POLİTİKA TOPLUM 

TEK GÜNAHKÂR MÜTEAHHİTLER Mİ?

Müteahhit, imar planı yapabilir mi? Yapamaz. Riskli parselleri ayıklamak şehir plancılarının işidir. Müteahhit, zemin etüdü yapabilir mi? Yapamaz. Zemin etüdü inşaat, jeoloji, jeofizik mühendislerinin görev aldığı kurumların işidir. Müteahhit, proje yapabilir mi? Yapamaz. Projeler makine, elektrik, inşaat mühendisleri ve mimarların işidir. Müteahhit, kendi başına iş yapabilir mi? Yapamaz. Belediyelerin ilgili birimleri müteahhidin iş bitirmesi yeterliyse ruhsat verir. Müteahhit, ruhsatını almış olsa da işe başlayabilir mi? Başlayamaz. Tam zamanlı şantiye şefi çalıştırmak zorundadır. Bu şef, inşaat mühendisi veya mimar olabilir. Sorumluluk bunlara aittir. Kullanılan malzemeden şantiye şefi sorumludur. İsterse inşaatı durdurma…

Devamını Oku
TOPLUM 

AHLAK DEYİNCE

Şöyle der, M. T. Cicero: “Memleketler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çökerler.” Ve ekler Napoléon Bonaparte: “Ahlak olmayan yerde kanun bir şey yapamaz.” Son sözü de Platon söyler: “Ahlak ve üçkâğıtçılık, terazinin iki ayrı kefesinde yer alır; bir çıkarsa biri iner.” Bizler depremde yalnızca binlerce insanımızı kaybetmedik aslında, ahlaki değerlerimizi de yitirdik. Acıdan kazanç sağlamaya çalışan insanları gördükçe insanlığımızdan utandık. Hepimiz biliyoruz ki bir toplumda en çok konuşulan değerler, o toplumda en çok eksik olan değerlerdir. Ahlak bunların en başında yer alır. Yaşadığımız bu acı ahlak konusunda düşünmemizi sağladı: “Ahlak doğuştan mı…

Devamını Oku
TOPLUM 

KOMPLO TEORİLERİNİN MUCİDİ O KANAL!

Pandemi döneminde olduğu gibi deprem felaketi sonrasında da yine komplo teorileri ortalığa saçıldı. En yaygın olanı ise, “ABD’nin Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı (HAARP) teknolojisi ile Kahramanmaraş depremini tetiklediği” yolunda. Depremin yapay olarak tetiklenebildiği varsayımına dayalı bu komplo teorisi sosyal medyadan yayıldığı gibi maalesef medyada da kendine yer buluyor. Örneğin, Nedret Ersanel, 15 Şubat’ta Yeni Şafak’ta yayımlanan ‘Deprem doğal mı, suni mi?’ başlıklı yazısında “depremlerin suni olarak tetiklenebileceği” yolundaki bilim dışı kanaatini dile getirdi; “HAARP gibi yapılara bile gerek kalmadan fay hatlarına su basılması türünden insan yapımı uygulamaların dahi”…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT TOPLUM 

‘YAPTIĞIM HER ŞEY KENDİ SEÇİMİMDİ’ / ANNE BOLEYN

“Ah, trajediler kraliçesi,/ kalbin kırıkken de gülümseyebilirsin/ çünkü sen bir kadınsın.” – Philippa Gregory, ‘Boleyn Kızı’ Bazı fikirler ve kalıplar bazı değiştirilemez ve dönüştürülemez zihinlere öyle sert bir şekilde kazınmıştır ki onları hiçbir fikirsel reformla ya da kültürel rönesans ile olmaları gereken noktaya asla getiremeyiz… Kadınlar; her çağda her dönemde onları geride durmaya zorlayacak, ruhlarını ve fikirlerini kalıplara sokacak, hatta yok etmeye çalışacak zihniyetlerin bitip tükenmez eziyetlerine katlanmak zorunda kalmışlardır. Kimisi bu zihniyetlerin pençelerinden gelen bir ölüme teslim etmiştir kendini, kimisi ise hiçbir zihniyete boyun eğmeden kendini ve benliğini değiştirmeden…

Devamını Oku
TOPLUM 

DEZENFORMASYONA “DUYARLI” YAZARLARIN ÇİFTE STANDARDI

Deprem sonrasında iktidar medyası ve yazarları, yaşananları ve sorunları aktarmak, felaketin bu denli büyümesinin nedenlerini ve sorumlularını aramak yerine enerjilerinin büyük bölümünü “yalanlama”ya ayırıyorlar. Varsa yoksa dezenformasyon! Bir yakınmadır gidiyor iktidar medyası saflarında ama onlar da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının Dezenformasyon Bülteni’nde olduğu gibi suçladıkları kişi ya da kurumların adını sanını vermiyorlar; “yalan” olduğunu savundukları haber ve paylaşımların kimler tarafından tedavüle sokulduğunu belirtmiyorlar. Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, ‘Dezenformasyon Can Alıyor’ başlıklı yazısında “Deprem gibi afet zamanlarında yapılan dezenformasyon, açtığı sonuçlar itibariyle can alıcı seviyeye gelmiş durumda” değerlendirmesi yaptı. Sonra da…

Devamını Oku
TOPLUM 

AYNI SOKAKTAYIZ

Ne güzel, tam unutmuşken depremi, o korkuyu atmışken, o tevekkülü, o kalenderliği terk edip kendi âlemimize dönmüşken… Yine hırsa düşmüş, yine para pul hesaplarına girmişken… Hani fabrika ayarlarına dönmüşken tam… Hop, bir daha salladı deprem. Şöyle beş-on saniye… Kısacık. Apartmandan hızla çıkan vatandaş, bir başka apartmandan hızla çıkan vatandaşa durumu özetledi: “Çok pis vurdu…” * * * Çok pis vurunca deprem dışarı çıkarız biz. Sokakta otururuz. Bekleriz. Neyi bekleriz? Deprem dediğin yağmur gibi, kar gibi gözlenebilen; günü, saati tahmin edilen hava olayı değil ki geleceği saati tahmin edesin de dışarıda…

Devamını Oku
TOPLUM 

AYNI OTOBÜSTEYİZ

“Bitpazarına gider mi bu otobüs abi?” dedi genç erkek. Şoför, “Gider” dedi. Başıyla “Gelin” diye işaret etti genç erkek. Durakta bekleşen genç kadınlar otobüse yöneldi. Çocuklu olan oturdu bir koltuğa. Diğerleri ayakta. * * * Bitpazarına en yakın durak Dondurmacı Halil. Şöyle böyle 15 durak var. “Bitpazarına geldik mi?” diye sordu yanındaki yaşlıca erkeğe. “Yok” dedi beriki. “Yabancı mısınız?” “Yabancıyız.” “Nereden?” “Diyarbakır. Depremzedeyiz.” “Geçmiş olsun. Kaybınız çok mu?” “Allah razı olsun. Benim aileden çok can kaybı yok. Ama mal, davar, ne var ne yok hepsi gitti. Viran oldu bizim oralar.…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

PED, FARELER VE ASFALT

Günlerdir ülkece yaşadığımız acılarla ve çaresizlikle başa çıkmak için bugün yürüyüş yapmak istedim. Vicdan azabı çekmemek için de kendime şöyle söyledim: “Nihayetinde kendimize bakmazsak, başkalarına nasıl bakacağız?” Yürüyüş yaptığım ana yoldan orman yoluna girdiğimde, menopozun ne iyi bir şey olduğunu düşünmekteydim. Kendi adıma bana nefis bir özgürlük vermişti menopoz. Fakat işte yaşamdan kopamıyor ya insan, bir anda aklıma depremzede kadınlar geldi! Birkaç kısa kayıt izlemiştim, gözlerimin önünde geçti yürürken. O kayıtlarda konuşanlar, depremden beri yıkanamadıklarından söz ediyorlardı. 15 gün! Üstelik normal ve temiz koşullarda değil; toz toprağın içinde… 15 gün……

Devamını Oku
TOPLUM 

MEDYANIN ŞÖHRET ŞEHVETİ

Medyanın, sosyal medyanın peşinden giderek birkaç günlüğüne şöhret haline getirdiği ne kadar çok insan gelip geçti gözlerimizin önünden… Üç yıl kadar önce bir kitapçıdaki söyleşi görüntüleriyle “Filozof Çocuk” diye tanımıştık Atakan Kayalar’ı. Beş ayda 250 kitap okumuş, felsefe bilen 10 yaşında bir çocuktu. O günlerde TV programlarına çıkmaktan bıkmış, sokağa çıktığında fotoğraf çektirmek isteyenlerden sokakta yürüyemez hale gelmiş, şöhretten yorulmuştu. Ne oldu? Bir yıl sonra bir iki programa daha çıktı, sonra unutuldu gitti. Aksaray Belediyesi temizlik işçisi Hamit Karakaya, çöp toplarken dans görüntüleriyle bir anda şöhret olmuştu. Kıraç onu sahneye…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ERDOĞAN’IN ALKIŞ TUTARSIZLIĞI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “doğalgaz müjdesi”ni açıklarken “Basın mensupları da hiç alkışlamıyor ha. Yanlış iş mi yaptık?” diyerek alkış isteyince gazeteciler ne yaptı dersiniz? Gülümsediler, çoğu da alkışladı. Gazeteci alkışlamaz. Sadece siyasetçiyi değil, muhatabı kim olursa olsun alkış tutmaz. Gazetecilik faaliyeti sırasında alkışlamak, gazetecinin eleştirelliği bırakması demektir. Saray’a akredite olan gazeteciler de o gün aynı zamanda AKP Genel Başkanı olan Erdoğan’ı alkışlayarak gazeteci gözüyle izlemeyi bırakarak, o siyasi etkinliğin bir parçası haline geldiler. Erdoğan ise medyaya bakışını dile getirmiş oldu. Etrafında kendisine alkış tutacak gazeteciler istediğini açıkça ilan etti, hem de geçmişteki…

Devamını Oku