EDEBİYAT 

‘ÂŞIKLAR BAYRAMI’NA DAİR

Geçen ay, ‘Karşılaşmalar’ temasıyla ilki gerçekleştirilen Mersin Edebiyat Festivali kapsamındaki bir çalıştayda katılımcı olarak yer aldım. Çağ Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi ve Mersin Üniversitesi yüksek lisans öğrencileri olarak ‘Edebi Yapıtlarda Okur Nelerle Karşılaşır?’ meselesini Şebnem İşigüzel’in ‘Venüs’ romanı ile Kemal Varol’un ‘Âşıklar Bayramı’ üzerinden değerlendirdiğimiz ve keyif aldığım bir etkinlikti. Bu yazımın içeriği, söz konusu çalıştay için hazırlamış olduğum metnin giriş kısmını ve ‘Âşıklar Bayramı’na dair değerlendirmelerimi içermektedir. * * * Kurmaca metinlerin temel unsurları olan olay, kişi, yer ve zaman, kurgunun temel hatlarını oluşturmadaki işlevi nedeniyle önemlidir. Aktarılan olayın mekân…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

EKOKURGUNUN VE EKOFEMİNİZMİN YAŞAR KEMAL YAZININDAKİ YANSIMALARI

YAŞAR KEMAL VE DOĞA YAZINI… Yaşar Kemal, Çukurova’nın en güçlü kalemi. Dünyadaki sesi Türkiye’nin, kuşkusuz. Yaşar Kemal Vakfı, Altın Koza ve Adana Büyükşehir Belediyesi, 2022’de ‘Yaşar Kemal ile Çukurova’da Dünden Yarına’ başlığında onu hem insan hem de edebiyatçı yönüyle genç kuşaklara tanıtmak amaçlı bir dizi etkinlik düzenlemeye başladı. Yaşar Kemal’in edebiyatını değerlendiren bütün yazılarda, bu tarz toplantılarda yakın zamana kadar onun büyük bir destancı, ozan, modernist güçlü bir romancı olduğu üzerinde duruluyor; pek çok eserinde doğanın en ince ayrıntılara kadar anlatıldığı belirtiliyordu. Bu elbette şaşırtıcı olmamalı. Doğa, Yaşar Kemal’in romanlarında…

Devamını Oku
EDEBİYAT HABER KÜLTÜR-SANAT 

‘OTOBÜSÜN PENCERESİNDEN’ TÜRKİYE’NİN YOL HİKÂYELERİ

Türkiye’nin toplumsal kalkınmasına öncülük etmeyi en büyük sorumluluklarından biri olarak gören Temsa, çok anlamlı bir edebiyat projesini hayata geçirdi. Çağdaş Türk edebiyatının usta isimleri Ahmet Ümit, Aslı Perker, Ayşe Sarısayın, Başar Başarır, Bedia Ceylan Güzelce, Defne Suman, Doğu Yücel, Haydar Ergülen, İsmail Güzelsoy, Mahir Ünsal Eriş, Mario Levi, Murat Yalçın, Pelin Buzluk, Sibel Oral, Şebnem İşigüzel, Şermin Yaşar ve Yekta Kopan’ın otobüs yolculuğu öykü ve anılarından oluşan ‘Otobüsün Penceresinden’ isimli kitap, geçtiğimiz haftalarda Doğan Kitap etiketiyle satışa sunuldu. Temsa tarafından, Sibel Oral’ın editörlüğünde hazırlanan kitap, farklı mekân ve zamanlarda geçen…

Devamını Oku
EDEBİYAT HABER KÜLTÜR-SANAT 

HÜZNÜN ŞAİRİNE KENT EDEBİYATI ÖDÜLÜ

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından Türkiye ve Mersin’de edebiyat ilgisini geliştirmek ve ulusal ölçekte bir verime dönüştürüp edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli örneklere çekmek üzere 15’incisi düzenlenen ‘Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün sahibi, çağdaş Türk edebiyatının önemli isimlerinden hüznün şairi Hilmi Yavuz oldu. “Hüzün ki en çok yakışandır bize/ belki de en çok anladığımız” dizeleriyle birçok okurda derin izler bırakan şaire ödülünü MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan takdim etti. ‘İLK ŞİİRİMİ 1952’DE YAZDIM…’ Hilmi Yavuz, yaptığı konuşmada, ödülden dolayı çok duygulandığını belirterek, “Bu ödül töreninin düzenlenmesine öncülük eden MTSO’ya ve yönetimine…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

AİAİE’NİN İYİ YÜREKLİ CADISI / ‘BEN, KİRKE’

Adından da anlaşılacağı gibi roman, Yunan mitolojisinde cadılık faaliyetleri ve yaptığı büyülerle bilinen Kirke’yi odağına alıyor. Kirke, bir Titan olan ve güneşle özdeşleştirilen Helios ile su perilerinden Perseis’in kızı. Babasının kudretinden pek pay alamadığı ve kardeşleri gibi “parıldayamadığı” için, ailede pek sevilmeyen bir çocuk. Babasının salonlarında hapsolan, hayatı ve ölümlüleri ölesiye merak eden Kirke; bir gün sevdiği –ölümlü– adam için bir büyü yapar. Bunun üzerine Aiaie adında kuş uçmaz kervan geçmez bir adaya sürülür. Sonsuz ömrünün geri kalanını artık bu adada geçirecektir. Binyıllar içinde Hermes, Athena, Odysseus, Iason, Medeia, Daidalos…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

ŞİİR; İLLA DA ŞİİR!

“Kolayca okunabilen bir şiirin/ kolayca yazıldığını mı sanıyorsunuz?” [1] Johann Wolfgang von Goethe’nin “Gökyüzüne çizilmiş resimdir”; Friedrich Hegel’in “güzel sanatların en üstünü ve en zor olanı” diye tanımladıkları şiir –eskilerin deyimiyle– “insani bir mefkure”dir; Ahmet Hamdi Tanpınar’a göre, “saf bir lisan”dır. “Şiirin sabit bir tanımı yoktur” denir; “şiir gökyüzünün sonsuzluğu, denizin engin derinliğidir, ateştir, itirazdır, ütopyadır” benim için… Evet, ütopyanın sesi, soluğudur o: “Şiir tanımları değişiyor” denilse de değişende değişmeyendir… Devrimci şiirimizin, Nâzım Hikmet’in “paltosundan” çıktığı kanısı yersiz değildir. (Tevfik Fikret’e haksızlık etmiyoruz sanırım!) ‘Garip’ ve ‘İkinci Yeni’ dalgalarının müdahaleleri…

Devamını Oku
EDEBİYAT TOPLUM 

BELKİ YARIN

Nâzım Hikmet, Kuvva-i Milliye Destanı’nda, Nurettin Eşfak’a şunları söyletir: “Akif inanmış adam/ büyük şair…” İroni mi yapar? “Gelecektir sana vaat ettiği günler Hakk’ın” diyen Akif’in, inanmışlığını mı sorgular ironi yaparken, büyük şairliğini mi sorgular? Bunu edebiyat tarihçileri düşünsün… Fakat Nâzım da en az Akif kadar inanmış bir dava adamı değil midir? Mesela ne der bir şiirinde: “Güzel günler göreceğiz çocuklar/ Motorları maviliklere süreceğiz/ Çocuklar inanın, inanın çocuklar/ Güzel günler göreceğiz, güneşli günler/ Motorları maviliklere süreceğiz…” * * * Biz Nâzım’a inandık, yıllar geçti, güzel günler gelmedi… Her gelen gün, bir öncekinden…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

SÖZÜN GİZİL ANLAMI ÜZERİNE

Ses ve söz; insanın, toplumların varlığını semantik açıdan ortaya koymaya yarayan kelimelerden güç alır. Peki, kelimeler bazı anlamlara gelir mi? ‘Tehlikeli Oyunlar’da Hikmet’in de üstüne düşündüğü bu mesele felsefi ve edebi boyutlarıyla üstünde konuşulmakla bitirilemeyen meselelerdendir. Sema Kaygusuz’un ‘Barbarın Kahkahası’nda kelimeler bağlamında çocukların toplumsallaşmasına dair yazdıkları düşündürücüdür: “Onun âleminde kelimeler henüz birer isim değil, kâinatın betimidir. Aradığı şeyleri bulamayınca şeylere isim verir. (…) Gelgelelim biz yetişkinler o evlat tanrıyı alır, evvela beslemeye dönüştürür, müteakiben tenezzülü öğretiriz. Lisanın titreşimlerini, harflerin ritmini tekrarlaya tekrarlaya bir ruh lügatini yeni bir ruha zerk ederiz.…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

ESTETİK BİR POLİTİK İTİRAZ / ŞİİR

“Bilim aklın şiiridir, şiir de yüreğin bilimidir.” [1] Andrey Tarkovski’nin ifadesiyle, “şiir benim açımdan bir dünya görüşü, gerçekle olan ilişkimin özel bir biçimidir; bu açıdan bakıldığında, şiir, insanlara hayatı boyunca eşlik eden bir felsefedir”. Yaşamı savunmak; insan olmak (ve sonuna dek de İNSAN kalmak) halidir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın… Çünkü “Hakikate ulaşmanın yolları şunlardır: Felsefe, sanat, siyaset ve aşk” diye uyarır Alain Badiou! Gerçekten de “Paramparça edilmemiş, fırtınalara göğüs germemiş, tel tel dağılmamış, büyük dikişler ve çirkin yara izleriyle, pek nahoş bir halde kendini tekrar bir araya getirmemiş insanlara tahammülüm…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

ŞİİRLERİYLE ŞAİRLER

“Şiir, ölüm ve yaşam dolayısıyla şimdi ve daima açıktır.” [1] Edward Morgan Forster, “Bize kendimizi doğru biçimde küçük hissettirebilmek yalnızca sanatın işlevidir” derken; altını ısrarla çizerek ekler Simone de Beauvoir: “Sanatçının ifade edeceği bir dünya olması için, o, öncelikle bu dünyada yer almalıdır; baskıcı ya da baskı altında, yılgın ya da isyankâr, insanlar arasında bir insan.” O insanlar arasında insanlardan birisi de şair(ler)ken; şiirlerine dair ‘Karagün Dostu’nda şöyle der Hasan Hüseyin Korkmazgil: “Biliyorum/ matarada su/ torbada ekmek/ ve kemerde kurşun değil şiir/ ama yine de/ matarasında suyu/ torbasında ekmeği/ ve…

Devamını Oku