TOPLUM 

KESENE DOLAR MI EKMEK PARASI?

Fakirin karnını kuru ekmekle doyurduğu o günler de adım adım lüks sayılıyor… Zengin ya da fakirin belki de sofradaki tek eşit olduğu besin ekmek. Hani eskiler dermiş ya: “Ekmeğe de zam geldiyse vah halimize…” Vah edecek o kadar şeye zam geldi ki… Yaşam kalitesini iyileştirmeyi bırakın yaşamda tutunabilmek ayrı bir meziyet. Her yeni güne bambaşka zamlar ile uyanır hale geldik. Ekmek kazanmak zor… İş bulmak deseniz milyonların umudu ve serzenişi… Boğazından ekmek geçebilmesi için 2 lira vermen gerekiyor. Her gün 2 ekmek almak istesen aylık 120 lira kenara para ayırman…

Devamını Oku
YAŞAM 

AĞABEYİM, RUHUN ARTIK ‘ÖZGÜR’!

Sizi bilmem de ben yolda yürürken insanların yüz ifadelerine bakarım… İstemsiz değil ama bile isteye… Kafası eğik yürüyen onlarca insanın yanında tebessüm edeni gördüğümde içim açılır. Ben mi? Ben tabelalara bakarım, sonra gökyüzüne… Gökyüzü, trafik… Bu üçlem… Sonra bir bakmışım, iş yerimdeyim. Yürüme mesafesinde işe giden insanların da çoğunun çabucak işe vardığını bilirim. Düşünceleriniz de sizinle beraber sayar kaldırım taşlarını… Beraber beklersiniz ışıklarda. 15-20 dakika yürüseniz bile 2 dakika gibi gelir. Nasıl da doludur beyninizin içi… Herkesin derdi telaşı elbette farklıdır ama çoğu da dünyada bırakılacak tasalardır. Sizi yatırmayan sorunları…

Devamını Oku
TOPLUM 

İSRAF FATURASI

Çatlayana kadar yediğin yemeğin ağırlığını yaşarken sen, dünyada bir milyara yakın insanın aç olduğu aklına bile gelmiyor. Kahvaltı sofranın fotoğrafını çekip sosyal medyanda paylaşmazsan “Bu da fakir mi ne?” yorumları ile karşılaşmaktan korkuyorsun. Kuş sütünün eksik olduğu masandan bir tabak hazırlayıp mahallendeki ya da etrafındaki insanın açlığını yatıştırmak sana zor geliyor. Arkandan atlı kovalar gibi yediğin yiyecekleri israf ediyorken, miden de yavaş yavaş iflas ediyor. Hiç “Biz öyle değiliz” deme! Büyük bir çoğunluğumuz öyleyiz… Paylaşmaya dair tüm edebi sözleri karalar durur ama gerçekte sadece kendimiz için stoklarız. Açgözlüyüz! Biz neyi…

Devamını Oku
TOPLUM YAŞAM 

SALGIN YORGUNLUĞU

Yorulduk… Yorulduğumuz kadar da yorduk… Savaştık… Savaştığımız kadar da savaştırdık… Yenik düştük… Yenik düştüğümüz kadar toprağa da yenik düşürdük… Maskeden sıkıldık… Oksijen tüpüne sarıldık… Kurallara uymadık, kimimiz atlattı, kimimizin başıboşluğu yüzünden bazılarımızın sonu oldu. Sarılmalar ertelendi, gönül selamı verildi. Hastası hayata tutunsun diye yazın sıcağında saatlerce koruma tulumu içerisinde koşturdu durdu sağlıkçı. Her zaman yolunda gitmiyor tedaviler. Hastasını kaybeden sağlıkçılar bunun burukluğunu yaşadı, yetmedi, şiddet gördü. İş yoğunluğunun stresi ile pandemi süreci birleşince ruhsal buhran başladı sağlıkçılarda. Virüsle mi mücadele etsinler, beyinlerini kemiren psikolojik çıkmazlar ve hırgür ile mi mücadelelerini…

Devamını Oku
YAŞAM 

ARINMANIN KURTULUŞU

Arınma… Söyleyişi bile ayrı bir kurtuluş gibi gelir insana. Her mevsim geçişlerinde insan ruhunda arınma başlar. Mevsimlerin de çok etkisi vardır. Hazana doğru aralandı kapılar… Hazan mevsimi diye insanın her zaman durgun olmasından bahsetmiyorum. Bu hazan bile arındırır insandaki olumsuzları… Çetin kış öncesi en sessiz günlerini yaşar kendi içinde. Farklı bir muhasebe zamanıdır… Yeni kurtuluşlar ve kutlamalar olsun ister insan. Arınmanın ta kendisidir… Nelerden arınmak ister? Arınmak temizlenmek ile eş değer olduğu için “kendisini kötü hissettiren her şey ve herkesten” diyebiliriz. Sana kendini kötü hissettiren birinden arınamamak? Sebebi nedir? Bağımlılık?…

Devamını Oku
TOPLUM 

SU STRESİ İLE YAŞAMAK

Suyun stresi olur mu? Okuyunca tuhaf geliyor belki ama Türkiye su stresi yaşayan bir ülke… Yapılan araştırmalar ve yayımlanan raporlara göre ülkemiz bilinenin aksine su zengini değilmiş. Her şeyi bilinçli kullanmak gerekir. Özellikle temel ihtiyaçları… “Su bu, tükenmez” dediğimiz yerde başlıyor tüm sıkıntılar silsilesi. Saatlerce musluğu akıtmanın bedelini ülke olarak 10 yıl sonra ödemek durumunda kalabiliriz. Bir damlasının bile nefes kadar gerekli olduğunu iş işten geçtikten sonra anlayacağız. Bol zannediyoruz da, değil. Dünya üzerindeki mevcut tatlı su kaynakları ne zaman ihtiyaçları karşılamayacak noktaya gelir, işte o zaman su kıtlığı yüzünü…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

USTA, USTALARA SELAM SÖYLE!

Kapandı perdeler ve sona erdi ‘Ferhangi Şeyler’… Ülkeye tiyatro dalında yeni pencereler açtı, ilklere imza attı, her kalbe bir repliğini bıraktı ve veda etti usta tiyatrocu Ferhan Şensoy. Tiyatroyu sevdiren o kadar önemli isimler var ki… İyi ki hayatımıza dokundular. Tiyatroyu sinemadan daha çok sevenlerdenim ben. O samimiyet, o içtenlik sinemada yok ve bence olmayacak da… İkinci perdenin başlaması için ara molada bile koltuğunu bırakmayan kesime selam olsun! Ölüm haberini görünce “Vay be, Ferhan Abi de artık yok!” dedirtti hayat. Ortaoyuncular’ın kurucusu, iyi ki bu ülkeye katkı sundun. Öğrendiğim kadarıyla…

Devamını Oku
TOPLUM 

ŞİDDETİNİZ SEVGİNİZİ TÜKETTİ

“Şiddet ile hedefine ulaşılan zafer anlık olduğu için yenilgiye eşittir” der Mahatma Gandhi. Toplumun belirli kesimleri yenilgi saydığı yanlışı kabullenip düzeltmek istemediği için artmıyor mu şiddetin boyutu? Bir cana kıydığında zafer elde ettiğine, kendine muhtaç bıraktığında üstün kişi olduğuna inanıyor. Ahlak anlayışını iyileştirebilse gazetelerin üçüncü sayfasına manşet olmayacaktı. Müebbet hapis yemeyecek, uzaklaştırma almayacak, cezaevinde yaşattığının aynısını yaşamayacaktı! İnsanın olduğu her yerde türü fark etmeksizin şiddetin dozu artıyor. Doktora, avukata, kadına, çocuğa, hayvana fiziksel şiddet, yeri geliyor devletin memuruna sözlü şiddet… Evde koca, eşine; kadın, kocasına ekonomik şiddet uyguluyor. Aynı evi…

Devamını Oku
POLİTİKA 

YEŞİL VATAN SAVUNUCULARI KADRO BEKLİYOR

Bir ağacın gövdesine sımsıkı sarıldığında güvende hisseder ya insan kendini, ağaç da ona özenli bakılırsa koruyabilir verdiği gölgeyi. Miski amber ile baş başa kalmayı isteriz. Bu doğanın, ormanların korunması, mis gibi kokması için ona bakanların da şartlarının iyileştirilmesi gerekir. Orman işçilerimiz… Yangın yerlerinde mücadele ederken zehirlendi, bir saat sonra yeniden göreve döndü. Ekipmanı yetersizdi; buna rağmen 7/24 esası ile çalıştı. Onun da ciğeri yandı. Tıpkı pandeminin başında sağlık çalışanlarımızın ne denli kıymetli olduğunu yeni idrak ettiysek, günlerce süren orman yangınlarında da yeşil vatan savunucularının ülke için önemi ile yine yeni…

Devamını Oku
YAŞAM 

GÖK, YÜZÜMÜZÜ GÖRMEK İSTER

Gökyüzüne boş mu bakarsın, yoksa yüzün hep göğe mi dönüktür? Sonsuz bir maviliğin yerine siyaha çalan bir lacivert geçer zaman dilimine. Kimi maviye hapseder sırrını, kimi güneş gibi yakmasını ister acılarını. Son kez yansın da kül olsun diye… Tek bir tanecik kalmasın diye… Gündemin karmaşası yeterince ruhu bunaltmışken insan kendi gündemine dönmek ister bazen. Evet, yaşanan her afet çoğumuzu yıkıyor, yakıyor, çoğumuza gözyaşı akıtıyor. Hatta sabahlara kadar yatırmıyor. O kadar can sıkıcı hadiseler oluyor ki insan kendi kederini rafa kaldırıyor. Ya da bu can sıkıntısı ile baş etmek için, kendi…

Devamını Oku