YALNIZLIĞA ÂŞIK BİR BEN
Kasımı ortaladık gidiyoruz. İçimizde geçmişten kalma hüzünler, hele de yağmurlu ikindilerde gözlerimizden yüreğimize süzülüp gidiyor. Sokakta sarmaş dolaş yürüyen sevgililer görüyorum. Sinema önlerinde bir aşk filminden çıkmışlığın tuhaf his cümbüşünü, kaybolmuşluğunu veyahut özlemi, tutkuyu, umudu arayışın sarhoşluğunu yaşıyorlar. Yağmurlu ikindi vaktinde sokak aralarında, kafe önlerinde dolanıyorum. Gözlerim dolu dolu oluyor; terk edilmişliğin, yalnızlığın insanı olgunlaştıran yanı, bir o kadar da kahredici tarafı. Ben, “olgunlaştıran” tarafındayım. Ve hep de o tarafta olacağım. “Yalnızlık tanrıya mahsus” diyenlere inat, ben hep yalnız tarafta bulunacağım. Yalnızlık, bir başınalık bana hep güç veriyor çünkü ve…
Devamını Oku