POLİTİKA TOPLUM 

ARABESK İŞİ KAHRAMANLIK

“Ülkemiz çok stratejik bir konumda, bu yüzden düşmanlarımızın ülkemizde gözü var.” Bu sözü yıllarca duyduk, hâlâ da duyuyoruz. Medyada, açıkoturumlarda, konferanslarda, siyasilerin toplantılarında duymaktan bıktık. Aynı şeyi İranlılardan da duyunca gülmüştüm. Konuşmanın bütününün verdiği mesaj nedeniyle bunu söyleyiş gerekçeleri oldukça açıktı. Mesaj; “Vatanınıza sahip çıkın” değil, sadece düşmana dikkat çekmekti ve bunun üzerinden mağduriyet propagandası yapmaktan ibaretti. Stratejik olarak ülkemizin önemli olması doğrudur. Oysa ülkemiz için asıl önemli olan, iklim ve doğa koşulları olarak yaşamaya elverişlilik açısından çok değerli olmasıdır. “Stratejik önem” uyarısı vatanseverlik gibi algılansa da sürekli bir düşman…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

İLERİCİ GERİCİLİK – DOĞU

İslamiyet öncesi dönemde göçebe yaşam tarzı, –sürekli hareket halinde olan topluluklar açısından– özel mülkiyete izin vermiyordu. Ortak kullanım alanları topluluğun malıydı. Töreler, gelenekler kısmen de olsa eşitliği savunmaktaydı. Toplumsal yapının değişmesi için yerleşik hayata geçilmesi ve ticari alışkanlıkların dönüşüme uğraması gerekiyordu. Öyle de oldu. Yerleşik yaşam göçebe toplumun yapısını alaşağı etti. Bunun en belirgin görüntüsü “kadın” konusunda yaşandı. Üretimde başrol oynayan, çadırda başköşeye oturtulan, düşüncelerine başvurulan kadından, cariye olan, tek erkek için kavgaya tutuşan ve doğurganlık özelliği dışında dikkate alınmayan, bir erkeğin şahitliğinin karşısına iki kadının konduğu evrilme yaşandı. Tanrının,…

Devamını Oku
TOPLUM YAŞAM 

YAKAMOZLAR, MADIMAK, DOSTLUK

Evrenin kuantum matematiğini çözmek, anlamak ve bildiklerini aktarmak bilim insanlarının işidir. Biz insanlar ise gelişimini tüm canlılar içerisinde en karmaşık hale getirenleriz diye düşünüyorum. Eğer insan, tüm canlıların en üstün varlığı gibi görüyor ise kendini, o vakit müthiş bir gelişim sergilemeli ki dünyaya örnek bir yaratık olduğunu kanıtlasın. Oysa insan, her gelişimiyle evrene bir çizik daha zarar vermeye devam ediyor. Ne doğa ne de hayvan âlemi insanlar gibi birbirlerine zarar veriyor. Ne kendi doğasına ne de kendisi dışındaki canlıların doğasına saygısı sevgisi hayranlığı olan, sözde “Düşünen varlığım” diye övünen ilginç…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

‘AYNEN BABA, İYİ OLDU!’

Hayri Bey, kendini muhafazakâr olarak tanımlar. Namaz, oruç, hac… İbadetini aksatmaz; ama elini dünya işlerinden çekmiş de değildir. Çalışmaya, üretmeye devam eder, vergisini verir, vergi de bu dönemde bir nevi zekât sayıldığından ayrıca zekât vermez. Pek televizyon izlemez. Ama sosyal medyayı takip etmeyi, sık sık gönderi oluşturmayı, arada bir cuma mesajı atmayı, kandil gecelerinde cami fotoğrafları paylaşmayı sever. Kafası atarsa sosyal medyada siyasete yönelik atarlanmalar da yapar. Arada bir coşagelir, sosyal medya mosyal medya dinlemez, küfrü basar. 5 şeye çok kızar Hayri Bey. – Reis’e haksızlık yapanlar, bir. – Reis’in…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

CEHALETİN GALEYANA GELİŞİ: ‘MADIMAK’

“2 Temmuz”, 1993 yılında meydana gelen Madımak Oteli Katliamı’nın yıldönümüdür. O gün, Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ne katılmak için Sivas’a giden 33’ü aydın ve sanatçılar, 2’si otel görevlisi ve 2’si saldırgan olmak üzere 37 kişi, otelin yakılması sonucu hayatını kaybetti. Katliamdan iki gün önce kentte bir bildiri dağıtılmıştı. Bildiride Aziz Nesin’in o sırada başyazarı olduğu Aydınlık gazetesinde tefrika ettiği Salman Rüşdi’nin ‘Şeytan Ayetleri’ kitabından bahsedilmiş, Nesin hedef gösterilmişti. Bildiride dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’in şenliklere ev sahipliği yapması eleştirilmiş, Nesin için “Şehirde adeta Müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir” ifadesi kullanılmıştı. 2 Temmuz…

Devamını Oku
TOPLUM 

KORONAVİRÜS GÜNLERİNİ YAZMAK, NOT ETMEK, KAYIT ALTINA ALMAK (7)

Koronavirüs günleri dalgalana dalgalana kısa sürede durulur mu, bilinmez; ama 2020’nin başından bu yana dünyayı kasıp kavurmayı sürdürüyor. Dünyada kavramların anlamının değiştiği bir sürecin içindeyiz. Bu yeni duruma da sanırım çabucak alıştık. Elbette başlangıçta hepimiz büyük şaşkınlık yaşadık, bir süre afalladık. Ancak şu da bir gerçek ki, artık hiçbirimiz bundan 6 ay önceki biz değiliz. Dünyada koronavirüs vakası sayısı 10 milyonu, ölüm sayısı 500 bini geçmişken; dünya devi ABD bile, 130 bine yaklaşan koronavirüs ölümleriyle gün gün erimesini sürdürürken 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde gelecekte bizi daha nelerin beklediğini kestirmek çok…

Devamını Oku
EĞİTİM TOPLUM 

İMTİHAN

En son, 1999 senesinde girmiştim üniversite sınavlarına. 21 sene sonra yine sınavdaydım, bir ortaokulda, arka sırada. * Salgından dolayı mı bilmiyorum pek heyecan yoktu okul önlerinde. Aileler pek oralı değil gibi, öğrenciler sonuç ne olursa olsun kabullenmiş gibi. * Oysa 21 sene önce, heyecandan tir tir titreyen öğrenciler görmüştüm. Süre yetmedi diye ağlayanlar… Ben o soruyu niye çözemedim diye sinir krizi geçirenler… Başarılı olacağını anlayıp heyecandan, sevinçten gözyaşı dökenler… Oysa bu sene, en azından benim sınav binamdaki öğrenciler, bencileyin deneme olsun diye sınava girmiş gibiydi. * Okul önünde bekleyen veliler…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

TİRANLIK

“Otoriterliğin sahip olduğu gücün büyük bir kısmı özgür irade ile verilir. Bu gibi zamanlarda bireyler baskıcı bir hükümetin daha neler isteyebileceğine odaklanır ve bunları kendilerinden daha talep edilmeden yerine getirirler. Bu duruma uyum sağlayan vatandaş iktidara neler yapabileceğini öğretir.” – Timothy D. Synder, ‘Tiranlık Üzerine’ Büyük ve güçlü makam sahibi olmak için zeki olmak gerektiğini düşünmek bireylerin en büyük yanılgısıdır. Hayranlık duyulan güce sahip, haremindeki kadınların, hizmetkârlarının hayatını mahveden, yönettiği halkın ihtiyaçlarını görmezden gelen padişahın aslında son derece cahil, görgüsüz bir zavallı olduğunu ancak ona en yakın kişi olan haremağasının…

Devamını Oku
TOPLUM 

‘KIZIMIN ÇIĞLIĞINI DUYUYORUM; AMA HİÇBİR ŞEY YAPAMIYORUM’

Elim kolum kırıldı derler ya, aynen öyleyim! Bir anne, yüzünde maskesi, gözünde hayatın acı yükü, ağlıyor, haykırıyor: “Kapı çalındı, açmamla yüzüme yumruğu yemem bir oldu, beni omuzladı kapının dışına fırlattı, kapıyı kapadı. Kızımı darp etmeye başladı. Kızımın çığlığını duyuyorum; ama hiçbir şey yapamıyorum.” Sicim gibi gözyaşlarım filan akmıyor. Kanım dondu. Hemen kızım geldi aklıma. Ne yapardım? Yahu ne yapardım? Çıldırırdım, aklımı kaybederdim, saçımı başımı yolup, o kapılara saldırıp ardına yavruma ulaşmaya çalışırdım. Ulaşamamış bu anne! Ulaşılmıyor, evet; ulaşamıyoruz, ulaşamıyorlar bize! Nereye ulaşacağız? Kime? Kimlere? Ulaşma esnasında çocuklarımızı ne yapacağız? Hatta…

Devamını Oku
TOPLUM 

İÇERİDEN NOTLAR

“Gerçekte tekerrür yok, hareket ve değişme vardır.” – Dr. Hikmet Kıvılcımlı Uzun zamandır bu kadar erken uyanmamıştım. Saat 08.30’da boğaz ağrısı ile yataktan kalktım. Aile hekimine gidip, bir iki ilaç yazdırıp işe gitmek niyetindeydim. Tabii, işsiz olduğumu önceki yazılarımda belirtmiştim. İşe girdiğimi, dolayısıyla lümpen proleterlikten kurtulduğumu henüz sizlere açıklayamamıştım. Anlatacağım olay da, zaten henüz işe başlamamın beşinci gününde oluyor, yani anlatmakta fazla gecikmiş sayılmam. Yeri gelmişken belirtmek isterim: Sosyalist literatürde “lümpen proleter”, karşıdevrimci bir güç olarak tanımlanır. Bazen teori pratikteki yerini tam olarak bulamaz ya da onu biz istediğimiz gibi…

Devamını Oku