BİR YILBAŞI KARTI
-ADANA-
Ah yıllar, neler neler yüklüsünüz. Birbiri ardı sıra giderken neler bırakıyoruz size, isteyerek, istemeyerek illaki bırakıyoruz.
Siz de alıp gidiyorsunuz.
Bizden aldıklarınızı zamanın uçsuz bucaksızlığına boşaltıyor, yerinizi alıyor ve tarihimiz oluyorsunuz. Ah zaman, zihnin ürünü bir kabulsün sen. Gerçekliğin yok, madden yok.
Zihnin ürünü bir düzenlemesin, yıllar da senin düzeninin içinde bir ara düzen.
2023 yılı, sen gideceksin.
Giden diğer yıllar gibi, bir dünya yılı olarak gidecek, yerini yeni bir dünya yılına bırakacaksın.
Düzen bu ya, ‘yeni yıl’ zamanı yenileyecek, bizi eskitecek ve “Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı” sözü geçerliliğini sürdürecek, bir masal kalacak geriye.
Şimdi çok pahalı olduğu için alınamayan kestanenin, evlerde, soba üstünde tütsülendiği ve paylaşıldığı, yağmurların, karların yağdığı zamanlardan bir masal.
Masal bu ya!
Duygular daha dolu, daha gerçek yaşanırmış. İnsanlar birbirine bakarmış, sevgiler akarmış. Elbette kötülükler de varmış ama iyilikler de güçlüymüş. Sanal âlemler araya girmemiş, doğanın içine hançer vurulmamış. Kitap kokusu ciltlerin içindeki sayfalardan taşarken, hiç olmazsa şanslı olan çocuklar bu kokuyu içine çekerken, fen ödevlerinde fasulye, nohut yetiştirip, hayat bilgisinde nineli, dedeli aile hatıraları oluştururmuş. Çocuklar çocukça bir zaman diliminde yaşarmış. Büyükler de kendi zaman dilimlerinde yaşar ve bazı dilimler de paylaşılırmış. Kendi oyunlarını kurarmış çocuklar, kendi kurdukları oyunları oynarlarmış yine de.
Masal bitmiş! Aslında bitmemiş, bitirilmiş!
Başkalarının kurduğu oyunlarda yitip gitmiş çocuklar. Minik ve gerçek olan gerçeklik bitmiş.
Dev sanal gerçek, çocuk olmadan küçüklük nedir bilmeden ve büyüme zahmetine katlanmadan sarmış her yeri. Kokusuz, tatsız bir dijitale bürünmüş her yer. Ne kestane kalmış sobada, ne soba ne de birbirine bakan insanlar. Sevgi akmaya devam etmiş ama sıkça yön değiştirip kaza yaparak. Masalın inatçılığından mıdır, kitabın gerçekliğinden midir kitap kokusu yine de kalmış kitapları okuyanların ve çok sevenlerin burunlarında, bir de kalplerinin en hassas yerinde.
Şimdiki zaman bilgisayar. Şimdi, şimdiki zaman sonsuzluk içinde bir kısır döngü.
Yeni yıla girerken ne kestane kokusu var etrafta ne de kitap kokusu. Masalın gerçekliğiyle, gerçekliğin masalının iç içe geçmiş karmaşık hali var.
Bir varmış, bir yokmuş, bir de sanalmış haller!
Miladi takvimde, sayı doğrultusunda 2024 yılına ne yüklersek artık… İYİ YILLAR!