YAŞAM 

ÇINAR AĞACININ FISILTISI

Eski yoldan giderken gözüme çarpan ilk şey, tepelerden yola bakan kiraz bahçesi olmuştu. Arabadan indiğimizde ise yolun diğer tarafında biraz da yüksekçe bir yerde küçük çay ocağının sevimli ahşap yapısına çarpılmıştım. Hemen koşup bir sandalyeye oturdum. Hayatımda gördüğüm en güzel göl manzarasıyla karşılaştım. Sapanca Gölü’nün üzerinde oturuyormuş hissi uyandıran bu tahta tabanlı çay bahçesi göl boyunca uzanıyordu. Yemyeşil durgun suyun etrafında çınarlar ile o koca ağaçların arasından görünmeye çalışan rengârenk çiçekler baş gösteriyor. ‘İzmir İzmir’ dergisinde yayımlanan ilk öykümün ilhamını aldığım yerdir burası ve çok değerlidir benim için. O tepedeki…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

TİMUR SELÇUK VE BİR ‘AYRILANLAR İÇİN’ ANISI

Timur Selçuk’un vefat haberini alınca, 80’li yıllarda deli gibi Timur Selçuk dinlediğimiz günler geldi aklıma. “Ayrılanlar İçin”… “İspanyol Meyhanesi”… “Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın”… “Ekonomi Tıkırında”… “Beyaz Güvercin”… Ve başkaları… * O zamanlardan bir anımı anlatayım: 1986 ya da 87 yılıydı sanırım. Haftada birkaç gün, iş çıkışında İnci Oteli’ne gidiyoruz akşamları. Piyanoda Ömür Yalçınkaya (Deli Ömür), kemanda Özcan Üstat harikalar yaratıyorlar. Genellikle şarkı istemiyoruz, ne çalarlarsa dinliyoruz; ama kalkmaya yakın Ömür’e göz atıp, “Üstat be,” diyoruz, “şu bizim ‘Ayrılanlar İçin’i çalar mısınız?”… Sağ olsunlar kırmıyorlar bizi, Timur Selçuk’un o efsane…

Devamını Oku
TEKNOLOJİ TOPLUM 

SOSYAL MEDYA ASLINDA?

Sosyal medya sayesinde gerçek hayatta belki de hiç karşılaşmayacağımız değerli yazarların, şairlerin, akademisyenlerin sayfalarında çalışmalarını görebiliyoruz. Hem usta hem de amatör fotoğrafçıların çektikleri kareleri görme şansımız oluyor. Hiç denk gelmediğimiz kitapları yakalayabiliyoruz. Belirli konularda kendilerini geliştiren insanların muhteşem hikâyelerine tanıklık ediyoruz. Zaten, bu mecraların da çıkış noktası bu ve şu an aklıma gelmeyen diğer konular. Tanımadığı insanların sayfalarında olur olmadık yorumlar yapmak, düşüncelerini sürekli çürütmeye çalışmak, kusur avcılığı yapmak gibi şeyler de amacın dışında vuku bulan ama sürekli karşılaştığımız konular. Geçen hafta denk geldiğim bir örnek: Bir kitap grubunda 20’li…

Devamını Oku
POLİTİKA 

ABD BAŞKANLIK SEÇİMİ VE YENİ DEMOKRATİKLEŞME DALGASI

ABD’de yakın zamanda sonuçlanan başkanlık seçimlerine ilişkin çok sayıda TV programı, köşe yazısı ve özel sohbetlerde gördüğüm, yüzeysel yorumların ötesine geçemeyen değerlendirmeler oldu. ABD Başkanlık Seçimleri’nin dünyada yeni bir dönemin başlangıcının ilk işareti olduğuna ilişkin ciddi bir değerlendirme ile karşılaşmadım. Benim ABD seçimlerinden çıkardığım, sağ popülizmin kaybetmesi ve demokratikleşme rüzgârının ABD’yi de etkilemiş olduğudur. Bu yazımdaki görüşüm, ABD seçimlerinin dünyada yeni bir dönem yaratacağı iddiası değil, dünyada ve son dönemde birçok ülkede gördüğüm bir gelişmeyle ilgilidir. İran’da yaşanan gösterilerden tutun da ikiye bölünen Sudan’da diktatörlüğün halk hareketi ile son bulması…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

BİR ENKAZDAN BİR ENKAZA

İpek gibi saçlarını iki bölüklü taramışlar. İki küçük topuz başının iki yanında, iki pembe tokayla. Ayakları çıplak. Ayakları güçsüz gibi, boşlukta sallanır gibi. Çiçekli pijaması dizlerine kadar sıyrılmış. Yüzünü göremiyoruz, babasının göğsüne dayalı. Kolları güçsüz mü, yoksa bol mu gelmiş kabanı? Bir yıkımdan kurtulup bir yıkıma ilk adımlarını atan Ayda’nın ve babasının fotoğrafıdır anlattığım. Yıkımın fotoğrafıdır. Depremin fotoğrafıdır. “Mucize bebek” dediler Ayda’ya… “Deprem sonrası yıkılan evin enkazından 91 saat sonra kurtulan mucize bebek” dediler. İnandık bir an mucizelere. Yetim ve öksüz çocuklar da inanır mı mucizelere? Kaza kurşunuyla değil, trafik…

Devamını Oku
YAŞAM 

NAPOLİ KÖRFEZİ VE YALNIZLIK

Abruzzo Bölgesi’nin dik yamaçlı dağlarından körfezine doğru indiğimde, yalnızlığa öyle bir büründürmüştün ki beni; ne kendime gelebilmiştim ilkin, ne de yüreğimdeki hüznü dindirebilmiştim bir müddet. Neden hüzünlüydüm, bilmiyorum. Kim bilir belki de atmosferinin rutubetli oluşu, beni böyle bir ruha sokmuştu belli süreliğine. O esrarengiz evlerinin çok güzel bir kompozisyon oluşturduğu sokaklarında yürümeye başladığımda, içimdeki yalnızlığın, aslında senin yalnızlığın olduğunu fark ettim. Yalnızlığı bir kolye gibi boynuna takmış ve kendini bir anda duygusallığıma bırakıvermiştin. Aslında seni anlayabiliyordum: Sen sadece biraz dalgın, biraz durgun, biraz da düşünceliydin. * * * Plebiscito Meydanı’nda…

Devamını Oku
YAŞAM 

BİZ BÜYÜDÜK DE KİRLENDİ Mİ DÜNYA?

İğneci gelir, ayakkabısını çıkarır, verilen terliği giyer, salonun en güzel koltuklarından birine buyur edilir, vakit geçirmeden acı kahvesi ikram edilirdi. Kısa bir hal hatır muhabbetinin ardından çantasını açar, iğne kutusunu çıkarır, evin hanımına uzatır, “Şunu kaynatıp getirin” derdi. İğne kutusu, içerisine su doldurulup ocağın üzerine konur, kaynamaya bırakılırdı. Bir süre kaynadıktan sonra, kutunun içindeki su dökülür, kapağı kapatılır ve temiz kalın bir bezle tutularak hiç el sürülmeden iğneciye getirilir, iğne operasyonu öyle başlardı. O iğneler, şırınga ve diğer aletler her evde, her işyerinde, her hastada bu şekilde sterilize edilir, her…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

‘İSPANYOL MEYHANESİ’NİN IŞIKLARI SÖNDÜ

1970 sonrası, radyoların yaygın olup müzik setlerinin yeni yeni piyasada görülmeye başladığı yıllardı. Daha çok adına pikap denilen plakçalarlar vardı. Sonradan ortaya çıkan, adına teyp denilen kasetçalarla birlikte radyoda çıkan müzikleri kasete kaydetme olanağı doğdu, ardından kopyalama stüdyoları kanalıyla daha iyi ses kalitesi ile plaklardan kasetlere korsan kayıtlar yapılmaya başlandı. Yaşımın verdiği duygusallık, doğamdan gelen estetik anlayışım ve müzik kulağım beni sürekli en kaliteli ezgileri seçmeye yöneltiyordu. O’nun bütün müziklerinin kaydını yaptırmıştım. Müziğe olan eğilimim nedeniyle önce akordeon, kısa bir süre sonra da gitar çalmaya başladım. Her dinlediğimde beni çok…

Devamını Oku
TOPLUM 

İZMİR DEPREMİ VE TÜRKİYE GERÇEĞİ

TMMOB Makine Mühendisleri Odası’nın ‘Türkiye’de Deprem Gerçeği’ raporuna göre; ülkemizde yalnızca son 5,5 yılda irili ufaklı 50 bin 942, yalnızca 2008 yılı içinde 11 bin 706; 1 Ocak 2009 ila 31 Temmuz 2009 tarihleri arasında ise 9 bin 272 deprem yaşanmıştır. Bu verilere göre 1900–2009 yılları arasında Türkiye’de 223 büyük deprem meydana gelmiştir. Bu depremlerde resmi verilere göre 86 bin insanımız hayatını kaybetmiş, 549 bin yıkık veya ağır hasarlı konut tespit edilmiştir. Toplamda ise 1900’lerden bugüne dek yaşanan ve ağır hasarlı bina ve can kaybı verileri bulunan 155 depremde 92…

Devamını Oku
TOPLUM 

DOLAR 8,5 LİRAYA YAKLAŞTI, UMUR TALU’DAN ‘CORONA’ KİTABI, FUTBOLUN KAYBEDENLERİ…

COVID-19 GÜNLERİ (11)… 30 Ekim’de İzmir Depremi’yle sarsıldık. Ölülerimiz, yaralılarımız, enkaz altında olanlarımız var. Çok üzgünüz. Kalbimiz İzmir için çarpıyor. İlginç zamanlardan geçiyor Türkiye ve dünya. Gram altın 500 lirayı aştı; dolar 8,5 liraya, avro 10 liraya yaklaştı. TL değer kaybettikçe ülke olarak daha da fakirleşiyoruz. Son bir haftadır dünyada önemli gelişmeler yaşanıyor. Fransa’daki saldırıların ardından Kanada’da Orta Çağ kostümü giymiş bir kişi kılıçla 2 kişiyi öldürüyor, 5 kişiyi yaralıyor. Viyana’da IŞİD sempatizanı grubun saldırısında 7 kişi ölüyor, çok sayıda kişi yaralanıyor. Sembolik eylemler… Tüm bunlar olurken koronavirüs günleri de…

Devamını Oku