EDEBİYAT YAŞAM 

‘BURALARDAN ÖYLE CEKETSİZ KAÇMAK GELİYOR…’

Gemi denildiğinde benim aklıma yolculuk gelir; yolculuk denildiğinde şairler gelir aklıma. Gizli bir aşk vardır sanki şairlerle gemiler arasında. O aşkı Orhan Veli ne de güzel anlatır. Aşkının ismini söylemez ama biz anlarız; Orhan Veli gemilere vurgundur: “Gün olur, alır başımı giderim,/ denizden yeni çıkmış ağların kokusunda./ Şu ada senin, bu ada benim,/ yelkovan kuşlarının peşi sıra.” Şiirin asi çocuğu Attila İlhan da gemilere vurgundur. Daha derin bir aşk yaşar Attila İlhan. Bir kaptan gibi sever gemileri. Gemilerin içindedir ama gemilerin dışındadır. Bir kaptan gibi. “…bu geminin yelkenlerine herifin biri…

Devamını Oku
EDEBİYAT KÜLTÜR-SANAT 

EROTİK KURGU / ZEVK Mİ, YOKSA SADİSTLİK Mİ?

“Yani esas soru şu: Neden bu kitap ve benzerleri şimdi ilgimizi çekmeye başladı?” – Lori Perkins, ‘Elli Yazardan Grinin Elli Tonu’ Hayatın içinde keşfedilmeyi bekleyen birçok duygu, birçok da farklı yol var; ama bu keşif serüveninin ilk durağı kesinlikle bir insanın kendi ruhu ve kendi dünyası. Farklı renklere ve oluşumlara yönümü çevirdiğim şu günlerde; çevremdeki herkes, özellikle de kendi hemcinslerim bana hep şu soruyu soruyor: “İpek, ‘Grinin Elli Tonu’ gibi bir kitap okumak ve bir film izlemek istiyorum, lütfen bana yardımcı ol!” Bu ilgi ve merak beni mutlu etse de…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

‘ÜLKER ABLA’YI BARINMA HAKKI BAĞLAMINDA OKUMAK

“Çevrene iyi bak, söylense inanmayacağın şeyler göreceksin.” – Dante “En çok gülerken üzülüyorum. Burayı, Cennet ve Cehennem’den bir önceki durak gibi düşünün. Sırat Köprüsü’nden de önce. Genelde, ölümden de önce. Hayat değil. O kadar da mübalağalı düşünmeyin, canım, siz de… Hayattan yalnızca bir şekilde çıkılıyor, malumunuz: Ölü. Buradan iki şekilde çıkılır: Ölü ya da diri. Burası: Hastane Ben: Ülker. Diriyim. Şimdilik. Şimdi, en büyük ıstıraptır. Şimdinin arka kapısı yok mu?” (s.9) Seray Şahiner’in ‘Ülker Abla’sı yukarıda alıntıladığım ilginç ve bir o kadar da ironiyi çağrıştıran cümlelerle başlıyor. Bazen kitap veya…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

FÜRUĞ ŞİİRİYLE KENDİ SOĞUK ZAMANIMIN AKIŞINDA…

“Niçin durayım?/ Dört elemente itaat ediyorum/ ve kalbimin yasalarını düzenlemek/ körlerin yerel yönetimlerinin işi değil.” – Füruğ Ferruhzad Yağmur yağıyor… Geceden beri… Beklediğimiz, özlediğimiz yağmur… Adana’da, soğuk mevsimdeyiz. Soğuk ve nemli… Ve sisli ve karanlık mevsimde… Ben şiir okuyorum. Füruğ’un şiirlerini. Füruğ’la baş başayım. Bir “eski” yılın bitmek üzere olduğu günde doğmuş o da. 29 Aralık’ta, benim gibi. “Soğuk mevsimin başlangıcında”… Doğaya, doğanın kendi döngüsüne inananların takvimine göre bir başlangıçta… “Zaman geçti ve saat dört kez vurdu/ dört kez/ bugün aralığın yirmi biri” diyor ya… En uzun gece… Şeb-i yeldâ.…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

BİREY-TOPLUM-BELLEK BAĞLAMINDA KURMACA METİNLER

Bellek, kişisel tarihimizi saklı tuttuğumuz bir kutu adeta. Bir sayaç. Bir noktada işlemeye başlıyor ve ölüm dediğimiz biyolojik tükenişle birlikte son buluyor. Tabii, ölümün bir tükeniş mi, evrene başka bir biçimde dönüş mü olduğu tartışılır. Belleğin insanın boşluktaki başlangıcını anlamlı bir hale getirdiğini, hayatına yön vermesini kolaylaştırdığını söylemek mümkün. Belleğimizde yer eden her bilginin tecrübeler üzerine kurulu olması ise belleğin yaşanmışlıkların kodlandığı bir derinlik olduğunu gösterir. İlkel bir öğrenme yöntemi olan koşullanma yoluyla öğrenmeler bu sürece dâhil edilebildiğinden hayvanlarla farklılığımızın bu noktada söz konusu olmadığı ortada. Farklılaşma bu tecrübeler üstüne…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

MAGDA SZABO’DAN ‘IZA’NIN ŞARKISI’

“- 1’den 10’a kadar bir sayı söyle! – 4 – Kazandım mı? – Hayır, ben kazandım. – 10 tane kitap var elimde, okunmamış 10 kitap. Bir türlü seçemedim hangisini okuyacağımı. Üst üste koyup sana sordum. – 4’üncü kitap hangisi, peki? – ‘Iza’nın Şarkısı’, Magda Szabo.” ‘Iza’nın Şarkısı’ ile tanışmam bu diyalogla başladı. Kitabı okuduktan sonra kazananın ben olduğumu kesinlikle biliyorum. Bu kitapla beni tanıştıran arkadaşıma çok teşekkür ediyorum. ‘Iza’nın Şarkısı’, Macar yazar Magda Szabo’ya ait. Hermann Hesse, Szabo için şunları söylemiş: “Magda Szabo’yu keşfettiyseniz, altın bir balık yakaladınız demektir. Yazmakta…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

FÜRUĞ’LA SOĞUK MEVSİMİN BAŞLANGICINDA…

“Ve bu, benim/ yalnız bir kadın/ soğuk bir mevsimin başlangıcında/ yeryüzünün kirlenmişliğini/ ve gökyüzünün yalın, kederli umutsuzluğunu/ ve bu beton ellerin güçsüzlüğünü/ anlamanın eşiğinde…” “Zaman geçti ve saat dört kez vurdu/ dört kez/ bugün aralığın yirmi biri/ mevsimlerin sırrını biliyorum ben/ ve anlıyorum anların dilini/ kurtarıcı, uyumaktadır mezarında/ ve toprak, bağrına basan toprak/ dinginliğe işarettir.” – Füruğ Ferruhzad, ‘İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına’ (Rüzgâr Bizi Götürecek, s.277) Füruğ. İranlı kadın şair. Ölümünden sonra yayınlanmış şiir kitabının adı olan… Aynı zamanda kitabın da ilk şiiri bu uzun şiir: ‘İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına’……

Devamını Oku
EDEBİYAT 

ENVER GÖKÇE (3) / ‘BEN ŞAİRİM; HALKLARIN EMRİNDE, SAFINDA’

“Enver Gökçe, çağdaş bir halk ozanıdır; halk şiirinin bir sözcüsü değil, yeni koşullar altında bir sentezcidir.” (Ergün) Katı bir sınıf aydını olma tavrını hep korumuştur Enver Gökçe. Eserlerinde bunun izleri rahatça görülebilir. “Ben sınıf edebiyatı yapıyorum. Türk halkının – hayatın her dönemde aktif olan, güzel olan, büyük olan bu halkın sanatını yapmaya çalışıyorum. Bence sanat her şeyden önce bu sınıfın yaşam kavgasındaki gücünü kudretini ortaya koymasındadır.” Kendini boylu boyunca, bu kavganın içine atmaktan çekinmemiş, kelimenin tam anlamıyla, kendini adamıştır. “1940 yılına gelinen zamanlarda Türkiye’de çeşitli sanat görüşleri var olmuştur. Bilhassa…

Devamını Oku
EDEBİYAT 

ENVER GÖKÇE (2) / ‘BUGÜN GÖRÜŞ GÜNÜMÜZ, DOST KARDEŞ BİR ARADA’

Enver Gökçe’nin şiirinde oluşturduğu bileşim, esasında sadece bir edebi akımla sınırlı olmayan, yaşamın ta içine işleyen, her nüvesine etki etmeye çalışan bir tavırdır. Bunu kişisel bir duruş olmaktan ileri götürüp sosyal bir görev addeder. Kendisi gibi düşünenlerle bir dernek etrafında bir araya gelerek kitle örgütü oluşturma yönünde adımlar bile atar (1948). “Derneğin Ankara Denizciler Caddesi’nde bir ahşap evde merkezi vardı. Faaliyetleri arasında halka her türlü yardım vardı. Örneğin, halkın hasadına bilfiil iştirak etmek, katılmak gibi faaliyetler bunların arasındaydı. Hatırladığıma göre, o zaman dernek, içlerinde ben de olmak üzere, sekiz-on üyesi…

Devamını Oku
EDEBİYAT KÜLTÜR-SANAT 

HARRY POTTER İLE YİRMİ YIL

“‘Seni nasıl hatırlamalarını istiyorsun?’ – Sahip olduğu yetenekle elinden geleni yapan biri olarak…” – Joanne Kathleen Rowling Hepimiz hayatın zorlu yollarında ve koşturmacaları içinde kendimize küçük umutlar küçük mucizeler yaratmaya çalışıyoruz ve bu mucizeler öyle büyüyor ki birçok farklı insana dokunmayı başarıyor. Bazı ressamlar renklerinde umudun sihrini taşırlar, bazı şairler dizelerinde insanın derin acılarına şifa saklarlar, bazı yazarlar da vardır ki sözleriyle tüm dünyada tüm dillerde aynı anda söylenen bir büyü yaratırlar. Fantastik evren yazarları bu büyüyü kendi ruhlarında özenle büyütmeyi her daim başarıyorlar… Fantastik kurgunun kalemi en güçlü kadın…

Devamını Oku