TURUNÇ
Gerçek adı bende saklı Hayriye’nin. Yeşil gözlerinin ışıl ışıl olduğu yıllardı. Yaşı ya dokuz, ya on Hayriye’nin. Bir bayram sabahı, bir bayram kalabalığı, dolmuşta karşılaştık. Giyinmiş, kuşanmış, saçını bağlamış, bir de taç takmış başına. Tacında kocaman, pembe bir kurdele. Eli hep omzuna astığı simli çantasında. Titrek. Dolmuşa biniyor olmanın, Atatürk Parkı’na gidiyor olmanın, deniz kıyısında yürüyecek olmanın heyecanı ellerinden okunuyor Hayriye’nin, yüzünden okunuyor. * * * “Parka mı gidiyorsunuz?” dedim. “Evet, amca,” dedi, “denizin oradaki parka”… Sustu birden. Bir yabancı ile konuştuğu için kendini mi yadırgadı, yoksa arkadaşları gülerek ona…
Devamını Oku