YAŞAM 

GECENİN SESSİZLİĞİNDE

Bir sen eksiktin. Kim çıkardı karşıma seni? Kim adresimi verdi sana? Ne günah işledim de kim üstüme saldı seni? Tanrının bana tuzağı mısın, ay yüzlü kadın? Zamansız çaldın yüreğimin kapısını. Sırası mıydı şimdi? Yıkıl, git karşımdan. Gözlerimi kamaştırıyor güzelliğin.  Çekil, git karşımdan, gül yüzlü kadın. Ne olur, çekil, git karşımdan. Aşka dayanamaz yüreğimin son parçacıkları. Görmüyor musun? Yorgunum, korkuyorum aşktan ve ışıktan… Rahat bırak beni ömrümün son günlerinde, mağaramda huzur içinde öleyim. Ben uyumsuz, huysuz ve ukala bir adamım. Birbirimizi üzmeyelim. Senden önce gelenler oldu. Mezara kadar dediler. Huysuzluğuma dayanamadılar.…

Devamını Oku
YAŞAM 

BİR GÜN BELKİ HAYATTAN…

Eski fotoğraflar beni öylesine heyecanlandırır ki. Duygulanırım. Hatta bakarken bir-iki damla gözyaşı düşer fotoğrafa. Eğer o fotoğraftaysam o anki zamana giderim. Gittim bile. Biraz önce Nuri Amca, babamın şimdiki Büyük Postane’nin karşısındaki tabela atölyesine geldi. Bir koşu gidip çay söyledim. Uzunca sohbet ettiler. Ben, karşı köşedeki –bir zamanlar Ermeni kilisesinden okula dönüştürülmüş– İstiklal İlkokulundan çıkmış, eve gitmeden önce babama uğramıştım. Zaten okuldan çıktıktan sonra babama görünmeden eve gidemezdim. Yine böyle bir gündü. Sanırım okul çıkışıydı. Üzerimde kurşuni okul kıyafeti. Beyaz yakam. Ve göğsümün sol tarafında okul arması. “O” harfinin içinde…

Devamını Oku
YAŞAM 

MASALLAR YALAN DİYE KANDIRIYORLAR BİZİ

“Masal en dürüstümüzdür; çünkü en baştan yalan olduğunu söyler size” demiş uzun zaman önce birisi. “Bir varmış bir yokmuş” diye başlar çoğu masal. “Var”dan “yok”u çıkar elde var sıfır. Zaman hiçbir zaman kurulmamış; bir guguklu saatin masalın en heyecanlı yerinde “Saat başı geldi!” diye haykırdığı görülmemiştir. Akrep yelkovana, “Peşimi rahat bırak, saatte bir beni rahatsız edip durma!” dediği de görülmemiştir. Zaman her zaman, bir o kadar da hiçbir zamandır. Masalın içindeki o minyatür insanlar, peki? Hepsi mi yalan? Siz hiç, bir üvey annenin çocuğuna kötü davrandığını gördünüz mü? Ayakkabıları kendi…

Devamını Oku
YAŞAM 

NASIL BAŞLADI?

Takvimler 12 Eylül’ü gösteriyordu. 1980’nin 12 Eylül’ünü… Ressam Kenan, sabah canı sıkkın olarak uyandı. Karnı ağrıyordu. O gün resim yapmayı planlamıştı. Vazgeçti. Kalkıp darbe yaptı. İnsanlar okullarından, evlerinden, iş yerlerinden alınıp tutuklandılar. İşkenceden geçirildiler, hatta asıldılar, gözaltında yitip gittiler. Halk mutluydu. Kötü günler geride kalmıştı. Ama daha kötü günlerin kendilerini beklediğinden haberleri yoktu. Darbeden bir ay önce Paris’e gitmiştim. Dönemedim. Zaten dönemezdim. Arananlar listesinin başındaydım. Adımın ‘A’ ile başlaması beni liste başı yapmıştı. Paris Güzel Sanatlar Akademisi’nin Mimarlık Bölümüne kaydımı yaptırdım. Okulda üçüncü günümdü. Koridorda göğsüne yasladığı kitaplarını kollarıyla sarmış,…

Devamını Oku
YAŞAM 

KAMERİYELİ KAFE

Sıcak bir yaz günü, nemli, öğlen saati. Üç kameriyeli, üç masalı, altı sandalyeli bir kafe! Yeni doğum yapmış bir köpek yanaşıyor iki kadının oturduğu masaya. Kadın hazırlıklı. Yarım litre su şişesine doldurduğu mamaları çıkarıyor çantasından. Köpeğin başını okşuyor önce. Soruyor köpeğe: “Nerede senin yavruların?” Kuyruğunu sallıyor köpek. Garson, köpeğin yerine cevap veriyor: “Yan taraftaki Roma Hamamı’nın içine saklamış yavrularını, biz de görmedik. Birkaç güne salar sokağa.” Kadın döküyor mamaları yere. Cimrilikle bonkörlük arasındaki sınırda… Her halinden anlaşılıyor tutumu, diğer köpeklere de saklıyor mamalardan. Kuyruğunu sallıyor köpek, mamayı yiyip gidiyor. Sütünü…

Devamını Oku
YAŞAM 

“DÜN GECE SEN UYURKEN!..”

Sevgilim; “Dün gece sen uyurken” Lale Müldür’ün ‘Destina’ şiirini anımsadım birdenbire. “Sen uyurken dün gece”, çok düşündüm dünleri ve bugünleri. Dünlerden bugünlere kalanları ve bugünlerden yarınlara kalacak olanları… Bir temmuz kararnamesi hazırladım hissel içtihadımda “sen uyurken dün gece”; insanları yazdım bir bir, insan davranışlarını kaleme aldım. Not ettim kelime kelime. * * * Sevgilim; “Dün gece sen uyurken” ben on dokuz yıldır oturduğum evden taşınıyordum bir diğerine. Taşındığım evin duvarlarına baktım “dün gece sen uyurken”, uzun uzun. Son bir kez, yattığım odadaki ranzaya, tül perdeye, “çalışma” masama… “Dün gece” o…

Devamını Oku
YAŞAM 

FOTOĞRAF GÜLÜMSÜYOR

Bu fotoğraf atölyemdeki masamın sol tarafındaki duvarda asılı. Sevgili annem ve babam. Sessizce ve gülümseyerek beni izlerler. Sık sık onlarla göz göze gelirim. Hemen her gün onlarla konuşurum. Bugün “Anne, senin yaprak sarması yemeğini çok özledim” dedim. Gülümsedi. Çok güzel gülümser annem. Etlisini de zeytinyağlısını da çok güzel yapardı. Yaptığı gün sevinçten havalara uçardım. “Yine yapar mısın, anne?” “Tabi yaparım, iyi yaprak bulursan” dedi. Ben konuşurum, o gözleriyle anlatır. Biz konuşurken babam da bizi sessizce dinler. Onunla da konuşurum zaman zaman. Fenerbahçe ve Adanaspor’dan haberler veririm. Mutlu olsun diye çok…

Devamını Oku
HABER YAŞAM 

DOĞAYLA İÇ İÇE, KENDİMİZİ KEŞFETMEYE DAHA YAKIN!

Açık hava etkinliklerinin ve kendimizi keşfederek iş ile özel yaşantımız arasındaki dengeyi sağlamanın psikolojik dayanıklılığımızı artırdığına dair bilgiler veren uzmanlar, herkesin hayatında birtakım güçlüklerin olabileceğini söylerken, “Bu güçlükleri yaşarken psikolojik dayanıklılığı artırmak için de yapacağımız birçok etkinlik mevcut. Bu etkinlikler arasında en çok fayda sağlayanlar ise doğayla iç içe olabileceğimiz, bol oksijen ve güneşle temasta olduğumuz açık hava etkinlikleri. Böyle bir ortamda bulunmak insan olarak ruhsal sağlığımızı olumlu yönde etkiler. O halde yapılacak ilk şey, açık havaya çıkmak ve çevremizde düzenlenen açık hava etkinliklerini araştırarak onlara katılmak” diyor. PSİKOLOJİK DAYANIKLILIĞIMIZI…

Devamını Oku
HABER YAŞAM 

GÜLMEYİ UNUTTUK MU?

Japonya’da Covid-19 salgını süresince hükümetin tavsiye niteliğindeki maske takma önergesi, 13 Mart 2023 tarihinde yürürlükten kaldırıldı. Ülkede maske takmak hiçbir zaman zorunlu tutulmamasına rağmen geçen sürede birçok insan daha az gülümser hale geldi. Gülmenin sevinç ve mutluluk duygularını ifade ettiğini ve insan için evrensel bir duygu olduğunu ifade eden uzmanlar, “Herkes güler, hatta maymunlar bile güler. Bunlar biyolojik yapımıza kazınmış, evrensel duygulardır. Gülmek, sosyal bağları güçlendirir, stresi azaltır ve genel yaşam kalitesini artırır. Aynı zamanda insanlar arasında ortak bir ‘sözsüz dil’ olarak kullanılır ve neşeli bir atmosfer yaratır. ‘Gülme’ gibi…

Devamını Oku
YAŞAM 

‘ŞAİR DOĞARKEN GICIRTILI KAPISINI ARALAR GÖKLER…’

“Firavunlar Mısır’da tabletleri kırdı. Hitler orduları Avrupa’da bütün kütüphaneleri yaktı. Dünya tarihinde ilk kez Türkiye’de, aydınları bir binaya koyup yaktılar.” – Rıfat ILGAZ Her temmuz ayı geldiğinde, takvim yaprakları her ‘2 Temmuz’u gösterdiğinde, Sivas ellerinde dumanı tüterken yarım bırakılan şiir ve türkülerin ağıtı düşer yüreğime. ‘Behçet Aysan’ların, ‘Metin Altıok’ların, ‘Asım Bezirci’lerin, ‘Muhlis Akarsu’ların, ‘Nesimi Çimen’lerin yanan bedenleri yürek yangını olur, sönmez, yanar da yanar. Her ‘2 Temmuz 1993’ anmasında aklıma bir şiir düşer. Şiirde şair şöyle der: “Şair doğarken/ gıcırtılı kapısını aralar gökler/ ve tanrı eşiğinde diz çöker/ çünkü yeni…

Devamını Oku