DÖKÜLÜR DALIMIZDAN VE DİLİMİZDEN GÜZ GAZELLERİ
Yıllar yıllar önce okuduğumuz yazılar öyle anlarda hatırlatır ki kendini, içimizin en çok acıdığı anlarımızda merhem olur yaralarımıza; duyduğumuz acıyı ifade eder, içinden, altını çizdiğimiz birkaç satır cümle dile getirir hislerimizi… Sürekli geçmişe dönmek isteriz, sürekli geçmişte bizi bugün için iyileştirecek sözcükler ararız… Yeri gelir kendi yazılarımızdan, yeri gelir başka yazılardan alıntılar yaparız… Geçmiş günlerden şimdiki günleri duyumsarız… * * * “Yüzlerimiz, sözlerimiz, benliklerimiz yaralardan mı bina edilir aslında?” diye sorar yazar – nereden baksan yirmi yıllık bir geçmişi var. “Acaba şekilsiz mi olurdu ağzımız, seslerimiz, ellerimiz; yaralarımız hiç olmasa?”…
Devamını Oku