POLİTİKA TOPLUM 

ZAMLAR RAMAZAN SOFRALARINI EKSİLTTİ

Oruç tutana ayrı, tutmayana ayrı muamele yapılması bu ramazanda da devam ediyor. Ve bu ayrımın eğitim yuvalarında yapılıyor olması daha da yanlış. İstanbul’da bir okulda kantin dışında olan yerlerde öğrenci ve öğretmenlere ramazan boyunca yemek yemek yasak… Gebze Üniversitesi’nde de ücretsiz olan öğle yemeği ramazan boyunca ücretli! Oruç biz insanların hem bedenen hem de ruhen arınmasını sağlar, bu şüphesiz bir gerçek. Fakat böyle yaptırımlarla tuttuğunuz orucun sevabı da çok kalır mı? Geri kalan on bir ay boyunca sanki çoğumuz Müslümanlığın hakkını veriyoruz da ramazanda asıl olması gerekenlerle yüzleşiyoruz. Bu ramazanda…

Devamını Oku
TOPLUM 

YURTSUZ SÖMÜRGENLERİN SAVAŞI

“Gıdası kulağından olmayan, kâinatı yese doymaz.” – Hüdai Baba İnsanlık tarihinin yazımı “savaş ve barış”tan ibarettir. Bu durum bilimsel düşüncenin acizliğinden değil, bağnazlığın, kapitalizmle döllemiş ülke ekonomilerini emperyalizm canavarına teslim etmesindendir. Birbirine bağlı ekonomilerden oluşan gezegenin kaynaklarının sınırlı olması, bu kaynakların paylaşımını ve pazar payının etki alanını daha önemli kılar. Savaşlar da bu etki alanlarında gerçekleşir. Adam Simith’in ‘Milletlerin Zenginliği’ kitabında altını çizdiği klasik ekonomik doktrinde, piyasalarla ilgili olarak “görünmez el” metaforu, eğer tanrının eli ise bu elin vicdanının toplumsal fayda eksenli olması gerekirdi. Oysa kişisel (oligarklar-emperyalisler) çıkar eksenli olduğu…

Devamını Oku
TOPLUM 

GIDA KOLİSİ

Fakirin bir ramazanı var, bir de kurbanı… Çünkü ancak ramazanda o da birileri hatırlarsa, muhtar kayırırsa nohut, fasulye, mercimeği bolca görür kazanı. Kurbanda et aynı. Fakat artık belediyelerin verdiği, muhtarın getirdiği gıda kolisinden her çıkanı pişirmek kolay değil. Kuru fasulye, nohut mesela… Pişir Allah pişir, saatlerce kaynar da ancak yumuşar. Tüpgaz fiyatından haberin yoksa “E, ne olmuş, kaynatsın o da” dersin ama bu tüpgaz parasıyla yemek kaynatmak kolay mı? Onun için en iyisi makarna… Su kaynadı mı at suya, iki haşla, bir yağlı salça dök üzerine, tamam. Hem az tüp…

Devamını Oku
TOPLUM 

ÖZGÜRLÜK TACINI ARAYAN KADIN / AZİZE MATRONA

“Sabahı görmek için geceyi yenmen gerekir!” – Şarkı sözü Tarihin tozlu sayfalarından çıkarak benim düşüncelerime girip yerleşmesi bana, dünün ve bugünün kadını ile benzerliklerini hatırlatması… Hakkında edindiğim kısacık ama net bilgiyle belleğime yerleşmesi, ne kadar araştırsam da daha fazlasını öğrenemediğim Azize Matrona (Matrona Nikonova). M.S. 5’inci yüzyılda Roma İmparatoru Anastasios’un (491-518) dini politikalarına karşı geldiği için kocasıyla arası açılmış bir kadın Pergeli Azize Matrona. Bizans İmparatoru Anastasios’un monofizit din politikaları halkı bezdirmiş, bu dönemde ayaklanmalar olmuşsa da bastırılmıştır. Pergeli Matrona’nın kocasıyla ters düşen düşünceleri, kocasının baskısı (bu baskının günümüz kadınlarına…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT TOPLUM 

BİR ÇAĞ YANGINI BU, BÜTÜN DÜNYA GÜNAHKÂR / CADILIK

“En büyük düşmanımız dönüştüğümüz şey değil, korktuğumuz şeydir.” – Virginia Boecker, Cadı Avcısı  Son günlerde ana temasına kadını alan, kadının yaşadığı; sosyolojik, ekonomik, psikolojik ve kültürel baskılara, haddi aşan, sınırı geçen aşağılamalara vurgu yapan yapımlar ve eserler fazlasıyla yaygınlaştı. Özellikle yayınlandığı günden beri tüm salonları doldurmayı başaran ‘Bergen’ filmi, kadının göz ardı ve kulak arkası edilen tüm yönleriyle tekrar konuşulmasını sağladı. Karakterler değişse de hikâyeler, yaşanmışlıklar, acılar asla değişmiyor. Çünkü toplumlarda, özellikle de özgüvenini ve kendine öz saygısını kazanamamış bazı erkeklerde kadına yönelik büyük bir korku var. Bu korkunun en…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

İNSAN KISIM KISIM, HIRSIZ ÇEŞİT ÇEŞİT

2017 Haziran’ının bunaltıcı sıcağında açık pencereden evime hırsız girmiş ve bu durumu daha dar bir mecrada arkadaşlarımla paylaşmıştım. Şimdi, sevgili okur, mahrum kalmayasınız diye sizlere de bahsedeceğim. Hoş, şimdilerde daha yoğunluklu olarak hırsızın mutfağımıza, elektrik ve doğalgaz sayaçlarımıza, ücret bordrolarımıza, evlerimize girmesi için camların, kapıların açık olması gerekmiyor. Halklarımız; finans-kapitalin siyasal İslamcı iktidar sahipleri eliyle yürütülen daha organize soygun ve talana maruz kalmaya devam ediyor. Ama “küçük ve büyük hırsızlar” meselesine geçmeden başka bir konu hakkında iki kelam etmek isterim: Sosyoloji 1’inci sınıfı bitirdiğimde kendime “çeyrek sosyolog” demiş, kendimden de…

Devamını Oku
TOPLUM 

HOROZLAŞAN TAVUK

Çocukluğumun geçtiği bahçeli evimizin en güzel tarafı, hayvan yetiştirme olanağına sahip olmaktı; bazen ördek, bazen kaz, çoğunlukla da civciv halinden başlayıp tavuk-horoz besler, büyütürdük. Yetişkin hale gelip yavru sahibi olur, hem sayıları artardı hem çocuk ruhumuzla civciv olarak bakıp büyüttüğümüz tavuk ve horozlar arkadaşımız, dostumuz, vazgeçilmezimiz olurdu. Onların üzerinden, davranışlarını izleyerek ve ayrıntıları gözlemleyerek doğanın prensiplerini öğrenmek mümkündü. Bir tavuk, kuluçka dönemlerinde inanılmaz özverili davranır. Günlerce yumurtalarını sıcak tutmak uğruna onların üzerine oturur. Diğer tavuklarla uğruna rekabet ettiği horozdan aylarca uzak kalır, hatta yanına bile yaklaştırmaz. Asla çiftleşmez. Sanki aralarında…

Devamını Oku
TOPLUM 

ZAM KAHVEHANESİ

Zamlar bıktırdı, yordu. Ama ben bir zamma sevindim. Memnun oldum. Keşke daha da artsa dedim. Efendim, mevzuubahis kahve… Çekilmiş Türk kahvesi. Eskiden bu kadar yaygın değildi. Benim çocukluğumda dünürcü geldiğinde, cenazesi olan evlerin ilk dini bayramında, yani yas bayramında kahve yapılır, ikram edilirdi. Ehlikeyifler vardı ama onların sayısı hem azdı hem de işin gösterişine kaçmaz, günde bir fincan, o da eşref saatinde içerlerdi. O zamanlar çay, ikramların başında gelirdi. Keyfin de… Çay tiryakileri kendilerini hemen belli ederlerdi. Fakat kahve tiryakisini tanımak mümkün değildi. Beş-on sene önce kesin bir şeyler oldu,…

Devamını Oku
TOPLUM 

PAÇ(Y)OZ

“Amerika’da Senato’dan başka yerde suçlular barınamaz.” – Mark Twain Yozlaşma insanoğlunun doğuşuyla eş zamanlı bir konu değildir. İlk insanın 150-200 bin yıl önce ortaya çıktığı düşünülürse, yozlaşmanın günümüzden daha erken bir vakti işaret ettiği söylenebilir. Yozlaşma mağarada mı başlamıştır, yoksa mağaradan dışarı çıkan insanla mı başlamıştır? Platon’un mağarasındaki insan, yanılsamaların gerçekliğine inanıyordu. Hayatın yansımalardan ibaret olduğunu düşünmesinin nedeni farkındalık düzeyi idi. Bireysel bencilikler zincirleme bir reaksiyon gibi toplumsal yozlaşmanın çekirdeğini oluşturdu. Birey ne kadar yoz ise toplum da o kadar yozdu. Yozlaşma, düzenin erk sahiplerinin hırsızlığı ile başlamaz. Bu olsa…

Devamını Oku
TOPLUM 

KÖTÜLÜK–İYİLİK

Kötülük nedensiz olmaz, iyilik ise neden gerektirmez. Kötü niyet taşıyanlar niyetleri için çok gerekçe bulur. Bu, insan doğasından gelen vicdan dürtüsünün bastırılması içindir. Aksi halde kişi başkasına zarar verebileceği eylemleri yapmaktan kendini alıkoyar. Kötülük gerekçeleri; “Ben yapmasam bir başkası yapacak”, “Doğanın kanunu böyle”, “Bu hayatta ancak böyle ayakta durabilirsin”, “İyilik saflıktır”, “Güçlü insanlar herkesin korktuğu çekindiği insanlardır” düşünceleridir. “Ben enayi miyim?” gibi daha pek çok genel gerekçelere sığınıldığı gibi özel gerekçeler de vardır. Sürekli paranoya yaşayan insanlarda “Ben yapmasam o bana yapacaktı” duygusu vardır. Kimi, sıradan bir konuşma ya da…

Devamını Oku