YORGUN
Sabah erken uyandı, kadın ve erkek. Kadın yorgun… Erkek yorgun… Güneş, Karaduvar taraflarından, lacivert bulutlar arasından çıkardı kıpkırmızı başını. Yüksek binaların en üst katlarında bir kırmızılık, bir ılık gölge, alt katlar henüz koyu gölgeli. Usul usul aydınlanıyor, ısınıyor şehir. Şehir yorgun… Kahvaltı masası kuruldu el çabukluğuyla. El alışkanlığıyla. Eller yorgun… Hızlıca yenildi yemekler. Pek sohbet de etmeden. Masa yorgun… Haberlere bakmak filan geçmedi akıllarından. Radyo madyo açmak, televizyon melevizyon izlemek… Salonda oturdular bir çay içimi, birkaç söz ettiler usulen. Sözler yorgun… Sokağa çıktılar; erkek bir yana, kadın bir yana. Bu…
Devamını Oku