POLİTİKA 

YOLUN NE KADAR AÇIK SENİN, SEVGİLİ YURDUM?

Parası olanlar özel hastanelerde test yaptırıp tedavi olurken, yoksullar, orta gelirliler hastane kapılarında perişanlığını sürdürürken, yetmedi ölümle yüz yüze bırakılırken, cami koruma derneklerine Diyanet eliyle 29 milyon lira aktarılıyor. Salgında bilmem kaçıncı dalga, kaçıncı pik, artan vakalar, korku filmi gibi hastanelerde can verenler, yetersiz önlemler eşliğinde müjdeli bir haber vermekten söz ediyor birileri. Bir yangının tam da ortasındayız ve bu ateş gittikçe büyüyor. Üniversite mezunları işsiz… Öğretmen, hemşire, mühendis, mimar, yeni mezun avukat bile işsiz. İşsiz gazeteci sayısı da gün geçtikçe artıyor. Pandemiyle birlikte işini kaybedenler, artan yoksulluk, adaletsizlik, kaygıları…

Devamını Oku
POLİTİKA 

PANDEMİ GÜNLERİ, AYASOFYA, ‘UÇAN’ EKONOMİ, TİMSAH GÖZYAŞLARI VS.

Her geçen günün dünü arattığı bir yaşamın belki de orta yerinde, belki kıyısında ya da olur olmaz bir yerinde akıp gidiyor ömrümüz. Bir yanda salgın, gittikçe artan vakalar; diğer yanda işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, cehalet, karanlık… Ve ışıkların görünüp de önüne bir perde çekilemediği her yerde o istikamete giden tüm yolların tuzaklarla döşenmiş olması… Kadın-çocuk cinayetleri, bağışlar, yardım, dijital yayınlar üzerinden o aptalca konserlere harcanan paralar, savurganlık, yalanlar, nefret söylemi, ırkçı söylem, Ayasofya üzerinden iktidar ile muhalefetin “Evet, ibadete açılsın” yarışı… Gerçek gündemimiz hep ve her zaman kesintisiz bir şekilde, işte…

Devamını Oku
POLİTİKA 

TÜRKİYE İLE MISIR VE YUNANİSTAN GERİLİMİNİ ANLAMAK

Son günlerde Akdeniz ve Ege’de yaşanan gerginliği anlamak için kurgulanan yeni oyunu açıklamak istiyorum. Geçmişte yaşanan “11 Eylül” kurgusu ile çöken iki kutuplu dünyayı yaşatmak için kurgulanan yeni düzen; siyasal İslam’ın köktendinci kanadında “El Kaide” ve sonrasında “IŞİD” ya da “DAEŞ” gibi küresel terör örgütleri yaratarak Ortadoğu’da doğrudan ya da dolaylı bölgesel savaşlar çıkarmak ve NATO’ya varlık nedeni kazandırmak biçiminde bir strateji etrafında kurgulandı. Bu süreçte birçok Ortadoğu ülkesi yeniden dizayn edildi, Afganistan, Irak ve Suriye’nin işgal ve istikrarsızlaştırılması ile amaçlanan yeni strateji başarıyla yürütüldü. Bugün Ortadoğu ülkelerine yönelik operasyon…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ÇÖP BİDONUNUN ÇEVRESİNDE TOPLANMAK

Bir ülkenin kaderi, vatandaşlarının bilinci ve kültürü ile şekillenir. Yaklaşık 40 yıldır yaşadığımız siyasi rejimler ve özellikle son 20 yıldır ülkenin içine sokulduğu muhafazakâr pratik, gelecek için büyük endişeler içine girmemize neden olmaktadır. Vatandaşların duyarsızlaşması, kamplaştırılması, hoşgörü kültürünün ortadan kalkması, empati sahibi olmayan, nefret kültürü ile donanmış “kindar ve dindar” bir nesil yetiştirilme hedefi ile vasıfsızların rekabetine dayanan nepotist anlayışın egemen olması, itaat kültürünün yaygınlaştırılması, üniversitelerin suskunluğu, muhalefetin ortadan kaldırılmasına dönük yeni bir sistem inşa edildi. Bu yeni sistemin yetiştirdiği genç nesil; adaletin yerine sonuca odaklanan, gelecek ümidi ve ufku…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

DEMOKRASİ TİYATROSU

Bir güç elde etmenin en etkin yöntemi size ve söylemlerinize sürekli karşı çıkan ve sürekli muhalefet eden bir grubun olmasıdır. Bu durumda taraflar arasında rekabet ve düşmanlık, mantığın önüne geçer. Gruplar savunduğu fikirlerden çok, taraftarı olduğu grubun galibiyeti veya mağlubiyeti üzerine odaklanır. Böylelikle en aptalca, normal insan zekâsının çok altında fikirler bile kabul görür. Bu nedenle düşünce ve inancın rakipleriyle çatışması devamlılığının vazgeçilmez yoludur. Bir ülkeyi yönetmek ya da yönetmeye aday olmak elbette kişisel olarak gurur vericidir. Ancak egonun yükselmesine, narsistik etkilere de neden olabilir. Oligarşik, monarşik, teokratik veya faşist…

Devamını Oku
POLİTİKA 

İHANET?

Günlük yaşamda çok kullanılan, ancak kullanan kişiye göre anlamı değişebilen sözcüklerden birisidir “ihanet”. Öyle bir sözcüktür ki, iletişim halindeki her iki kişi ya da her iki taraf da birbirlerini ihanetle suçlayabilmektedir. Son günlerde sıkça kullanılmaya başlayan bu kavram, bazı yanlış yaklaşımların ortaya konması bakımından netleştirilmesi gereken sözcüklerden birisidir. Kişiler arasındaki iletişimde kavramları kullanırız. Bu kavramlar yanında iletişimin yöntemi, aracı ve iletişim sürecindeki taraflar, bu sürecin tamamlayıcısıdır. Bu konuyu basit bir şekille açıklayacak olursak: Kişi → İletişim Yöntemi / İletişim Aracı → Kişi/Grup Kişisel ve grup iletişiminde yöntem olarak şunlar kullanılabilir:…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ARABESK İŞİ KAHRAMANLIK

“Ülkemiz çok stratejik bir konumda, bu yüzden düşmanlarımızın ülkemizde gözü var.” Bu sözü yıllarca duyduk, hâlâ da duyuyoruz. Medyada, açıkoturumlarda, konferanslarda, siyasilerin toplantılarında duymaktan bıktık. Aynı şeyi İranlılardan da duyunca gülmüştüm. Konuşmanın bütününün verdiği mesaj nedeniyle bunu söyleyiş gerekçeleri oldukça açıktı. Mesaj; “Vatanınıza sahip çıkın” değil, sadece düşmana dikkat çekmekti ve bunun üzerinden mağduriyet propagandası yapmaktan ibaretti. Stratejik olarak ülkemizin önemli olması doğrudur. Oysa ülkemiz için asıl önemli olan, iklim ve doğa koşulları olarak yaşamaya elverişlilik açısından çok değerli olmasıdır. “Stratejik önem” uyarısı vatanseverlik gibi algılansa da sürekli bir düşman…

Devamını Oku
POLİTİKA 

ZOOM’DA ‘MUHALEFETTEN BEKLENTİLER’ TOPLANTISI

Sosyal medyanın hızla ana akım medya mecralarının yerini aldığı bir döneme girdik. Geldiğimiz noktada yazılı medya mecrası olarak gazetelerin hızla okur kitlesi ve etkisini yitirdiği, zaman içinde de panel ve konferansların yerini internet toplantılarının alacağı görülüyor. Bu süreç içinde ‘YouTube’ ve ‘Zoom’ gibi medya araçları öne çıkıyor. Geçen hafta Zoom üzerinden bir toplantıyı izledim. Konu, Türkiye’de muhalefetten beklentiler olunca çok sayıda katılımcının izlediğine tanık oldum. Toplantıdaki konuşmacılar arasında Erol Tuncer, Şevket Bülent Yahnici ve Dr. İbrahim Uslu gibi deneyimli siyasetçi ve uzmanlar vardı. Ayrıca, toplantıda Başkent Ankara Stratejik Araştırma Enstitüsü…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

İLERİCİ GERİCİLİK – DOĞU

İslamiyet öncesi dönemde göçebe yaşam tarzı, –sürekli hareket halinde olan topluluklar açısından– özel mülkiyete izin vermiyordu. Ortak kullanım alanları topluluğun malıydı. Töreler, gelenekler kısmen de olsa eşitliği savunmaktaydı. Toplumsal yapının değişmesi için yerleşik hayata geçilmesi ve ticari alışkanlıkların dönüşüme uğraması gerekiyordu. Öyle de oldu. Yerleşik yaşam göçebe toplumun yapısını alaşağı etti. Bunun en belirgin görüntüsü “kadın” konusunda yaşandı. Üretimde başrol oynayan, çadırda başköşeye oturtulan, düşüncelerine başvurulan kadından, cariye olan, tek erkek için kavgaya tutuşan ve doğurganlık özelliği dışında dikkate alınmayan, bir erkeğin şahitliğinin karşısına iki kadının konduğu evrilme yaşandı. Tanrının,…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

‘AYNEN BABA, İYİ OLDU!’

Hayri Bey, kendini muhafazakâr olarak tanımlar. Namaz, oruç, hac… İbadetini aksatmaz; ama elini dünya işlerinden çekmiş de değildir. Çalışmaya, üretmeye devam eder, vergisini verir, vergi de bu dönemde bir nevi zekât sayıldığından ayrıca zekât vermez. Pek televizyon izlemez. Ama sosyal medyayı takip etmeyi, sık sık gönderi oluşturmayı, arada bir cuma mesajı atmayı, kandil gecelerinde cami fotoğrafları paylaşmayı sever. Kafası atarsa sosyal medyada siyasete yönelik atarlanmalar da yapar. Arada bir coşagelir, sosyal medya mosyal medya dinlemez, küfrü basar. 5 şeye çok kızar Hayri Bey. – Reis’e haksızlık yapanlar, bir. – Reis’in…

Devamını Oku