POLİTİKA TOPLUM 

ZİHNİN DEHLİZLERİNDEKİ ALEVİLİK

Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik, bir baktık ki bir arpa boyu ilerlememişiz. Ortaokulu özel bir okulda okudum (1971-1974). Ergenliğe yeni girdiğim yıllar, herkes benimle aynı yaşta, yani hepimiz hâlâ çocuğuz ve bir o kadar da genç hissediyoruz kendimizi. Her çocuk öz saygının gelişmesi için gençliğe geçişle birlikte pek çok açıdan onaylanma ihtiyacı duyar. İlkokulda farkında olup fakat önemsemediğim etnik ve mezhepsel kimliğim burada her gün aşağılanıyor, çocukların alay malzemesi olarak kullanılıyordu. Mesela biri hakaret etmek istediği bir arkadaşına “Pis Fellah” diyordu. O da “Fellah sensin” diye karşılık…

Devamını Oku
YAŞAM 

İÇİNİZDEKİ MÜZİĞİ HAYKIRIN

Bugün size iki kitaptan bahsetmek istiyorum. Kızıma kitap almak için gittiğim kitapçıda tesadüfen gözüme ilişti. İlk kitaptan ‘Bizler Nasıl Zombileştik?’ başlıklı yazımda da bahsetmiştim. Kitabı hatırlatayım; çünkü hayallerimizin çok ötesinde olağan dışı ve olağanüstü iç dünyalara sahip insanların varlığı sevgi ve hoşgörünün önemini insana çok iyi anlatıyor. ‘Yaşama Tutunmak İçin Nedenler’ kitabında Matt Haig kendi yaşadığı çok ağır depresyonu ve hissettiklerini anlatmış. Kitap bilimsel değil, bir kişisel gelişim kitabı da değil, bir roman niteliğinde olup yazar kendi gerçekliğini ele almıştır. Yaşadığı ağır depresyon onun tüm hayatını felç eden bir nitelikte.…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ÖZGÜRLÜK

İnsanlar daha doğdukları günden itibaren gerçekliğini tartışamadığı, mutlak doğru zannettiği inançlarla büyüyor. Sonra başkasının inançlarını kendine yapılmış bir ihanet olarak görüp onlara düşmanlık ve kin besliyorlar. Yüzyıllar boyu bu algı ve inançlar sorgulanmadığı için sorgulanması gerektiği söylendiğinde insanlar karakterlerinin, davranışlarının bir ögesiymiş gibi davranıyor. Bu farkındalığın yaratılması için yapılan uyarıları ve verilen emekleri kendine yapılmış bir saldırı olarak algılıyor. İşte, bu şartlanmışlık; beynin en büyük cezası ve mahkûmiyetidir, bir bebeğin elini kolunu bağlayıp bir odaya ya da bir hücreye kilitlemek ile eş değerdir. Her birey, çocukluktan başlayarak yaşadığı evreni yeniden…

Devamını Oku
POLİTİKA 

DEDİKODU SİYASETİ – 3 / ECEVİT’E ÖFKE

Yıl 2002. 2001 krizi henüz atlatılmamış, Kemal Derviş’in ekonomik programı koalisyon iktidarında uygulanmaya başlandığı ilk yıl ekonomide toparlanmanın güçlü sinyallerini veriyordu. Enflasyon düşüşteydi, döviz kurları istikrarlı hale gelmiş, dış borçların ödenmesinde güven artışı, borsada da canlanma başlamıştı. Emperyalizmin korkulu rüyası, politikalar sağcı olsa da bunu uygulayan politikacıların kısmen sol kökenli olması dahi onlar için tedirginlik vericidir. Çünkü emperyalist ülkelere karşı sağ politikacılar kadar güven vermezler. 2002 yılında siyasi atmosfer çok bulanık, ihanet fırsatçılık had safhada. Öcalan’ın tutukluluğu sürüyor ve yıllar süren PKK terörü bitmiş, terörsüz bir ortam yaşamın normali halini…

Devamını Oku
PSİKOLOJİ TOPLUM 

BİZLER NASIL ZOMBİLEŞTİK?

“Okumak ve yazmak şu ana kadar bulunmuş en besleyici meditasyon yoludur.” – Kurt Vonnegut Sevgili dostlar, bu yazım biraz uzun oldu ama aslında anlatacak çok daha fazla şey var, bilmenizi isterim. Sıkılmayıp okumanızı tavsiye ederim. Yeni bir şeyler bulacağınızdan eminim. Takıntı, psikiyatride, “yanlış olduğunu bildiğimiz halde kafamızdan atamadığımız, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki fikirler” olarak tanımlanır. Bazı insanlar sabit fikirli, tekdüze ve yıkıcı davranışlardan kendini alıkoyamaz. İnsan ilişkilerine ket vuran yüksek ego ile narsistik kişilik bozukluğu bir arada dayanılmaz ve yıkıcı bir ilişki bozukluğu ile karşınıza…

Devamını Oku
POLİTİKA 

DEDİKODU SİYASETİ – 2 / SİNSİCE YARATILAN ALGI

‘Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda’ kitabını okumak istediğimde Türkiye’nin ilerici aydın bir yazarı olan Ahmet Şık’ın, kitabın birinci bölümünün ilk sayfasının daha başında “1950 yılında yapılan genel seçimde Atatürk’ün tepeden inmeci Batılılaşma hedefinin partisi CHP, yeni kurulmuş Demokrat Parti (DP) karşısında hezimete uğradı” cümlesini görüp kitabı okumayı bırakmıştım. Atatürk’ün çağdaş modern bir ülke yaratmak hedefine karşı böyle bir saldırı midemi bulandırdı. Öncelikle bir aydının vermek istediği mesajını Aydınlanma Devrimi’ne saldırarak başlatıyorsa ondan sonra yazdığı her şey bana şüpheli geliyor. Sinsi negatif propaganda ülkemizde muhalefet için, özellikle de CHP için kullanılıyor…

Devamını Oku
TOPLUM 

VOLEYBOL VE ÖTESİ

Boş, bomboş insanların yeteneklerinde zirveye çıkan insanları aşağılaması sıradanlıktır. Çünkü onun zirveye çıkarken verdiği emeğin, harcadığı enerjinin, yaşamında gösterdiği özverinin değerini anlayacak kapasiteden yoksun olmasıdır. Zekâ seviyesi yaşadığınız şeylerden ders çıkarabildiğiniz ölçüde gelişir. O insanlar hiçbir şey yapmaz, suya sabuna dokunmaz ve insan potansiyelini bilmekten, anlamaktan uzak, çok alt seviyelerde yaşarlar. Ama kibirleri de o ölçüde yüksektir. Çünkü inançlara itaat etmek onlar için tembelliğin, geri kalmışlığın sığınağıdır. Bir vadiden yüksek dağlara baktığınızda dağın en yüksek noktasını gördüğünüzü sanırsınız. Zirve size çok yakınmış gibi gelir ancak tırmanmaya başladığınızda o zirve aslında…

Devamını Oku
POLİTİKA 

DEDİKODU SİYASETİ – 1 / SEÇİMLERİN ARDINDAN

Değerli dostlarım, dedikodu siyaseti medyadan sürekli aktarılan bilgiler değildir. Bir kez konuşulur ya da yazılır, daha sonra gerçeklik algısı yaratılıncaya kadar çok farklı yerlerde kulaktan kulağa anlatılan bir yöntemdir. Farklı yerlerde farklı insanlarca söylenmesi gerçeklik algısını güçlendirir. Bu amaçla hepimizin tanık olduğu dedikodu tarzı negatif propagandalarla ilgili bazı hatırlatmalarla dikkat çektiğim yazı dizisini sizlere sunmayı hedefledim. Kim tarafından nasıl yayıldığı belli olmayan, herkesçe tekrar edilen ve daha çok yalana dayalı kasıtlı söylemlerle rakibini gözden düşürmek amacıyla yayılmaktadır. Bazen de bir tarafın gücünü gerçek dışı büyütmek için yapılır. Bu dedikodulardan bazıları…

Devamını Oku
TOPLUM YAŞAM 

ŞU LİYAKAT MESELESİ

Türkiye’de bir şirkette, siyasette, belediye hizmetlerinde, belki de şu an aklıma gelmeyen pek çok faaliyette iş yapan insanların kariyer faaliyetlerine baktığınızda şunu görürsünüz: Kimi insanlar sorumlu oldukları işin gereğini yerine getirmek ve işini en doğru şekilde yapmaya odaklanırken kimileri kısa yoldan kariyer basamaklarına tırmanmak için üst yöneticilerin kapılarını sürekli aşındırarak yakın ilişkiler sürdürmek için çaba gösterirler. Yakın ilişkiden kastım, bilgi alışverişi değildir. Hiyerarşik mesafeyi azaltmakla ilişkili faaliyetler yürütürler. Basamak atlama telaşındadırlar. İşleriyle ilgili bilgi seviyeleri düşük olmasına rağmen yaptıkları şovlarla sanki konusunda en yetkin kişi onlarmış gibi davranırlar. Yöneticisini sürekli…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

ERKİN KORAY VE MÜZİKTE DEVRİM YILLARI

Bütün dünyada özgürlük rüzgârları eserken Türkiye de bundan kendine düşen payı alıyordu. Dünyada toplumların yaşam döngülerinden bir tanesi, 1960–1970 dönemleriydi. Sol siyasal gelişim egemenlik alanlarını genişletmiş, sınırlar sanki ortadan kalkmışçasına özgürlük savunucuları paranın egemenliğine dayalı sosyal yapılanmasına karşı emeğin gücünü savunan tüm dünyada emekçi ve küresel olarak kapitalizmin yarattığı daha alt kitlelere üniversitelerden yükselen çığlığı duyurmaya çalışıyordu. Çünkü bir üniversite öğrencisi için farkındalık yaratılmıştır ve kapitalizmdeki rolünü sorgulayan bir genç için gücünün yeterliliğini bireysel olarak ölçmek mümkün değildi. Kapitalizmin yarattığı köle olmak ya da efendi olmak seçeneği arasında tercih yapmak…

Devamını Oku