‘AÇIN KAPILARI, EYLÜL GELDİ; BULUTLARLA KUŞLARLA…’
Iraklı şair Abdülvahap El-Beyati, Nâzım Hikmet’e ağıt yaktığı bir şiirinde şunları söylüyor: “Nâzım geldi! Kim çalıyor kapıyı?/ Sürgünden döndü Nâzım, bulutlarla kuşlarla/ Ve deniz beklerken onu/ Ağaçları taşları devirdi coşkuyla/ Açın kapıları, Nâzım geldi Anadolu’ya!/ Asma kütükleri suluyor/ Zeytin fidanları dikiyor tepelere dağlara/ Ve teriyle ıslanıyor kirpikleri/ Açın kapıları, açın, Nâzım geldi!” Eylül sözcükleri topluyorum yüzyılları aşan şiirlerde, yaşanmışlıklarda. Abdülvahap El-Beyati’nin dizeleri, Nâzım’a olan ağıtı, çocukluğu, gençliği ve Paris akşamüzerleri: “Gülüm, nasıl da yaşlandı Paris/ Oysa ben çocukluğumu yaşıyorum hâlâ/ Uğraşım gezginlik ve türküler yakmak/ Yeryüzünde, tüm yalnızların akşamında.” Ve…
Devamını Oku