KÜLE DÖNMÜŞ BİR ZEYTİN AĞACINA SÖYLEV

Yangın yeri buralar. Bak, bu dumanı daha üzerinden gitmemiş yerde, şurada yan yana dizilmiş yatanların köyü vardı. Yıkıma uğradılar. Aslında yıkım değil de, “yakım” demek daha doğru olur. Ha, sen şimdi diyeceksin ki, esasında kim için “yakım” oldu? Bana sorma, onu vicdan diyecek. Bu insana yapılmaz, değil mi? Evet, doğru, yapılmaz belki. Peki, insana yapılmaz da kime yapılır? Mesela, hayvana yapılır mı? Kim hak eder bunu? Bırak onu bunu; biz hak dağıtıcı mıyız? O bunu hak ediyor, bunu verelim; şu diğerini hak ediyor, onu verelim. Herkesin hakkı bizden mi sorulacak,…

Devamını Oku