kapıcının almamakta ısrar ettiği koca bir yığın çöple karşılaşıyorum. Karanlıkta, az ışıkta gölgeler büyüyor, küçülüyor. Bir el arkadan uzansa ve bana dur dese, benimle konuşmak istediğini söylese… Gitme, kal dese… Bekliyorum. Bu cümleleri duymak için merdivenleri ağır adımlarla çıkıyorum. Elektriklerin kesilmesi canımı sıkmıyor. Karanlık ruhumu besliyor. Şimdilerde içinde bir başkası oturan evimin kapısına anahtarı sokuyorum. Sesler apartmanda yankılanıyor. Üç kere kilitlediğim kapı üç kere yankılanıyor.

Müzik devam ederken ben içeri giriyorum. Mutluyum. Bu ev benim olmalıydı. Arkadaşımın kılıfı mavi, kirli yastığını ve mavi kılıflı yorganını dairemin dışına çıkartıyorum, koridora bırakıyorum kapıcı alıp çöpe atsın diye. Kolay olmuyor, o yastığı ve kılıfı atmak. İçimden ne anılar kopuyor, öfkem ve sevgim karmakarışık bir hal alıyor; böyle anlarda ben genellikle vazgeçerim. Dostluktan da sevgiden de anılardan da… Kapıyı kapatıp içeri giriyorum. Sadece yastık ve yorganı atmadım, evde işime yaramayan bana yük olacak her şeyi…

Taşınıyorum. Bu evde, bu şehirde son günlerim. Gidiyorum, kurtuluyorsunuz benden. Müzik devam ediyor ben bu satırları yazarken fakat duymuyorum. Her şey öfkeye dönüşüyor şu anda. Bozuk bir çamaşır makinem vardı, temiz bir karyolam, suntası dökülmüş su yeşili renginde kanepem… Hepsini sattım. Ucuza gittiler. Aptallığımdan hep, korkaklığımdan, telaşlarımdan… Daha uğrayıp veda etmem gereken birçok ahbap, eş dost, tanıdık var. Hayır, bu sonu kendime yakıştırmıyorum. Veda eden taraf ben olmamalıydım. Daha yiyecek ekmeğim olmalıydı evin az ilerisindeki fırından. Pahalıya da satsa manavdan almam gereken marullar, patatesler ve soğanlar ve sarımsaklar vardı. Kırıp atmak istiyorum her şeyi. Parçalamak istiyorum kâğıdı. Sövmek istiyorum, lanetler yağdırmak istiyorum gidişime sebep olanlara. Allah belanızı versin. Gün yüzü görmeyin. Ben üzüldüm, siz de üzülün. Elektrik, su, doğal gaz, internet aboneliklerini yarın kapatacağım. Arkadaşıma rica edeceğim, beni götürsün. Araba bozulsaydı da gidemeseydim. Beni o şehre, o eve bağlayan bir şeyler kalsaydı.

Ölüyorum. Sessizce. Siz beni anlayamazsınız. Anlamayın da zaten. Turuncu logolu, altı harfli, şimdilere boykot edilen marketlerden birine giriyorum. Canım ne zaman sıkılsa oraya girerim. Gidecek başka yerim yok. Gereksiz bir sürü şey aldığım günler geliyor aklıma. Sen de al. Bak, indirimde. Arkadaşım çay alıyor. Bense ıvır zıvır… O çok bir şey almaz. Ben alırım. Müzik çoktan radyodan silinip gitmiş, farkında değilim. Cızırtııı… ııı… Cızzzz.. Allah belanızı versin.

Mersin’deyim. Ergenlik çağında… Şişman ve işe yaramadığım yıllarım. Balkonda oturmuş, denizi seyrediyorum. Amcamların evi… Bizim hiç yazlığımız olmadı zaten. Elimde uyduruk bir walkman. O zamanların ergenlerinin önemli hava atma, rahatlama araçlarından biri. Kulaklık kulağımda. Radyo kanalları hep bozuk… Dur, değiştirme, aptal. Cızz… Cızzz… “Acele etme bu aşk…” Cızzz… Lütfen kaybolma şarkı. Sen yoluna ben yoluma… Kırmızı balonlar patlıyor içimde şarkıyı dinlerken… Abla, bu şarkı çok güzel, sen de dinle. Sana ne ablandan, sen zevkine odaklansana. Şarkı bitiyor. Hayır, o melodi kaybolmamalı… Birden yazacaklarım bitti.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar