TOPLUM YAŞAM 

“ABİME CENNETTEN BİR-İKİ PARSEL!..”

“Satranç oynayacak zekâya sahip olanlara, cennetten arsa satamazsınız.” – Ernesto Che Guevara Sabah atölyemde gazetemi okuyordum. İçeriye bolca bir pantolon giymiş, başında yeşil takke, elindeki tespihi sallayarak sakallı biri girdi. Onunla birlikte ağır bir hacıyağı esansı kokusu da girdi. “Selamünaleyküm” dedi sündürerek. “Günaydın” diye mırıldandım. Yüzü ekşiyiverdi. Belli ki günün aydınlığı pek hoşuna gitmemişti. Ayağa kalktım, “Buyurun” dedim. Tam karşımda durmuş, dudakları kıpır kıpır bir şeyler mırıldanıyordu. Dua mı ediyordu, yoksa bana küfür mü ediyordu, anlayamadım. Mırıldanması bitince başını önce sağa, sonra sola çevirdi, avuçlarını yüzüne sürdü. “Hayırlı işler, hacıağa!”…

Devamını Oku
EDEBİYAT TOPLUM 

ÇOCUKLUĞUMUN ORMANLARINDA

“Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk/ hiçbir yere gitmiyor.” – Edip CANSEVER Toplum olarak “Vurdumduymaz, bencil ve ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’cıyız” demeyiz de “Unutkan bir milletiz” deriz. Belki de bütün bunların dışında hakikaten unutabiliyoruz da. Her şeyi unutabiliyoruz ama çocukluğumuz dünden daha kuvvetli ve yoğun bir biçimde yer ediyor hafızamızda. Bu çocukluğun hatıraları her zaman çiçekli bahçelerle bezeli de olmuyor ne yazık ki. Acaba bundan mı bu kadar hastayız, bundan dolayı mı böyleyiz, yoksa hepimiz mutsuz çocukluğumuzun tedavisine geç kalınmış hastaları mıyız? Çocukluğum; böğürtlen, keçiboynuzu, limon, portakal ve kızılçam…

Devamını Oku
TOPLUM 

GÜL ENDAMI İLE GÜLEN AZRA ARTIK YOK!

Gül gibi nazik, güzel gülüşlü Gülendam… İsminin anlamının hakkını ana haber bültenlerinde yayınlanan fotoğrafın ile taşıdığını gördük 83 milyon olarak… Bir eksildik, Gülendam… Binlerce kadın gibi senin de gidişin hepimizin kalbinden kan akıttı. Azra Gülendam Haytaoğlu… Gazetecilik bölümü okuyup katledilen kadınların sesi olacaktı her bir cümlesi ile. Yaşasaydı gülüşüyle insanların kalbine bir deklanşör basacaktı… Eminim ki sen de defalarca kadın cinayetleri haberlerini okudun, inceledin. Bölümünü okuduğun için o tarz haberleri yaparken ailelerin minimum şekilde üzülmesi için nasıl bir yazı taktiği kullanman gerektiğini öğreniyordun. Ailene kim öğretecek peki şimdi sensizliği? Taktik,…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

YAĞMA

“Bunlar sıradan orman yangınları değil” diyorlar. Doğru. Sıradan bir yangın değil. Bu toprakların gördüğü en büyük yağma hareketinin yarattığı yangındır bu. * Sabotaj mı? Yüzde yüz sabotaj. Ama bildiğimiz sabotajlardan değil bu. Aynı anda yüzlerce yeri birden yakabilen sabotajcı bunlar. “Ormanlar nereden, nasıl daha iyi, daha hızlı yanar?” bilen sabotajcılar. Sıradan bir sabotaj değil bu. Bu toprakların gördüğü en büyük sabotaj. * Kibriti, çakmağı çakarken bir el görünür belki ama… Kökü derinlerde o elin. Her yerde o el. En güzel, en şatafatlı otellerinde ülkenin. Köşklerde, saraylarda, belediyelerde, meclislerde, bürokrasi koridorlarında.…

Devamını Oku
TOPLUM 

BEYNİNİZDE YAKIN IRKÇILIK HASTALIĞINIZI

“İşte bundan dolayı İsrailoğullarına şöyle yazmıştık: ‘Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur. Şüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler. Ama bundan sonra da onların çoğu yeryüzünde taşkınlık göstermektedirler.’” diye buyruluyor Mâide Suresi 32. Ayet’te… Allah, insanı yaratırken ırk ayırmamış, “Senin ırkın şu ırktan daha üstün” dememişken yarattığı kullar günümüzde katliamlara imza atıyor. Sana soruyorum, sevgili okur: Senin ırkının mezhebinin ne gibi bir üstünlüğü var? Gösterdiğin insanlık ve…

Devamını Oku
TOPLUM 

KÂBUS

“Ormanlar niye yanar, dede?” diye sormaz masallarda çocuklar. Masallarda ormanlar yanmaz çünkü. Ormanlar kâbuslarda yanar. Bizim yaşadığımız masal değil işte, kâbus. Ormanların yanması bundan. Onun için bizim çağda çocuklar dedelerine sorar: “Ormanlar niye yanar, dede?” Dedeler, bu soruya yanıt vermeden önce anneannelere, büyükannelere bakar. Gerçeği söylemeli mi çocuklara? “Sen bir masalda değil, bir kâbusta yaşıyorsun” demeli mi? “Ormanlar üç sebepten yanar, yavrum” dedikten sonra… “Birincisi açgözlülük… Bu açgözlülük bir zamanlar tarla açmak için yakardı ormanları, şimdilerde otel yapmak için yakıyor. İkincisi ihmalkârlık, tembellik… Kimi sigara ateşini, piknik ateşini, anız ateşini…

Devamını Oku
TOPLUM 

GÜVENİLMEK VE GÜVEN DUYMAK

Başka insanlar ne ölçüde önemser, bilmiyorum. Benim için güvenilmek ve güven duymak hayati bir konudur. Çünkü güven duymak ve güvenilmek, doğadaki en nitelikli motivasyondur. Güvenilmek değerler hiyerarşimin en başında gelir. Bana duyulan güvende bir erozyon meydana gelmişse eğer; bu, kendimi çok kötü hissetmeme neden olur. Her zaman güvenilmeye layık olmaya özen gösteren bir insan olarak güvenilmediğimi hissettiğim kişiyle olan ilişkimi sorgularım. Bu erozyona yol açan sebepleri irdeler, benden kaynaklanan durum var ise gidermeye çalışırım, olmadığını düşünüyorsam bu kişi ile arama bilinçli olmayan derin bir psikolojik soğukluk girer ve karşımdaki kişinin…

Devamını Oku
TOPLUM 

EŞ ZAMANLI YANGINLAR ASLA TESADÜF DEĞİLDİR!

Bu yangınları hangi cümle söndürebilir? Kül olan, konuşamayan binlerce canlının hesabını kimden soracağız? Hangi bilinçsizi tespit edip hangisini cezalandıracağız? Alev alev yanıyor oksijenimiz, benliğimiz, yaşamımız. Hâlbuki ilkokulda öğrendiğimiz ilk bilgilerden biri ağaçlarımızın da birer canlı olduğu ve onu sürekli yok eden insan evladının yaşamda kalabilmesi için oksijeni onların ürettiği! Öğrenmediniz mi? Öğrendiniz de, birkaç yıl sonra oksijensiz kalacağınızı da bizler hatırlatalım size! Her hafta binlerce hektar alan ormanımız küle dönüyor. Geride ise yaşam savaşı veren masum hayvanlar ve artık belki hiç çiçek açmayacak ağaçların bükük dalları kalıyor… 83 milyon nüfusunu…

Devamını Oku
TOPLUM 

ÇOCUK, İSTİSMAR NEDİR BİLMEZ!

Sanki matem havası mahkemede… Sessiz haykırışlarını duyurmak isteyen kardeşler, aldılar ellerine kâğıdı kalemi, boyadılar kendilerine yapılan tacizi! Bu ülkede çocuklar mutlu resimler yapmak yerine, çizgileri ile anlattılar kendilerine yapılanları. Geçmişte istismara maruz kalanlar bugün enkazlar ile büyüdü… İstismara, tecavüze dayanamayan minik bedenler… Onların ahı bir ömür katillerinin yakasında! Yazması, konuşması ne kadar zorsa yapılanlara milyonlar ile şahit olmak daha da zor. Bizim izlemeye bile zorlandığımız olaylar, nice çocukların yaşanmış ve yaşanan kâbusları ne yazık ki… “Elmalı” davasında yaşananlar malumunuz. İki kardeşin tebessümlerinin altında yatan istismar, resim kâğıdına yaptıkları korkunç manzara…

Devamını Oku
TEKNOLOJİ TOPLUM 

DİPSİZ BİR MECRA

Çöplük haline gelmiş bir mecra, kötü örnekler gırla! Ne midir? Sosyal medya! Anneler ufacık çocukları sussun diye tutuşturuyorlar ellerine telefonu; çocuk ne izlemiş, neyi gizlemiş; çoğunun ruhu duymuyor, birbirimizi kandırmayalım. Sosyal medyayı kötülediğim yok, yanlış anlaşılmasın! Sitemim bu platformun yanlış, zaman zaman düzeysiz kullanılmasına. Yoksa bilinçlenip, bazı gerçekleri duyurup, görülebilmesi için kullanılması muazzam. “Sosyal medya” evlilikleri, reklamları, ekonomisi, dolandırıcılığı, birliği… Dünyanın dönebilmesi adına iyi ya da kötü her şey artık burada. Önemli olan, nasıl kullanılıyor? Bağımlı mıyız, yoksa saygılı mı? Bağımlısı olduktan sonra insanın insana saygısı yavaş yavaş yitiyor. Sofralarda…

Devamını Oku