MİNİK KERTENKELE
Kocaman, tahta kasalı, lambalı bir radyomuz vardı. Radyonun arkasından çıkıp dama kadar uzanan, dama kadar uzanmakla da kalmayıp damdaki direkler arasında birkaç tur atan tel de, anten görevi görüyordu. Bu radyo, evimizin en büyük eğlencesiydi. Hele de akşamları, yemekten sonra annem çayı demler, bir bardak babama, bir bardak da kendine doldurur, getirir, ailecek radyonun başına kurulurduk. Bize akşamları çay içmek yasaktı. “Çocuklar akşamları çay içmez, altınıza işersiniz” derdi annem. Radyo tiyatroları, ‘arkası yarın’lar, yarışma programları… Artık o gün ne varsa programda, pürdikkat dinler, heyecanlanır, sevinir, üzülürdük ailecek. Annem, babam, kardeşlerim…
Devamını Oku