EDEBİYAT TOPLUM 

ORHAN VELİ VE “GARİP” ŞİİRİ

“Bu umut özgür olmanın kapısı;/ Mutlu günlere insanca aralık./ Bu sevinç mutlu günlerin ışığı;/ Vurur üstümüze usulca ürkek.” – Oktay Rıfat Her geçen gün biraz daha fazla baskı altına alındığımız toplumsal koşullarla yaşamaktayız. Ekonomik koşullar, hayat pahalılığı, sık sık karşılaştığımız zam haberleri, enflasyon denilen canavar ve bir türlü sonu gelmeyen ekonomik paketler hangimizi garipleştirmiyor ki? Hangimiz biraz garip, hangimiz biraz şair değiliz ki? Aziz Nesin’in “Türkiye’de her üç kişiden beşi şairdir” demesi belki de bundan… Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Ali Oktay Rıfat’ın 1937’de ‘Varlık’ dergisindeki çıkışları Orhan…

Devamını Oku
TOPLUM 

COVID-19 VE ‘MAYMUNLAR CEHENNEMİ’

‘Maymunlar Cehennemi’ filmini izlemeyen var mıdır acaba? İzlemeyenler için kısacık bir şeyler yazayım: Çok zeki ve akıllı bir maymun –Son filmde adı Sezar’dı– diğer maymunları örgütler ve maymunlar dünyanın yönetimini ele geçirir; artık, insanların maymunların kölesi olduğu bir çağ başlamıştır. Nasıl oluyor da oluyor? Akıllı maymun ve diğer maymunlar hızla örgütlenirken, ortaya çıkan bir salgın hastalık, insan ırkını tamamen ortadan kaldırma düzeyinde etkili olur ve dünya maymunlara kalır. Çok kısa sürede dünyanın en ücra köşesine kadar yayılan 21’inci yüzyılın ilk pandemisi Covid-19, ‘Maymunlar Cehennemi’ filmini hatırlatıyor bana. Sadece Türkiye’de, her…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

42 YIL ÖNCE KAHRAMANMARAŞ’TA NE OLDU?

Daha önce de bu olaylara yeterince değinip yorumlar yapmıştım. Bir kez daha olaylara, biraz da Marksist bir gözle değinmek gerektiğine inanıyorum. Kahramanmaraş olaylarına sırf bir mezhep açısından bakmak ya da bu olayları etnik açıdan yorumlamak yetersizdir. Bu açıdan bakmadan önce olayları hatırlayalım. O yıllarda yaşamış ve gelişmeleri takip etmiş biri olarak bu yaşananların nedenine “amaca yönelik tahrik odağı” kolaylığı şeklinde bakmak gerektiğini düşünüyorum. Amaç mezhebe yönelik doğrudan bir saldırıdan öte faşizme yol açmaya yönelik gerekçe sunmaktan ibaretti. Şimdi, Vikipedi’den olayları hatırlayalım: Maraş Katliamı veya Maraş Olayları, 19 Aralık ila 26…

Devamını Oku
EDEBİYAT TOPLUM 

TEREDDÜT

“Canlı mıydım? O uğursuz kıyıda/ Öldüğüm gün de bilemedim.” – Melih Cevdet Anday, ‘Teknenin Ölümü’ Yabancı olanla karşılaşma dışlamayı getirir ilkin. Bu, zamanla çekinceye dönüşür. Çekince, asimilasyona evrilir sonra: Erki elinde bulunduranın bir şok dalgası gibi kırılgan olana abanması. Anlar tiksintiyi tetikler, anlama çabası nefretle, nefret bulantıyla kirlenir. Varoluş, anlık yanan ve –belki– binlerce yıl sönük kalacak cılız ışık belirleniminin içinde kavranır: Vakayiname yazarı Roquentin üçüncül bir göz olarak bu imgelemi aktarır bize. Anlamsızlık okyanusu, bulantı, savruluş, bayılma, ölüme yakın deneyim, iç sıkıntısı ve tüm kudretiyle devinen, kaynayan, ısıran, kanayan,…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

BUTİK DEVLETLER, ALTYÜKLENİCİ YURTTAŞLAR

Altyüklenici ya da taşeron, sözlük anlamı gereği, kendisinden daha büyük bir organizasyon tarafından belirli bir işi vekâleten yürüten ara bir kademeyi işaret eder. Kendisinden daha büyük olan her ne ise, onun daha başka, daha büyük veya önemli işleri olduğu için, ana yüklenicisi bu işi beğenmediği için ya da o birikime, beceriye sahip olmadığından böyle bir altyükleniciye başvurabilir. Ana yüklenici bu amaçla yaptığı hizmet karşılığında kendisine bir ödeme yapar. Bu iş ve çalışma modelinde altyüklenicinin türlü faydaları vardır. Öncelikle ana yüklenicinin gereksiz görülen bir işgücünü istihdam etmesine gerek kalmaz. Altyüklenici, iş…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

‘THE ECONOMIST’İN KAPAĞI VE 2021 KEHANETLERİ

2020 yılının sonuna gelirken, yeni yıla ilişkin kehanetler de başladı. Bir yanda astrologlar korkunç kehanetler sıralarken, YouTube videolarıyla felaket teorileri üreten komplo teorisyenleri de akıl almaz senaryolar ile yüz binlerce insanı etkilemeye devam ediyor. Bu süreçte uluslararası komplo teorileri de gündemimize hızla giriş yaptı. Bunlardan en önemlisi, kuşkusuz ki, The Economist dergisinin yeni yıl kapağı olmaya devam ediyor. Komplo teorilerinin ilgisini çeken konularından birisi olan The Economist dergisinin yeni yıl kapakları, ezoterik mesajlar içeren ve çok tartışılan niteliğiyle üzerinde değerlendirme yapmaya değerdir. Önceki yıllarda kapaklardaki birçok mesajın gerçekleştiği düşünüldüğünde, bu…

Devamını Oku
TEKNOLOJİ TOPLUM 

AKILLI TELEFONLAR DÜŞÜNCE POLİSİ Mİ, PAZARLAMACI MI?

Akıllı telefonların yaşamımıza girmesi sonrası bireysel gizlilik ve güvenlik en alt düzeye inmiş görünüyor. İnsanların kendi rızaları ile yaptıkları paylaşımlar, yer bildirimleri, çekip yükledikleri fotoğraflar, ifade ettikleri anlık duygular, düşünceler, tepkiler, gidilen yerler ve ardından yapılan paylaşımlara göre çeşitlenen reklamlarla karşılaşılması artık sıradan bir olay halini aldı. Arama motorlarından aradığınız terimlere uygun olarak kullandığınız sosyal medya ve diğer platformlarda sürekli konuyla ilgili reklamlar ile karşılaşmanız sizlerden toplanan verilerin ticari amaca uygun şekilde size sunumu ile son buluyor. Buraya kadar olan her şey kanıksanmış ve bilinir durumda. Veri madenciliği çalışmaları, inanılmaz…

Devamını Oku
TOPLUM 

KABİLEDEN ÇEKİRDEK AİLEYE “ME TOO” HAREKETİ

Bazı kabilelerde “kadın-erkek” yerine “anne-baba” kavramları vardır. Her kadın ve erkek, biyolojik olmak zorunda değil, kabilenin bütün çocuklarına annelik babalık eder. Sistem bunun üzerine organize olmuştur. Bu, “açık” aile sistemidir. Bizler gibi sözde gelişmiş ama özde ilkel toplumlarda “kapalı” aile sistemleri vardır. Genetik, her şeyin üzerindedir. Haliyle psikopatoloji denen ve tüm hayatın ağır aksak, eksik gedik, sakat geçmesine kapı aralayan durumun daha çocukken temeli atılır. “Kol kırılır, yen içinde kalır”, “Babadır annedir, döver de sever de”, “Öğretmenim, eti senin kemiği benim” denen, kırılmadık yeri bırakılmayan, yara bere içinde ruhlar… Demirden…

Devamını Oku
EDEBİYAT TOPLUM 

ARTIK KUŞLAR DA YASINA GİTMEZ

Doymak bilmeyen ruhumuzun çatlaklarından dökülür hastalıklarımız. Biz de bunları gizlemek için çeşitli örüntüler yaratır, çeşitli perdelerin ardına gizleriz onları. Fakat bu hastalıklar o kadar kuvvetlidir ki çatlaklardan sızan damlalar iken kendine yol açan ırmaklara dönüşür. Hasan Ali Toptaş da işte yazarlık örüntüsünün arkasına saklanmış bir hastadır. Sizlere Toptaş olayından evvel söylemek istediklerim var. Kadınların sırtına atılan cinselliğin dünyada, özellikle bizim gibi kendini Avrupa’ya yamama gayretinde olan Doğu milletlerinde, kadını konumlandırma biçimleri bir felakettir. Kadın, bir şahsiyetten çok cinselliğin odak noktası olarak görülür. Tacizler, tecavüzler gizlenmeye çalışılır. Çünkü bizde ayıp diye…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT TOPLUM 

AVRUPA TARİHİNDE KENTLER

Leonardo Benevolo, dünyanın çeşitli ülkelerindeki üniversitelerde mimarlık tarihi profesörü olarak bulunmuş uluslararası bir isim. Avrupa kentlerinin tarihini incelediği yapıtında sadece Avrupa’nın değil tüm dünyadaki kentleşmenin de kökenlerine değinmişti. Aslında Benevolo, günümüzde insan yaşamına egemen ve her alandaki yozlaşmanın sonucu olan postmodernleşmenin mimari boyutuna ışık tutuyordu. Rus realist romancı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, bir kentin insan yaşamındaki önemiyle ilgili olarak, “Bir kentin yerlisi olmak, gidilecek bir yeri olmaktır” derdi. Karl Marx’a göre kentler çelişkilerin bir arada bulunduğu ve yaşandığı yerlerdir. Bu açıdan Benevolo’nun yapıtında sözü edildiği gibi kültürün, ekonominin de tarihidir Avrupa…

Devamını Oku