İDA’YA YOLCULUK
Sabırsız bir ifadeyle saatine baktı. Sigarasını ivecen hareketlerle küllüğün içinde ezdi. Amasra işi şimşir ağacından derin küllük ağzına kadar dolmuştu. Boş olsaydı konkav tabanındaki parlak cilanın yerini alan kararmış çizikler çok rahat görülecekti. Pencereye yaklaştı. Desenleri solmuş, kesif sigara kokulu, yer yer çıngı delikleriyle defolu perdeyi bütünüyle açmadan, eliyle hafifçe çekerek dışarıya baktı. Pencerenin kirli camlarından sokağın başına kadar olan kısmı çok rahat görebiliyordu. Gözleri daldı. İnceden bir yağmur başlamıştı. Bir kez daha saatine baktı. Yalnızca dört beş dakikası kalmıştı. Hızlıca ahşap merdivenlere yöneldi. Çabucak basamakları tüketti. Acıyla inleyen ahşap…
Devamını Oku