YAŞAM 

DÜN GECE HİLALİ GÖRDÜM

Soğuk bir geceydi, dışarı çıkıp gökyüzüne baktım. Her yeni doğuşunda bana kendini gösteren hilali gördüm yine. Öyle güzel öyle zarif bir gülümsemesi vardı ki yüzünde hayran kalmamak imkânsız. Eteklerinde kızıl hareler parlarken, güçlü ışığının gölgesi gökyüzünden yeryüzüne çocuksu aydınlığını saçıyordu. Uzun süre bakmaya devam ettiğimde ise başka bir görüntünün bana sürpriz yaptığını anladım. Bana bir şeyler mi söylemeye çalışıyorsun diye sordum sesi duyulmayan kalbimden. Işıltısı yanıp söndü muziplikle. Yeni doğan ayın salıncağına oturup ayaklarını sallayan Küçük Prens’in varlığını o zaman anlayabildim. Demek bana sürprizin buydu dedim. Kalbim genişleyip içine ışıltılar…

Devamını Oku
YAŞAM 

CEMRELER CEMRESİ GÖKLERİN ALTINDA ‘ELDE KALDI NEŞE’

“Elde var hüzün” diyen şiir üstadına selam yolladık ilkin, “kahkaha kuşları”nın yaldızlı çırpınışlarından kanat yaptık kırık ruhumuza; ardından şairin “gençliğiyle” yüzleştik, “başıboş dalgalarıyla” savrulduk sahilde sağa sola, yeri göğü inlettik “tumturaklı gazelleri”yle. Acı veren hüznü gerilerde bıraktık. Tabiatın cemreler cemresi bu saatinde “Elde kaldı neşe” dedik: “Elde kaldı umut”, “Elde kaldı sevda”, “Elde kaldı yarın”… Ve “Elde kaldı gelecek”… Çok günah işledik. Bir “çağ yangını”na sebep olduk. Yandık, kavrulduk. Ve aynı soruyu sorduk kendimize sürekli: “Masum muyduk?” * * * Cemreler cemresi göklerin altında “Elde kaldı neşe” demeyi sürdürüyoruz şimdi.…

Devamını Oku
YAŞAM 

SEVGİYE DAİR

Leo Buscaglia, “Nefret üstüne birçok kitap yazılmış ve basılmış ancak hiç kimse yalnızca sevgi adını kullanarak kitap yazmamış. Ben bu nedenle bu kitabımın adını ‘SEVGİ’ koydum” demişti bir söyleşisinde. O kadar haklı ki… Her şeyin çok, sevginin az olduğu bir dünyada yaşamaya başladık. Kaçımız sevgisini istenen şekilde herhangi bir varlığa gösteriyor, sevgi için uğraşıyor, her şeyin sevgiyle güzelleşeceğine inanıyor? Defalarca izlenen o muhteşem filmde “Sevgi neydi?” sorusuna kaçımız “Sevgi emekti” diye içimizden tekrarladık? Sahi, neydi sevgi? Vera’nın Nâzım’a son bakışı, Özdemir Asaf’ın Lavinya’sı, Bedri Rahmi’nin karadutu çatal karamı mıydı? Can…

Devamını Oku
YAŞAM 

365 GÜN SİL BAŞTAN 6 ŞUBAT

Ölüme dair bütün şarkılar cazip geldi insana 6 Şubat depreminden sonra. Sese hasret olanlar artık fotoğrafa da hasret… Moloz yığınlarıyla beraber hepsi yok oldu. Beden, ruh, hatıra… Kocaman bir hiçlik, geçmeyecek bir acı kaldı 85 milyona… En çok düşündüğüm ise birbirine küs göçüp gidenler… Onların acıları bir değil bin oluyor. Kırdığı kalbin enkazında kalan bir bedene bir daha asla “Affet beni” diyemeyecek! Ruhundaki hasar yaşayan için bitmeyecek ve yitip giden o sızıyı hissedecek… Cumhuriyet tarihimizin en yıkıcı 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıl geçti. Sorsanız daha dün gibi… Ardından yaşanan…

Devamını Oku
YAŞAM 

YAZI

Bir çırpıda kalbinden, bir ömürde bilincinden dökülen bu satırları, pencerenin hemen yanı başına koyduğu sandalyesine oturarak sesli okumaya başladı, şehir duysun istiyordu. “Her şey söylenmiş, her şey yazılmış, her şey yaşanmış ve bitmiş gibi beklentisiz, heyecansız geçti günlerim. Bir gün ertesi güne o kadar benzedi ki zaman algım ortadan kalktı. Dikkate alınmaz hayatların yaşandığına ve dikkate alınmaz ölümlerin gerçekleştiğine tanık oldum. En büyük tuzak, bu şehrin kendine özgü dinginliğiydi, susturan, sakinleştiren, ölgünleştiren bir dinginlik.” Akşam olmak üzereydi, şehrin ışıklarının yandığı, günün siyah kostümünü henüz giymediği bu zaman dilimini çok seviyordu.…

Devamını Oku
YAŞAM 

ADSIZ VE ANLAMSIZ

Ve mutsuzluk geri geliyor bütün kalıpları yıkarcasına. Tümcemin çatlak ıstırabından eser kalmıyor geriye. Olanca zehriyle büyülüyor ay ve şehir. Kimi kimden ayıran nedir, kimi kime bağlayan ne? Gittiğim yolları dönüyorum ceplerimde ve elimde hiçlik. Kahroluyor kanadı kırık kaderimin fahişe ruhu alaca kalabalığa karşın. ‘Kim’lik biçiliyor, ‘kimse’lik yitiriliyor. Dönüp dolaşıp yine aynı yere varılıyor. Ve yok-oluşum başlıyor Var-oluşum ile var-oluş azalıyor günden güne. “Adım gibi iyi bilirim” türevinden cümleler kurmak için kıvranıyor dilim, kuru dudağım. Her “adımda” bocalıyorum. Caddesi kan revan düşüncemin, meydanlarda ve istasyonlarda ölüyor on bin görüntüsü benliğin. Yüzüm,…

Devamını Oku
YAŞAM 

ACI MI DAHA AĞIR, YOKSA ALIŞMIŞ OLMAK MI?

Yüzyılın en ağır 11 ayını geçirdi Türkiye… Şubat 2023… Aralık 2023… Ocaktaki umutları şubatta yıkımlara kurban ettik… “Sesimi duyan var mı?” sözüne yanıt alabilmek için iliklerimize kadar üşüdük ama ses gelmeyince ciğerimizi yaktık… Naylondan çadır görünümlü evlere alıştık, bir kuru ekmeği bile isteyemez olduk, utandık. Her enkazın başında soğuğa aldırış etmeden bekleyen insanların gözlerindeki yangını gördük de çare olamadık… İşin özü, biz büyük bir yıkım yaşadık… Korku ile yaşamayı öğrendik ve deprem gerçeğimizi kabullendik. Her ufak sarsıntıda bile telefona sarılıp en sevdiğimizin sesini duymak istedik. “İyi misin?” sorusuna yanıt alabilen…

Devamını Oku
YAŞAM 

BİR YILBAŞI KARTI

Ah yıllar, neler neler yüklüsünüz. Birbiri ardı sıra giderken neler bırakıyoruz size, isteyerek, istemeyerek illaki bırakıyoruz. Siz de alıp gidiyorsunuz. Bizden aldıklarınızı zamanın uçsuz bucaksızlığına boşaltıyor, yerinizi alıyor ve tarihimiz oluyorsunuz. Ah zaman, zihnin ürünü bir kabulsün sen. Gerçekliğin yok, madden yok. Zihnin ürünü bir düzenlemesin, yıllar da senin düzeninin içinde bir ara düzen. 2023 yılı, sen gideceksin. Giden diğer yıllar gibi, bir dünya yılı olarak gidecek, yerini yeni bir dünya yılına bırakacaksın. Düzen bu ya, ‘yeni yıl’ zamanı yenileyecek, bizi eskitecek ve “Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı” sözü…

Devamını Oku
YAŞAM 

İSTENÇ TÜRKÜSÜ

Bütün yaşantılarımı geride bırakmak istiyorum. Bütün benliklerimden kaçmak… Apansız hayallerin döşeğinde uyuyorum. Ve uyanıyorum kâbusların çaresizlik kalabalıklarından. Korkuyorum aynaların hiçbirinde yüzüme rastlamamaktan. Kaderin baht kapıları yüzüme kapanıyor. Bekliyorum soğukta, kim olduğum pelerinini üstümden atamıyorum. Saklanıyorum şehrin ışıkları arasında ve görünmüyorum karanlıkta. Bekliyorum, öyle biçare. Ama insan, yaşıyor her şekilde. Korkuyorum yazamadığım yahut yazmadığım satırlardan. Korkuyorum yer üstünde bir anlama rastlamaktan. Bir hayalim, bir fısıltı oluyor ve binlercesi uğultu. Seçemiyorum, kim kimdi? Seçemiyorum diyorum, ben kimdim? Bir bulut gibi, rüzgâr nereye eserse oraya süzülüyorum. Ve seçemiyorum diyorum, anlasana. İnsan yüzleri diyorum,…

Devamını Oku
TOPLUM YAŞAM 

HER AN YARIM KALABİLİR İNSAN

Akülü tekerlekli sandalyeden gelen muazzam melodiler… Biri gitar çalıyor, diğeri naif sesiyle bir şarkı mırıldanıyor… Canı cehenneme tüm engellerin! O muhteşem ikiliyi görmenizi isterdim… Yüzlerindeki tebessümden belli oluyor aştıkları zorluklar. İnsanın ruhu, karakteri engelli olmasın… Gerisine her çare bulunuyor. Kolu olmamış, kulağı duymamış, yarım kalmış ya da dünyaya eksik doğmuş ama hep de faydası olmuş… Onlardaki azim çoğumuzda yok. Yürümeye üşendiği zamanlar şükretmesini bilmeli insan… Çünkü o kilometrelerce yolu tekrar yürüyebilmek için can atanlar var. “Bacaklarım olsaydı da terden bir hal olsaydım” diyenler var… Dünyası hiçbir zaman aydınlanmayacak insanları düşünerek…

Devamını Oku