EDEBİYAT 

BATTANİYE

Hasan, elli sekiz yaşındaydı, uzun boylu ve omuzluydu. Çok erken yaşlarda gelen yaşam yükü bu omuzlara anca sığardı. Bu yüzden en çok omuzlarına atarken ceketi, biraz mağrurlanırdı. Güleç yüzünde yaşanmışlıkların izini, gözlerinin çakırında solmuş bahçelerde tek kalan ve yaşama tutunan ağaçları taşırdı. Çocukluk, abilik, babalık hepsi bir arada, iç içe tutunuyordu kendinde. Kendi kendisiyle baş başa kalmayı sevmezdi Hasan, bilmezdi de! Altmışına dayanana kadar hiç bilmedi de. Bilmediği için mi sevmedi, sevmediği için mi bilmedi, bu da bilinmez! Korkar mıydı kendisiyle baş başa kalmaktan, bu da fark edilmezdi. Çevresi kalabalıkların,…

Devamını Oku
FELSEFE 

PANDEMİYE KARŞI DANS

Teknoloji ve iletişimin küçülttüğü yaşlı dünyamızda, hızla akan bu çağda bir belalı olarak karşımıza çıkan ve hayatlarımızı tehdit eden koronavirüs pandemisi bugünlerde hiç kuşkusuz ani ve ivedi olarak algımızı, yaşama biçimimizi, ilişkiselliğimizi değişime uğrattı. “Bugünler”, geniş ve zaman içi bir ifade; ancak sadece zamanı yansıtmıyor artık, artık olan biten, değişen gelişen her şeyi yansıtıyor ki belki de zaman algımız, bu pandemi neticesinde yeni bir boyut kazanacak, yeni bir zaman kabulü işleyecek. Gerek medyada gerekse evlerimizde “Bugünler geçecek!” söylemine hem bir umut yükleme edimi olarak hem de pandemi etkeniyle “Olan biten…

Devamını Oku