‘İSPANYOL MEYHANESİ’NİN IŞIKLARI SÖNDÜ
-ÇANAKKALE-
1970 sonrası, radyoların yaygın olup müzik setlerinin yeni yeni piyasada görülmeye başladığı yıllardı. Daha çok adına pikap denilen plakçalarlar vardı. Sonradan ortaya çıkan, adına teyp denilen kasetçalarla birlikte radyoda çıkan müzikleri kasete kaydetme olanağı doğdu, ardından kopyalama stüdyoları kanalıyla daha iyi ses kalitesi ile plaklardan kasetlere korsan kayıtlar yapılmaya başlandı.
Yaşımın verdiği duygusallık, doğamdan gelen estetik anlayışım ve müzik kulağım beni sürekli en kaliteli ezgileri seçmeye yöneltiyordu. O’nun bütün müziklerinin kaydını yaptırmıştım. Müziğe olan eğilimim nedeniyle önce akordeon, kısa bir süre sonra da gitar çalmaya başladım. Her dinlediğimde beni çok etkileyen, sözleri Ümit Yaşar Oğuzcan’a ait olan ‘İspanyol Meyhanesi’ni çalmak gitarda en severek icra ettiğim müzik oldu.
Gençliğimin ve sonraki yılların en sevdiğim şarkıları hep O’nun şarkılarıydı.
O yıllarda Türkçe pop müzik parçalarının çoğu, yabancı besteler üzerine Türkçe söz yazılarak piyasaya sürülürken; O, en güzel bestelerin yaratıcısıydı. Yönettiği İstanbul Gelişim Orkestrası sayesinde pop sanatçılarının eşlikleri ile plak yapan her sanatçının müzik kalitesi, Türkiye’nin pop müziğinin gelişmesine büyük katkı sağladı.
Müziğinde sanatsal kaliteyi popüler olmanın önüne koyan, zamanının hep ötesinde işler yapan Büyük Usta, kurduğu sanat merkezi ile pek çok gencin de yetişmesine önayak oldu.
Çağdaş Müzik Merkezi adıyla kendi müzik eğitimi merkezinde öğrenci yetiştirmeye başladı. Kendi kurduğu İstanbul Oda Orkestrası’na çok sayıda sanatçı yetiştirdi.
1975 yılında Türkiye’nin ilk kez katıldığı Eurovision şarkı yarışmasında Semiha Yankı’nın söylediği ‘Seninle Bir Dakika’ adlı şarkının orkestra şefiydi. Sahne alması öncesinde yapılan Türkiye’nin ülke tanıtımında kullanılan ‘Çobanyıldızı’ adlı eserde de yine onun yetiştirdiği Melih Kibar’ın imzası vardı. Bu bestenin orkestra şefliğinde de yine O vardı. Her dinlediğimde olağanüstü bulduğum bu müziği kim bilir kaç defa dinlememe rağmen bugün dinlediğimde bile hâlâ aynı etkiyi hissediyorum.
Timur Selçuk; donanımları ile yeri doldurulması çok zor bir sanat ve fikir insanıydı, insani duyarlılıkları yüksek, solcu, entelektüel bir vizyona sahipti. Ankara Sanat Tiyatrosu’nda sergilenen politik tiyatro eserlerine yaptığı besteler damga vurdu, orası için yaptığı her bestesi çok sevildi.
Yarattığı eserleri bugün hâlâ çok sevilerek dinlenmektedir.
Türkiye işçi sınıfı, onun eserleri ve seslendirdiği marşlarıyla motive olmuştu.
Piyanosuyla seslendirdiği 1 Mayıs Marşı, mitinglerin vazgeçilmezi oldu.
Türk müziğine olan büyük katkısı ve sahip olduğu entelektüel bakış açısı nedeniyle sanatçı kalitesine kriter olabilecek nitelikte bir insan olarak onu pek çok insan gibi hep sevgi ve saygıyla anacağım.