ŞİİR 

İSTİLA

Kalbindeki yaradan sızdım içeri Fersah fersah gezdim damarlarını. Salıncak kurup sinir tellerine Zihninden, bedenine savruldum. Ellerin kontrolümdeydi Yüzümü okşadım, saçlarımı. Tenine rengimi verdim Kararttım biraz seni, Gözünü alma diye kimsenin. İlk adımını benimle attın Kanını ben pompaladım ayaklarına Hareketsiz kalmıştı, şaşkındı. İçine renkli bakan gözler yaptım sana Dışarıya aynı bakıp Beni, mavi yeşil sevdirdim. İnceltip dudak derini daha da Yaklaşırken bile tadını aldım -Son kirazımı yediğimde Henüz seni öpmemiştim.

Devamını Oku
POLİTİKA 

ATATÜRK VE ‘MU’ KITASI

Mustafa Kemal Atatürk, gerek askeri ve yönetimsel anlamdaki çağdaş ve ilerici fikirleriyle, gerekse de cumhuriyet kurulduktan sonra gerçekleştirilmesi için çaba sarf ettiği devrimci atılımlar ile yalnızca Türkiye’nin kurucusu olmak vasfını değil, aynı zamanda mazlum milletlerin kurtuluş mücadelesine de örnek olmuş büyük bir dünya lideridir. Dün ve bugün Atatürk düşmanlığı yapan grup ve kişilerin gerici, işbirlikçi, cumhuriyet düşmanı olmaları ise rastlantı değildir. Atatürk’ün rasyonalizme bağlılığı, bilime ve bağımsızlığa verdiği önem, gerici ve işbirlikçi grupları hep rahatsız etmiştir. Yüzünü çağdaş uygarlığa dönüp ülkesini bağımsız bir laik cumhuriyet olarak güçlendirmeye çalışması, emperyalist ve…

Devamını Oku
FELSEFE 

VARLIĞIN PARALEL GÖRÜNÜMLERİ: DOĞRU, İYİ VE GÜZEL

Immanuel Kant, biraz indirgemek gerekirse, sanki “Varlığın paralel boyutlarını kendi içerisinde nasıl anlarız?” gibi bir soruya cevaben üç farklı “eleştiri” kaleme alır. Adeta “saf akıl”, “pratik akıl” ve “yargı yetisi” içerisinden temas edilebilecek üç paralel âlem tarif eder. Bu yetiler sırasıyla (meta)fizik, etik ve estetik dünyalara temas eder. Bununla birlikte paralel gibi görünen dünyaları nihai olarak saf aklın belirlenimlerine ve sağduyulu bir zihnin görüsüne tabi kılar. Ama estetik sahada “yücelik” gibi bir kavramı, aklı aşan, görkemli bir görüngü olarak bir kenara ayırır. Görkemli doğa olayları ve manzaraları “aklı aşan” bir…

Devamını Oku
TOPLUM YAŞAM 

NARLI YILAN

Uçsuz bucaksız bir nar bahçesindeyim. Boş plastik kasalara tek tek ağaçtan narları koparıp atıyorum. Çıkan ses değişiyor. Boş iken gürültülü bir ses, biraz dolmaya başladıktan sonra daha tok, yumuşak bir ses. Muhteşem bir doğa… Biz kadınlar türküsüz narları topluyoruz. Sessizlik ve kasalara atılan narların değişken sesleri arasında, bir kadın “Yılan!” diye sesleniyor. Bağırmıyor, çığlık atmıyor. Dinliyorum. Erkekler gidiyor yılan olan ağacın yanına. Kürek soruyorlar, yok. Kalın bir sopa buluyorlar, duyduklarımdan. Ben hariç diğer kadınlar nar toplamaya devam ediyor. Yılanın akıbetini bekleyen ben dinliyorum sesleri. “Öldü mü?” diye soruyor başka bir…

Devamını Oku
EĞİTİM TOPLUM 

YATILI OKUL

“Siyaset hayatımıza, başta tıp olmak üzere bilim hayatımıza ve elbette edebiyatımıza en büyük etkiyi yatılı okullar yapmıştı” desek abartmış olur muyuz? Galatasaray Lisesi’nden başlayıp köy enstitülerine, oradan öğretmen okullarına, oradan yatılı bölge okullarına uzanan eğitim serüveni, hatasıyla sevabıyla, ama bir tartıya koyacak olursak daha çok başarısıyla bir ülkenin kaderini değiştirdi. Sonra? Eğitim sistemi uzun zamandır iyi değildi, dökülüyordu, Türkiye’deki öğrenciler Avrupa ülkelerindeki yaşıtlarından geride gidiyordu. Bu geri gidiş AKP döneminde müfredatın tamamen dinselleştirilmesiyle hızlandı, makas açıldı; parası olan, çocuğunu özel okula alıp devlet okullarındaki ‘seçmeli ders’ baskısından, ‘apır sapır konuşan…

Devamını Oku
EKONOMİ TOPLUM 

YÜRÜYÜŞ HIZIMIZLA EKONOMİNİN BİR İLİŞKİSİ VAR MIDIR?

Son yıllarda kentlerde yaşayan çalışanlar, sanki haftanın temposu yetmezmiş gibi hafta sonları çılgın yürüyüşler ve tırmanışlar peşindeler. Belli bir özlem var; ama istikrar yok. Ben öyle ortamı bulduğumda daha çok dinlenip hareket etmemeyi, yemeyi içmeyi, kitap okumayı ve uyumayı tercih edenlerdenim. “Ya ben tembelim ya da onlar hiperaktif” diye düşünürken bu konuda bir gariplik olduğu fikriyle araştırmaya başlayınca bilimin bu konuya 44 yıl önce el attığını gördüm. Önce psikologlar ve tabii en sonunda da iktisatçılar konuyla ilgili araştırmalar yapmışlar. Şimdi bu bulguları aktarıp bir sonuca bağlayacağım. Yürüyüş hızları, kentin ekonomik…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

FRANSIZ ÖPÜCÜĞÜ

Kaşlarım çatık. Kitabımın satırları arasında kaybolmuşken başımı sayfalardan kaldırmamı sağlayabilecek tek şey oluyor. Göz hizamdan sallana sallana kutusuna saklanmış bir keman geçiyor. Keman, kırmızı siyah masalar arasında dolaşıyor, bir türlü seçemiyor. İçeri giriyor, tekrar avluya çıkıyor. Minik beyaz taşlar üzerinde birkaç saniye durup şöyle bir göz gezdiriyor. Kendine kırmızı masalardan birini beğeniyor, kararlı adımlarla ilerleyip kendini sandalyeye bırakıyor. Gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Elleri göbeğinde arkasına yaslanan yaşlı adamlar gibi rahat. Bir süre kemanı izledikten sonra, bu sefer de kemanın nereyi izlediğini merak etmeye başlıyorum. Masanın üzerindeki nota kâğıtlarını izliyor,…

Devamını Oku
POLİTİKA 

KANLI ZAFER (!)

7 Haziran 2015 Genel Seçimleri yapılmış, iktidarda olan AKP’nin yüzde 40,87 oy oranıyla meclisteki sayısı 258 ile azınlıkta kalmıştı. İrtifa kaybetmiş olan iktidar tek başına hükümeti kuramıyordu. İstikşaf görüşmeleri yaptığını söyleyen Ahmet Davutoğlu aldığı talimatla CHP ile bir koalisyona sıcak bakmayan Reis’e uyarak ve uzun süren görüşmeler neticesinde muhalefeti oyalayarak hükümeti kurma süresinin geçmesini sağladı. Süre sonunda yasalar gereği hükümeti kurma görevi ana muhalefet liderine verilmesi gerekirken 26 Ağustos’ta alınan kararla 1 Kasım 2015’te yapılmak üzere yeniden seçim kararı alındı. Bu sürecin hemen ardından toplumsal muhalefetin ayağını sokaktan kesecek bombalı…

Devamını Oku
YAŞAM 

PARKTA BİR SONBAHAR GÜNÜ

Parkların yanından geçerken, banklarda oturmuş gazete okuyan, sohbet eden, sigara içen ya da öylece oturup boşluğa bakan insanları görürüm. Nasıl imrenirim onlara. Ben bir işe, bir toplantıya, bir randevuya yetişmek için koştururken onlar, öylece oturmaktadırlar. Sakin, kaygısız, telaşsız. Sanki o parkın içinde, o bankların üzerinde zaman yavaşlamaktadır. Nasıl isterim parkın içine girip o banklardan birinin üzerine oturuvermek… Zamanın yavaş aktığı o dünyada biraz vakit geçirmek… Harika bir şey olmalı. Ama… Yapılacak dünya kadar iş vardır. Sadece hayranlıkla bakmakla yetinir, yoluma devam ederim. Ve hep… Bir gün, bir şekilde bu parklardan…

Devamını Oku
YAŞAM 

FOTOĞRAF

Fotoğraf; “çizmek”, “kazımak”, “resim yapmak”, “yazmak” kelimeleri birleştirilerek türetilmiş bir isimdir. Her ne kadar kelime anlamı, “ışık yardımı ile iz bırakmak” olsa da fotoğrafın ne olduğunu anlatmak, tam manası ile birebir sözlük tanımı yapmak oldukça zor olsa gerek. Düşünüldüğünde içerisinde “anı yakalamak” da vardır, “zamanı dondurmak” da, hatta “klasik bir dijital resim” de ihtiva eder. Zıpladığı anda insanı havada yakalayabilen ve orada asılı bırakan bir güçtür fotoğraf; bir yunusun sudan atlama anını yakalayıp havada uçuyor gibi gösterendir de; nesneler hakkında düşünüleni, imgeleri tamamen değiştirebilir. O kadar kuvvetlidir. Kuvvetlidir, ne ki…

Devamını Oku