TOPLUM 

KAFDAĞI’NIN ARDI HAYAL

“Vatanını yitiren her şeyini yitirmiştir.” – Abaza Atasözü Takvimlerden 21 Mayıs 2021… Tıpkı 21 Mayıs 1864’te olduğu gibi kabardı, hırçınlaştı, köpük köpük saçıldı sağa sola Karadeniz. Gök gürültüsü dünyayı kapladı. Ağaçlar kökünden sökülüp toprağa uzandı. O gün, sürgün sırasında tıkış tıkış gemilere bindirilmiş kadın-çocuk-yaşlı on binlerce insan canının balıklara yem olduğu gün. Tıpkı o yıllara ağlar gibi Karadeniz. Kucağında ağlamadan uyuyormuş gibi ninniler söylediği yavrusunun kokmuş cesedini kucaklayan dul annenin sessiz çığlığını duyurdu hırçın dalgalar gökyüzüne ve sustu. Kucağından zorla alınıp kararmış denizin karanlık sularına fırlatılan küçük yavrunun ardından yavrusunu…

Devamını Oku
TOPLUM 

‘İMAR PLANLARINIZIN ALTINDAKİ İMZAMI SİLEBİLİRSİNİZ’

Cumhuriyetin kuruluşunu takip eden zamanlarda yabancı bilim insanları davetli olarak ülkemize gelmişler ve önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. 1933 yılında Alman Bilim Adamları Yardımlaşma Derneği Başkanı Prof. Philip Schwartz davetli geldiği ülkemizde yabancı profesörlerin Türkiye’de çalışma koşullarını belirleyen genel bir anlaşma imzaladı. Yüksek ücretler ödenmesine karşın genç Türkiye Cumhuriyeti’nin bilimsel uyanışına katkı yapma beklentisi ile hareket ediliyordu. 1924’te, Columbia Üniversitesi’nden eğitimci ve ünlü felsefeci Profesör John Dewey, 1925’te Alman Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Eğitim Danışmanı Profesör Alfred Kühne, 1927’de Belçika’dan ünlü eğitimci Omar Buyse, İsviçreli Profesör Albert Malche alanlarında hizmetler ürettiler. 1933…

Devamını Oku
TOPLUM 

“BAY ALKOLÜ TAKDİMİMDİR…”

“Kendi içmez, içeni kınamaya bayılır/ yüzünden aldatmayla sahtekârlık yayılır/ şarap içmiyor diye kasılıp gezer ama/ yedikleri yanında şarap meze sayılır.” – Ömer Hayyam Çin’in Jiahu neolitik kentinde testiler üzerinde yapılan kimyasal analizlerde alkol tortularına rastlandı. Bu tortular M.Ö. 7000-6650 yıllarına dayanıyordu ve fermente edilmiş üzüm, alıç, bal ve pirinçle yapılan içkilerin varlığına işaret ediyordu. Alkolün (maya meselesi temel alınırsa) ekmekten önce bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Yarı evcilleştirilmiş mayayla yapıldığı bilinen “ilk mayalı ekmek”, Mısır’a ve M.Ö. 1000 yılına dayanır. Aslında içine maya katmazsanız 8000 yıl öncesine kadar gidebilirsiniz. Alkolün köklü…

Devamını Oku
TOPLUM 

ÇATIŞIMLAR

Dünyayı anlamlandırmak için, aklımızın ve gücümüzün yetmediği mevzuları salt kendimiz için açıklamak niyetiyle yalanlar üretiriz. Bu konuda her şeyi bir yalan ile başlattık demek de yanlış olmayacaktır. Kendimize söylediğimiz yalanların çeşidi matematiksel sınırlarla eşdeğer dahi olabilir. Fakat bunların bir tanesi vardır ki belki ilk yalan ve hâlâ süren yalan özelliğini devam ettirmektedir. Her insan, belki bir sayfa kitaba dahi elleri değmemiş biri bile, biz neyiz, neden varız, nasıl varız, bu dünya nedir sorularını sormuştur. İşte, henüz ilkel olduğumuz dönemde (hâlâ öyleyiz de diyenler olabilir) bu soruları açıklayacak deneyimlere ve bilgiye…

Devamını Oku
TOPLUM 

ÇOCUKLARA HÜRRİYET!

–Aylardır evde kalan bir çocuğun büyük baylara mektubudur– Bahar da geldi geçiyor, bayım. Yaza ne kaldı şunun şurasında. Biz hâlâ evdeyiz! Salgın hastalığa karşı tedbirler almanız ne güzel. Kapanma filan… “Evde kal!” sloganları… Fakat herkes dışarda, bayım. Fark ettiniz mi? Anneler babalar, abiler ablalar, halalar teyzeler, dayılar amcalar… İktisadi dille söylersek, “aktif nüfus”… Yani işçiler… Memurların büyük kısmı… Çiftçiler… Esnafın bir kısmı… Bürokratik dille söylersek, “çalışma muafiyet belgesi olan” herkes dışarda. Arabalar vızır vızır… Yayalar gürül gürül… Zaten “çalışma muafiyet belgesine” de gerek yok, mahallerimizde herkes dışarda, bayım. Sokaklar, caddeler,…

Devamını Oku
TOPLUM 

BABASININ ŞIMARIK OĞLU

Güher, çocuğu Aslan ile parkta yürüyorlardı. Çocuk şımarıkça, babasını çekiştiriyor, ne görse almak istiyor, babası da onu hiç kırmıyordu. “Ben biricik oğlumu üzer miyim hiç? Hiçbir şey oğlumdan daha değerli değil! Canım oğlum benim, aslan oğlum benim!” diyordu. Ekonomik olarak zorlansa da Güher, oğlunu üzmemek için her istediğini yapıyor, her istediğini alıyordu. Bazen itiraz edecek olsa çocuk, hemen üzülmüş tavrı takınarak babasını istismar ediyordu. Çocuğun bu davranışı her gün günde en az beş kez tekrarlanıyordu. Adam her seferinde “Canım feda olsun oğulcuğuma” deyip oğlunun isteklerini yerine getiriyordu. Bunu bilen çocuğun…

Devamını Oku
TOPLUM 

FAİZE HÜCUM!

Genco Erkal’ın başrolünde harikalar yarattığı, ‘Faize Hücum’ filminden bir sahne var aklımda. “Yüksek faiz”, “Oturduğun yerde bir memur maaşı” vaatleriyle paralarını bankere yatıranlar, bankerin kaçtığını öğrenince bir haber almak umuduyla ofise gidip gelmeye başlar. Banker ortalıkta yoktur ama ofistekiler durmadan mağdurları oyalar. Bir gün, iki gün, üç gün derken… Birden mağdurlar ofiste ne var ne yok yağma etmeye başlar. Eşya kapanın elinde kalır. Genco Erkal, o karmaşayı izler biraz. Kapacak bir şey kalmamıştır ona. O da kapıyı söker, sırtlar, getirip evinin salonuna koyar. * * * Zeki Ökten’in filmine yansıyan…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

TARİHSEL GERÇEKLERİN IŞIĞINDA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Ülkemiz 21’inci yüzyılın başında akıl almaz bir şekilde, 16’ncı yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu şartlarına dönmeyi hayal etmektedir, bir yandan da ülkeyi yasadışı olarak bu düzeni yaşar hale getirilmiştir. Kadını eve kapatma, erkek ve kız çocuklarına tecavüz ve küçük yaşta evlilikler, Osmanlı Dönemi’nde kölelik düzeninin yaşandığı yıllardaki acı verici yaşam istismarlarına çok benzemektedir. Bu tür durumlar, özellikle son yıllarda gittikçe artan bir sıklıkla karşılaşılır hale gelmektedir. Okullarda yıllardır okutulan Anadolu Selçuklu İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili tarih sadece savaşlardan ibaretti. Sadece kağanların, hakanların ve beyliklerin savaş hikâyeleri anlatılıyor; Osmanlı’da ise koca…

Devamını Oku
TOPLUM 

EMPERYALİZM VE GERİCİLİĞİN İÇ YÜZÜ

Dünyada toplumsal eylemlilik ve gençlik hareketlerinin ivme kazandığı yıllardı 1960’lar. O dönemin tam da ortasında uzunca bir şiir yazmıştı Ataol Behramoğlu, 1965 yılında ve ‘Bir Gün Mutlaka’ adında: “Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!/ Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!/ Sevgilim on sekizinde bir kız, yürüyoruz bulvarda, sandviç yiyoruz, dünyadan konuşuyoruz.” Herkesin dünyadan ve güzel şeylerden konuştuğu, bireyciliğin bir kâbus gibi toplumumuza henüz çökmediği yıllardı o yıllar. Komşumuzun bahçesindeki erik ağacı hepimizin idi. Çoğumuzun…

Devamını Oku
TOPLUM 

HES KODUNDA SAHTEKÂRLIK, KORONADA AŞI TURİZMİ, MASKEDE İNOVATİF GİRİŞİMLER…

COVID-19 GÜNLERİ (16)… Koronavirüs günlerine ilişkin biriktirdiğimiz haberleri paylaşmaya devam… Türkiye’den iki haberle başlayalım: “Koronavirüs vakası sayılarının 50 bini geçtiği Türkiye’de HES kodu sahtekârlığı! Uzmanlara göre, özellikle AVM ve restoranlarda görevlilerin HES kodlarını dikkatsizce kontrol etmesi bu sahtekârlığın artışına neden oluyor. Sahtekârlık şöyle gerçekleşiyor: Covid-19 testi pozitif çıkan ve karantinada olması gereken kişiler, bu kodları ya negatif bir tanıdıklarından ya da sosyal medyada HES kodunu paylaşan birilerinden ekran görüntüsü alıyor. Edindikleri bu ekran görüntüsü ile bu kişiler ‘pozitif’ olmalarına karşın istedikleri yere rahatça girip çıkabiliyor.” “Türkiye’de bazı turizm acenteleri; Rusya,…

Devamını Oku