POLİTİKA 

DEDİKODU SİYASETİ – 3 / ECEVİT’E ÖFKE

Yıl 2002. 2001 krizi henüz atlatılmamış, Kemal Derviş’in ekonomik programı koalisyon iktidarında uygulanmaya başlandığı ilk yıl ekonomide toparlanmanın güçlü sinyallerini veriyordu. Enflasyon düşüşteydi, döviz kurları istikrarlı hale gelmiş, dış borçların ödenmesinde güven artışı, borsada da canlanma başlamıştı.

Emperyalizmin korkulu rüyası, politikalar sağcı olsa da bunu uygulayan politikacıların kısmen sol kökenli olması dahi onlar için tedirginlik vericidir. Çünkü emperyalist ülkelere karşı sağ politikacılar kadar güven vermezler.

2002 yılında siyasi atmosfer çok bulanık, ihanet fırsatçılık had safhada. Öcalan’ın tutukluluğu sürüyor ve yıllar süren PKK terörü bitmiş, terörsüz bir ortam yaşamın normali halini almaya başlamıştı. Fakat Ecevit iyice yaşlanmış ve hastaydı, yürüyecek hali ve mecali bile yoktu. Her gün bütün medya Ecevit ile ilgili “Ahı gitmiş vahı kalmış” dedikodusu yayıyordu. “ABD’de Bill Clinton’un önünde esas duruşta poz verdi, Türkiye’nin onurunu ayaklar altına aldı” dedikodusu bütün medyanın konusu olmuş, bu işin böyle yürümeyeceğine ve koltuğu devretmesi gerektiğine dair 24 saat boyunca yorumlar yapılıyordu. Bu dedikodunun en büyük kaynağı koalisyon ortağı medya ve seçmen kitlesiydi.

Ecevit adım adım izleniyor ve öfke büyüdükçe büyütülüyordu. Ha öldü ha ölecek gözüyle bakılıyor, artık iyi bir tek söz bile söylenmiyordu. Arkasında duran hain bir bıçak onu sırtından vurmak için fırsat kolluyordu. Devlet Bahçeli, iktidar açısından bugün olduğu gibi değil, kaypak ve tehditkârdı. Bu olumsuz propagandanın en hararetli kullanıcıları Ecevit’i sırtından hançerlemeye çalışan ortağının seçmenleriydi.

Dedikodu yoğunluğu artık toplumun bütün nüvelerine sirayet etmiş, arkasındaki kötü niyeti kimse sorgulamıyordu. Koalisyon ortağı MHP lideri Bahçeli bir kahraman edasıyla çıkıp bu yaraya neşter vuruyor ve erken seçim istiyordu. Yaşanan ekonomik sıkıntıdan ve aleyhte propagandalardan halk çok etkilenmiş, herkes Ecevit’in gitmesini istiyordu. Doktoru Prof. Mehmet Haberal konulan teşhisle ilgili söylediğine göre rahatsızlığının hastanın merkezi sinir sistemini etkileyen bir sonucu olmadığını söylüyordu. Bir başka anlatımla, “Beynin düşünmek, fikir üretmek, hatırlamak gibi işlevlerini gören merkezini etkilemiyor” diyordu.

Bahçeli’nin erken seçim istemesinden sonra seçimin tarihi 3 Kasım 2002 olarak belirlendi.

Dünya siyasetinde egemen olan ülkeler başka ülkelerin iç dinamizmindeki yönelimlerini şansa bırakmaz. Nitekim 12 Eylül 1980 darbesinin öncesindeki ve sonrasındaki her evresinin planlandığı da ortaya çıkmıştı. Koalisyon sonrası iktidar da planlanmış ve süreç yürürlüğe girmişti. Ilımlı İslam modeli önce TÜSİAD’ın eski başkanının öncülüğünde kurulan Yeni Demokrasi Hareketi’nin (YDH) söylemlerinde izlendi. “2’nci Cumhuriyet” söylemlerinin toplum üzerinde yarattığı endişe nedeniyle başarılı olamayacağı anlaşılınca 2001 yılının Ağustos ayında kurulmuş bir parti olan AKP çok yüksek mali olanaklarla propaganda yapıyor, daha kurulduğu ilk yıl iktidarın en büyük adayı olduğunun işaretini veriyordu. Öylesine büyük bir propaganda yürütüyordu ki yıllanmış partilerin propaganda faaliyetleri çok cılız kalıyordu. Bütün reklam panolarında onların afişleri, TV kanallarında, haber, panel ve açık oturumlarda yapılan konuşmalar… Adeta yeni ve umut verici bir ışık gibi sunulan, daha dün kurulmuş siyasi partinin iktidar yolculuğu zaferle sonuçlanacağını bilmek için kâhin olmaya gerek yoktu.

YDH, dinini yaşamak isteyenlerin üzerindeki baskıyı kaldırma dedikodusu yayıyorlardı, kadınların inançlarının önündeki engelleri kaldırmaktan söz ediyorlardı, bu özgürlük sloganlarını devralmış olan AKP bu kez arabesk söylemleri ile halk nezdinde sempati gördü.

Sahnenin seyirci bölümündeki halk, sahne gerisinde neler olduğuyla ilgilenmez. Açıkça görülüyordu ki senaryo çok iyi yazılmış ve hazırlıklar çok iyi yapılmıştı.

AKP’nin ABD desteği çok sonra yazıldığı ve itiraf bile edildiği halde geniş halk kitleleri işin bu yönüyle çok ilgilendirmiyordu.

Dedikodu siyaseti açık propagandadan da çok daha etkiliydi.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar