POLİTİKA TOPLUM 

ÇOCUĞUN İFŞASI, ÇOCUK İSTİSMARI VE “ELMALI DAVASI” ÜZERİNE

Kendimi bildim bileli çocuk istismarı ile mücadele ederim. Bütün lisans ve lisansüstü tezlerim de çocuk istismarı üzerine. “Yeryüzünde, hiçbir kara parçasında bu kadar delil ile istismarcı salınmaz” demek benim işim değil, benim alanım hukuk değil. Onu hukukçuların ilmi ve vicdanına bırakıyorum.

Ama ben, “Çocukların beyanları, resimleri ve adli tıp raporları yeterlidir ve bilimseldir” diyorum. Başka söze gerek yoktur ve zaten yıpranmış olan çocuk adli süreçte daha fazla yıpratılmamalıdır.

Bilmeyenlerimiz için şöyle açıklayayım: Çocuklarla çalışırken devletin profesyonellere verdiği yetki ile ‘Goodenough Harris İnsan Çiz Testi’ gibi pek çok yöntem uygulanır. Çocuk konuşamadıklarını, duygularını ve başına gelenleri bu yolla bize anlatır. Biz ise anlamakla, analiz etmekle, o resimleri okumakla yükümlüyüz! Devletin izni ile açılan okul ve kurumlarda bunun için yetiştirildik.

Bazı resimler vardır ki zaten analiz etmeniz bile gerekmez, ayan beyan resim konuşur. Bakın, size bilim ile açıklamaya çalışıyorum. Çocuk resimleri delildir. Delil saymıyorsanız başta psikoloji ve iletişim olmak üzere sosyal bilimler fakültelerini kaldırın. Bununla beraber psikiyatriyi ve doğal olarak tıp fakültelerinin ilgili alanlarını da kapatın. Eğer biz aldığımız eğitimlerle yetkin sayılamıyorsak ve “Çocuk istismara uğramıştır” raporlarımız hiçe sayılıyorsa, biz mesleklerimizi bırakalım, kapatalım bu kurumları.

Ucim.org.tr (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği) için çocuğu ifşa ediyorsunuz denmiş. Öncelikle bunun ifşa olmadığını bilin. Yüz yıl öncesinin beyaz adamlarının söylemlerinde yaşadığı koşul ve hukuk sistemleri ile kullandıkları ifadeleri günümüze Allah’ın kelamı gibi aktaramayız. Bu kadar delile rağmen istismarcılar çocuklar için tehdit oluşturmaya devam ediyor ve buna izin veriliyorsa toplum vicdanına, sığınılır orada farkındalık oluşturulur ve yardım çağrısı yapılır.

Şimdi çuvaldızı kendimize batıralım, ihtiyaç sahibi çocuklara giysi ve kırtasiye desteği almaya çalışırken bile çocuğu gördüğünüzde desteğiniz artıyor ve yaşamını çocuklara adamış kurum ve kişiler o an şöyle düşünüyor: “Yetişemiyoruz. Bu desteği almak için paylaşım mı yapmak, yoksa çocuğun açlıktan ve soğuktan hastalanması, ölmesi ya da eğitimsiz kalması, okula gitmemesi mi daha çok zarar verir?

Tüm bu ikna sürecine ihtiyaç duymadan sonuna kadar destek veren kişi ve kurumları bu cümlelerin dışında tutuyorum elbette. Ancak bazılarımız hazır doğmuşlarına kucak açabilmek, o doğmuşlara maddi manevi tüm desteğini verebilmek için biyolojik anne-baba olmuyor.

Çocuklar için varını yokunu ortaya koyup var gücüyle çalışan kurum ve kişiler hedef alınırken istismarcıların güçlenmesine çanak tutulduğunu bilin. Yüz yıl öncesinden kalma kitaplardan okunan üç-beş cümle ile ahkâm kesmeyin de işimizi yapalım, çocuklarımıza sahip çıkalım.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar