KELİMELERİN İZİ
-MERSİN-
Düzeni bozuk bir çağdan selam olsun…
Kalemine sahip çıkan, her bir harfi özenle kâğıda nakşeden tüm yüreklilerin adına yazılacak bu satırlar.
Dünyanın altı, üstünü mat etmiş; piyonlar meydana çıkmış da her şeyden bihaber olan insanlar kırık bir satranç tahtasında yerinin sağlam olduğunu sanmış…
Sahi, sanmak mı?
Yoksa göz yummak mı?
Bu, yanlış yapıldığını bile bile devam ettirilen bir iş de olabilir; içinde bulunduğun sistemin sorunlarını bildiğin halde üç maymunu oynamak da olabilir ya da sevilmediğin, istenmediğin birinde kalma direnci de olabilir.
Artık birçok şeye sırt çevirir hale gelmişiz.
Alışmış, alıştırılmış ve yeni alışmalar diler hale gelmişiz…
Sevdiklerimizi yitirdik, alıştık. Haklılığımız, haksızlığımız oldu, susmaya alıştık!
“Ne olurdu yani, bir sene de insanlık moda olsa” der ya şair, modayı bırakın, en sevdiğiniz kıyafetiniz gibi olsun insanlığınız…
Onu özenle saklar giyersiniz ya, insanlığınızı da öyle işletin karakterinize. Çoğumuz bıkmış usanmışken bu sonu gelmez aymazlıklardan, hiçbir zaman ödün vermemeli kişi duruşundan…
Yoksa hayatında harcadığın emekler, sökük bir kumaş ipi gibi durmadan kopar ve boşa gider.
Benim merhabam da böyle işte!
Kimine göre çok sitemkâr, kimine göre her cümle hayatına aşikâr.
Kelimelerin serüvenine başladık.
Konuşur anlatırsın belki ama yazın kadar derin olamaz…
Derin bir merhaba bırakıyorum bu satırlara.
Geride bırakılmış olanların ilerisini aydınlatmak için bekleyeceğim bu köşemde.
Yarı yolda kalmışların yolunun tamamlanması için karalıyor olacağım cümlelerimi.
Varsın “söz uçsun”, biz yazılarımız ile hep var olduğumuzu gösterelim…