POLİTİKA 

BİR GÜN DAHA!

Ertesi sabahın bugünü aratması için sebep yok. Bugünü çoktan yitirdik çünkü. Bekle. Belki gün doğar, şanslıysan bir parçası yüzüne düşer. Boğazın düğümlenmezse belki bulutlara nefesin yürür. Mevlüt Çankaya, Konya, 42. İki çocuk babası, kamyon şoförü. Yağlı ilmiğin bir ucunu ekmek teknesine bir ucunu nefesine doladı. Bir günü daha olmadı. Oysa yaşamak bu yangın yerinde; insanın tek marifeti. Aksi istikametin sonu meçhul. Sorarım size, direnişin son halkası mıdır yaşamdan feragat, yoksa bir vazgeçiş mi? Sürmek cansız bedenini, varlığını yadsıyanın ayaklarının dibine… Geri çekilmek mi, yoksa yüzüne tükürmek mi? Bir geminin bahsini…

Devamını Oku
POLİTİKA 

BAĞNAZLIK VE ÇÖKÜŞ

Osmanlı Devleti’nin çöküş tarihi, 1699 Karlofça Antlaşması ile başlatılır. Sonra 1718 Pasarofça anlatılır. Tarih kitaplarında hep aynı düzen ve şekil vardır: Savaşlar, antlaşmalar ve kaybedilen topraklar… Oysa çöküşün nedeni şekil değil, zihniyettir. Osmanlı’nın çöküşü, 1440’da Gutenberg’in Almanya’da ilk hareketli matbaayı kurması ile başlamıştır. Zira aynı matbaanın Osmanlı’ya kurumsal olarak girmesi 1727’yi bulacaktır. Yani 287 yıl sonra! Dikkat edilirse, Osmanlı Devleti’nin İstanbul’u fethettiği yıllarda, Avrupa matbaayı tecrübe etmeye başlarken, Osmanlı çağı takip edememiş ve geri kalmıştır. II. Mahmut Dönemi, geri kalmışlığın farkına varıldığı ve artık çare aranmaya başlanan bir dönemdir. Yani…

Devamını Oku
POLİTİKA 

KAYBOLMAK YA DA BİR GEZİ YAZISI

“Yol belli olursa ikircikliğe, tereddüde yer kalmaz.” – Dr. Hikmet Kıvılcımlı Sözlükte “yol”, bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık olarak tanımlanır. Alevilikte “Yol bir, sürek bin bir” derler; tasavvufi anlamda insanın kâmil olma yoludur. Sosyalizmi kurma yolunda ise mücadeledir, kavgadır, direniştir. Halkımızın ‘yolu’, devrimcilerimizin ‘yolu’, partizanların ‘yolu’ vardır. Bir de beri yanda Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın Türkiye Sosyalist Hareketi’nin teorik sorunlarının çözümü amacıyla kaleme aldığı, 9 kitaptan oluşan ve ‘Yol’ adını verdiği rehber çalışması vardır. Diyeceksiniz ki, bu girişten sonra bir yol, seyahat, gezip görülen yerleri anlatan yazı çıkar…

Devamını Oku
POLİTİKA 

BOĞAZİÇİ

Hava epeydir soğuktu. Sobayı yakmak için odun almaya üşendi. Bilgisayarın başına oturdu. Haberlere göz attı. Boğaziçi Üniversitesi’nde gençler ayaktaydı. – Kayyum rektör istemiyoruz! – Özgür üniversite! – Polis dışarı, bilim içeri! Sloganlarla, günlerdir yer gök inliyordu. “Ah, yaşadığım sürgünlük olmasa ben de orada olurdum” diye geçirdi içinden. 30 sene önceye gitti. Öğrenciydi. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ne büyük bir kortejle yürümüşler, kortejin başı okul bahçesine girince polis ablukasına alınmışlardı. Dehşet bir polis saldırısıyla okulun dar ve küçük olan ön bahçesinden daha korunaklı olduğunu bildikleri ana binaya kaçmak zorunda kalmışlardı.…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

SAĞCILIK-SOLCULUK

Önsöz: “Sağ” ve “Sol” kavramları, zihinlerde doğru çağrışım yapmaması nedeniyle halen ülkece yaptığımız yanlış seçimlere bir örnek oluşturacak niteliktedir. Günümüzün sıcak konularından biri olan “Sağcılık” ve “Solculuk”’un, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra anlamını yitirdiği iddia ediliyor. Oysa ne “Sağ”ın 70 yıldır ülkede estirdiği muhafazakârlık rüzgârı değişti, ne de “Sol” hakkında yoksul ve cahil kitleler üzerinde “Sağ” iktidarların oluşturduğu algı. Görülmesi gereken gerçek; toplumun faşizmi bile uygar, emekten, hak ve hukuktan yana olan “Sol” dünya görüşüne tercih etmesidir. “Halkın ferasetine güveniyoruz” gibi süslü laflardan önce sorunları doğru analiz etmeyen aydınların dönüp nerede…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

AYDINLANMA SAVAŞÇISI

24 Ocak 1993 sabah bir suikast haberiyle yüreğim burkuldu. Televizyon haberlerinde, radyoda gün boyunca, ertesi gün de yazılı basında Uğur Mumcu hakkında bilgiler verildi, yorumlar yapıldı. Yıllarca duyduğum bunca suikast, bunca ölüm haberlerine rağmen bu gelişme beni altüst etti. Uğur Mumcu’nun Cumhuriyet’teki köşe yazılarını okumak vazgeçilmezim olmuştu. Bazı konularda makale dışında yazı dizileri de olurdu, onları da takip ederdim. O, Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusuydu. Atatürk’le ilgili o zamana kadar hiç yazılmamış şeyleri yazıyordu. Akşam sofralarını, eşi Latife ile sıkıntılı ilişkilerini, Fikriye’nin ölümü ardından duyduğu acıyı Cumhuriyet’in 2’nci sayfasında yazı dizisi…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

‘NİÇİN BU İŞLERLE UĞRAŞTIN; BAĞIMSIZ TÜRKİYE’YMİŞ, SANA NEYDİ?’

“Niçin bu işlerle uğraştın? Kapitalizmmiş, sosyalizmmiş, sömürüymüş, bağımsız Türkiye’ymiş, sana neydi? Bak, bir kısım ‘hocalar’ böyle mi yapıyorlar? Çokuluslu şirketlere mali müşavir olsaydın, holdinglere danışmanlık yapsaydın ya da ‘Bana ne bunlardan?’ deyip sırtüstü yatsaydın… Böyle yapsaydın, katların, yazlıkların, kışlıkların olurdu, çocuklarına deniz motorları da alırdın. Sana ne yahu bu işlerden, sana ne?” Bu serzenişi Server Tanilli için dile getirmişti, Uğur Mumcu, Cumhuriyet’teki 10 Nisan 1978 tarihli köşesinde. Anayasa hukuku profesörü olan Server Tanilli, 7 Nisan 1978’de silahlı saldırıya uğradı, belden aşağısı tutmaz oldu. Uzun süre yurt dışında yaşayan ve Türk…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

“UĞUR’LAR OLSUN”

Uğur Mumcu suikastının 28’inci yıldönümünde, cesur ve örnek alınması gereken bir Türk aydınının, araştırmacı bir gazetecimizin niçin suikasta kurban gittiğini hatırlamakta yarar var. 24 Ocak 1993 tarihi, ülkemiz için kanlı bir gündür. Bu tarihte Karlı Sokak, tarihinde görülmemiş bir karanlığa bürünecektir. Daha sonra ‘Uğur Mumcu’nun Sokağı’ ismini alan Karlı Sokak, araştırmacı gazeteciliğin cesur kaleminin katledildiği 28 yıl önce, ülkemiz için yeni bir tarih sayfasının açılmasına tanıklık etmiştir. Bu suikastın ardındaki güçleri açığa çıkarmadan, Türkiye’nin demokratik, laik ve güçlü bir ülke haline dönüştürülmesi mümkün değildir. Hatırlayalım, 1 Şubat 1979’da Abdi İpekçi’nin…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

19 OCAK 2007 VE HRANT DİNK CİNAYETİ

Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi ve Zirve Yayınevi Katliamı iddianamesinde, yayınevi ile Dink ve Rahip Santoro cinayetlerinin ‘Kafes Eylem Planı’ çerçevesinde birlikte değerlendirilmesi bu olayların bir organizasyon olduğu izlenimi vermektedir. Amaç neydi, nasıl gelişti ve sonucu ne oldu? Rahip Santoro’nun misyonerlik –Hıristiyanlığı yayma görevi– faaliyetleri yürüttüğü iddiaları vardı. Hrant Dink katliamının nedenlerini bir dizi olaylardan varsayımlar çıkarılarak değerlendirmek mümkündür. Ölümünden önce basında öne çıkan bazı davalar, yazılarına gösterilen tepkiler nedeniyle hedef haline gelmişti. Hrant Dink’in yoğun yargı sürecinin başlangıç noktasını, kendisi doğrudan dava konusu olmasa da, Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

KÜRTLER CUMHURİYETÇİ Mİ OLUYOR?

Kürt yığını son derece politize olmuş, belki de edilmiş bir topluluktur. Ortadoğu coğrafyasında apolitik bir topluluğa rastlamanın zor olduğu da malumdur; fakat Kürtler için bu biraz daha tazyikli bir meseledir. Kürt çocukları iki dil ile yaşama kargaşasını atlatmadan henüz, politik söylemler ile baş başa kalarak bunu sahiplenir. Ekmeğin Türkçe telaffuzunu öğrenirken, beri yandan politize olmaya çoktan başlamıştır. Bu politize edilme hali de sistemli bir şey değil, aksine bir bakıma kültürlenme durumudur. Ailesinden politik bir kültürü devralan çocuklar lise ve üniversite çağında bunu daha yoğun yaşamaktadır. Lise çağında öğretmenlerinin kendilerini yok…

Devamını Oku