HAYATIN SESSİZLİĞİNDE
Günlerin, haftaların getirdiği yahut götürdüğü şeylerle pek ilgili olmadan, kendi ruh ikliminin özgür doğasıyla hareket etmek, öyle davranmak; yürümek isteniyorsa yürümek, koşmak isteniyorsa koşmak; gülmek isteniyorsa gülmek, ağlamak isteniyorsa ağlamak… En çok da mevsim yağmurları yağarken, elinde şemsiyeyle kentin kalabalık caddelerini kaldırım kaldırım arşınlamak… Evet, işte, ben de aynen böyle yapıyorum. Günün koşuşturmasının ardından bir-iki saat kentin kalabalık caddelerinde yürüyorum. Hele hava da yağmurluysa eğer, daha bir mutluluk duyuyorum bu “sessizlikten”. Pardösüme daha bir gömülüp kentin ışıltılı kaldırımlarında ilerliyorum. Şemsiyeme vuran yağmur damlaları iç “sessizliğimi” daha bir ezgileştiriyor. Kentin dört…
Devamını Oku