YAĞMURLU BİR HAZİRAN GÜNÜ MONA’YI SEVGİYLE ANARKEN
Biraz önce uçağın tekerleri piste değdi. Yorucu bir yolculuk oldu. Adana’dan İstanbul’a doğru havalanmıştık. Ankara’ya yaklaşınca kokpite gidip kaptan pilota “Ankara’ya uğrayıp Sakarya Çarşısı’nda birer Arjantin bira içsek hep beraber, nasıl olur?” dedim. Hoşuna gitti. Aslında Ankara’yı özlemiştim. Yolcular da olur deyince indik. O nedenle yorucu bir yolculuk oldu. Olsun, Ankara’nın havasını özlemle içime çektim. Paris, haziran ayının ortasında hâlâ soğuk ve yağmurlu. Ama ben Paris’in yağmurunu da çok seviyorum. Ve Seine Nehri’nin kenarında bir ağacın altına oturup nehrin mırıltısını dinleyerek Mona’yla şarap içmesini de seviyorum. Soğuk, ama biraz sonra…
Devamını Oku