TOPLUM YAŞAM 

BİR EREN’İ DAHA KAYBETMEYELİM

Fark ediyor musunuz, ne kadar çok SMA hastalığı ile mücadele eden çocuklarımız var… Tıptaki adı ile ‘Spinal Müsküler Atrofi’, yani kesin bir tedavisi olmayan kas hastalığı. Nadir görülen bir hastalık olmasına rağmen tedavinin ne denli zor olduğunu çoğumuz görüyoruz haberlerden ya da çevremizden… Çocuğunu yurt dışında tedavi ettirebilmek için kampanyalar başlatan aileler, parayı toplayıp bin bir umutla çocuğunu tedaviye götüren anne ve baba ile bu hastalık yüzünden çocuğunu kaybeden anne ve babalar var. 2 yaşındaki minik Eren, ne yazık ki bu savaşı kazanamadı ve hayata gözlerini yumdu. Eren için yürütülen…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

DELİDİR, NE YAPSA YERİDİR!

‘Toplam Kalite Yönetimi ve Sedat Peker Videoları’ başlıklı yazımda bahsettiğim toplum-yönetim ilişkisi, işletmelerde yönetimi oluşturan kültürel anlayışa etki ediyor. Edilgen toplum yapısı baskıcı yönetici talep ediyor ve seçimlerini bu doğrultuda kullanıyor. İşletmelerde şüphesiz ülke siyasi seçimleri gibi bir seçim yapılmıyor. Yöneticiler en üst kademeden en alt kademe yöneticilerine kadar bir üst yöneticinin seçimiyle atanıyor. Burada kültürel etki yöneticiye gösterilen tepkiyle şekilleniyor. Alt çalışan, yöneticisinin davranışlarına verdiği tepki sonucu üstünün yönetme prensiplerine onay veriyor ya da sorun çıkarıyor. Alt çalışan, üstünün davranışlarına verdiği olumlu yanıt yöneticinin başarısını belirliyor. Edilgen kişilik özelliğine…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ÇOCUĞUN İFŞASI, ÇOCUK İSTİSMARI VE “ELMALI DAVASI” ÜZERİNE

Kendimi bildim bileli çocuk istismarı ile mücadele ederim. Bütün lisans ve lisansüstü tezlerim de çocuk istismarı üzerine. “Yeryüzünde, hiçbir kara parçasında bu kadar delil ile istismarcı salınmaz” demek benim işim değil, benim alanım hukuk değil. Onu hukukçuların ilmi ve vicdanına bırakıyorum. Ama ben, “Çocukların beyanları, resimleri ve adli tıp raporları yeterlidir ve bilimseldir” diyorum. Başka söze gerek yoktur ve zaten yıpranmış olan çocuk adli süreçte daha fazla yıpratılmamalıdır. Bilmeyenlerimiz için şöyle açıklayayım: Çocuklarla çalışırken devletin profesyonellere verdiği yetki ile ‘Goodenough Harris İnsan Çiz Testi’ gibi pek çok yöntem uygulanır. Çocuk…

Devamını Oku
EDEBİYAT TOPLUM 

KUNDERA’DA ‘MODERN’ ÇIKMAZI VE İKTİDAR

Geçtiğimiz haftalarda ‘Gülüşün ve Unutuşun Kitabı’ üzerine yaptığım okuma sırasında Milan Kundera üzerine epey düşünme fırsatı buldum. İster toplum içindeki yerini ister bir başınalığını anlatsın bireyi ele alışındaki yaklaşımı hiç değişmiyor. Romanlarında tarih, psikoloji, sosyoloji, politika gibi birçok disiplinin kaynaklığından yararlanmış olan yazar, bu alanları varoluş meselesini daha somut kılmak için araç olarak görüyor adeta. Bu kitabında ise Çekoslovakya –bugünkü Çekya– tarihinden yola çıkarken, dönemin rejiminin bireyler üzerindeki farklı sonuçlarına, yani eylemlere odaklanıyor yazar. Kundera, –diğer romanlarında olduğu gibi– tarihsel çelişkileri yalnızca aktarıyor, bu çelişkiler üzerine herhangi bir görüşe varmayı…

Devamını Oku
EDEBİYAT TOPLUM 

BİR MEMLEKET MESELESİ OLARAK SAİT FAİK

Edebiyatımızda öykücülüğüyle çığır açmış olan Sait Faik’te bana oldukça şiirsel gelen bir söylem var. Hayata dair coşkusunu dizginlemek endişesi duymadan kaleminden damıttığı satırlarda nefes alıp veren bir giz var sanki. Yaşadığı zamanın Beyoğlu’sunu, Burgazada’sını, balıkçılarını, denizini, kahvehanelerini, meyhanelerini bütün işitilebilirliğiyle sözcüklere hapsetmeyi başarmış. Ne zaman okusam bütün uğultusunu duyuyorum adeta, suskunluğunda ise derin bir boşluğun soğukluğunu. Oysa suskunluğu hiç sevmediğini biliyoruz ‘Hişt Hişt’ten. Yalnızlığı hatırlamaktan nasıl kaçtığını, sığındığı en güvenilir limanın doğa olduğunu biliyoruz. “Bir insanı sevmekle başlayacak her şey.” diyen birinin insanlarla ilgili bir derdi olmasını beklemeyiz. Fakat söz…

Devamını Oku
TEKNOLOJİ TOPLUM 

SOSYAL MEDYA KUYUSU

Facebook’un kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg’in yıllar önce söylediği, “Özel alanın yokluğu ve paylaşım, yeni sosyal norm oluyor” diye bir sözü var. Zuckerberg artık sadece Facebook’un değil, Instagram’ın da sahibi. Bu sözü kanıtlarcasına “yeni bir normalimiz” var artık. El birliğiyle Zuckerberg’in görüşünün arkasından koşan bir sürü insan… Neler, neler görüyoruz her gün, nasıl olaylarla karşılaşıyoruz… Şaşkınlıkla tepkimizi göstermeye çalışırken bazen de olan bitene, güce giden her şeye bir heykel gibi bakıyoruz. Onca hasırlaşan şey arasında tek yapabildiğimiz karşıdan bakmak. Sanki bütün kapılar aynı, hiçbir deniz birbirinden farklı değil. Biraz açıyı…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ VE SEDAT PEKER VİDEOLARI

İşletme biliminde ‘Toplam Kalite Yönetimi’ ya da kısaca TKY; müşteri ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kullanılan insan, iş gücü, ürün ve/veya hizmet kalite gereksinimlerinin, sistematik bir yaklaşımla ve tüm çalışanların katkıları ile sağlanmasıdır. İşletmenin para ile ifade edilen kâr döngüsü içindeki mal ve/veya hizmetlerinin alım-satımı ve nihai ürün elde edilmesiyle ilgili işlerinin genelidir. Bu tanımlardan görülebileceği gibi TKY, sanayi ve hizmet sektörlerinde ürün ve hizmet güvenilirliğini sağlama ve tüketiciye güven verecek kalite seviyesini ekonomiklik gözetilerek sunmak için oluşturduğu sistemdir. Bu sistem, ürünün üretme aşamalarının en başından bütün girdilerin, parametrelerin sistematik kontrolüne dayanır;…

Devamını Oku
FELSEFE TOPLUM 

AYRIK OTU

Nedir insan olmanın gereği? Düşünebilmek eylemine indirgenmiş bir tanımdan ötesi olmalı şüphesiz. “Bir olay ya da durumu zihnimizde canlandırabilmek”, fazlasıyla kısır bir tanım gibi durmuyor mu? Olaylar arası sebep-sonuç bağı kurabilmek, bir noktadan başka bir noktaya yol almak, çıkarımda bulunmak, hatalarla yüzleşebilmek, benzer hataları tekrarlamamak, duyguları kontrol edebilmek… Dahasını da sayabiliriz düşünmek becerisinin kazanımları üzerine. Ama öyle önemli bir nokta var ki bu kazanımları besleyen, o da düşünmek becerisinin felsefeyle olan sıkı bağı. Bir toplumda sorgulamayı alışkanlık haline getiren bireylerin varlığı, devletlerin felsefe eğitimine verdikleri önemle paralel bir ilerleyiş sergiler.…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

KÖY SEYİRLİK OYUNU

Belediye meclisleri eskiden bu kadar renkli, kavgalı, gürültülü değildi. Bırakın meclis üyesini, ilçe belediye başkanları bile konuşmazdı. “Kabul edenler?” “Etmeyenler?” Daha kabul edenler elini indirmeden, reddedenler elini kaldırmadan kürsüden bir ses: “Oy birliğiyle kabul edilmiştir!” Oysa oy birliği de yok, kabul etmeyenler de var ama… O zamanın ilçe belediye meclisi üyeleri ona bile itiraz etmezlerdi, sandalyeye yaslanıp, yanındakiyle göz göze gelirlerdi: “Boş ver…” * Niye öyleydi? O zamanın belediye meclisi üyeleri çok mu cahildi? Bir şeyden anlamaz mıydı? Dili yok muydu? O zamanın ilçe belediye meclisi üyeleri konuşmazdı da bugünün…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

SOSYAL HABİS

Sıcak bir ağustos akşamıydı. Bıçaklı saldırıya uğrayan asistan doktor, ilk müdahaleyi kendisi yaptı. Plastik cerrahi asistanıydı. Sol kolunda dirsek bölgesinden aldığı yara ile “radial sinir” tamamen kesilmişti. Uzman doktor olmasına bir yıl kala, tüm mesleki geçmişi yok olabilirdi. Çünkü sol bileğini kullanamıyordu. Hemen ameliyata alındı. “El mikro cerrahı” hocası tarafından yapılan ameliyatın sonucu, aylar sonra belli olacaktı. Sonraki süreç belirsizlik, korku ve endişeyle geçti. Altı ay süren meşakkatli bir tedavi programı ile sol bileğini yavaş yavaş kullanmaya başladı. Yeniden doğmuş gibiydi. Ancak sekizinci ayda kliniğine ve ameliyatlara geri dönebildi. Şimdi…

Devamını Oku