RÜZGÂRI YAZMAK
Burada, şimdi, oturmuş rüzgârı yazmaya çalışıyorum. Yazdır, beyaz evlerin ötesinde mandalina ağaçları ve serviler birbirlerine dokunmak istiyorlar; evler de dokunmak ister gibi uzanıyor mandalina ağaçlarına; serviler, akşam güneşinde daha açık bir yeşile çalarak evlere dokunacakmışçasına eğilip bükülüyorlar. Rüzgârdır, her şeyi bir dokunmaya, ötekine değmeye, onu tutmak istemeye doğru götürür. Mandalina ağaçlarının tepesindeki dallar güneştedirler ve yeşildirler. Belli olmasalar da olur – yeşilin kendi aydınlığı var çünkü. Ağaçlar, içlerinde küçük güneşler saklıyorlar, ışıklarını dallardan geçirerek. Sanki dışardan vuruyormuş gibi görünüp şavklanan aydınlığın içerden, ta içerden, dallardan yürüyen bir yeşil özsu gibi…
Devamını Oku